Yaşam >> Yeni Şafak Hayat

Uda adanmış bir hayat

Link [2022-03-12 14:51:59]

Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu ud sanatkârı Necati Çelik’in hayatı belgesel oldu. Konya’da çocuk yaşta bağlamayla başlayan ud macerasını dünyaya taşıyan Çelik, alanının aranan isimlerinden birisi oldu. Dünya çapında verdiği konserlerin, çıkardığı albümlerin yanı sıra yetiştirdiği öğrencilerle de sanatını geniş kitlelere ulaştırdı. Şerif Muhittin Targan’a olan ilgisi sayesinde, kendi kendine öğrendiği ud ve mızrap becerileri, Çelik’in adını usta isimler arasına yazdırdı.

“Sahibini Arayan Ud” isimli belgeselle usta udinin yaşamı, ailesi ve sanatçı dostlarının gözünden beyaz perdeye aktarıldı. Çelik’in bireysel ve sanat alanındaki gelişimi, daha sonra ise öğrendiklerini gelecek nesillere aktarımından oluşan bir kurgu benimsendi. Farklı ülke ve şehirlerde gösterimi yapılacak belgesel, yaz sonu dijital platformlara aktarılacak. Yönetmenliğini Mustafa Yılmaz Kuş’un yaptığı belgesele Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Sinema Genel Müdürlüğü destek verdi.

Değeri bilinsin istedik

Belgesel çekme fikrinin Necati Çelik’in öğrencilerinden, Uğur Cebeci’den çıktığını söyleyen yönetmen Mustafa Yılmaz Kuş, “Necati Bey’in hayatını araştırmaya başlayınca içinde kayboldum. Engin bir bilgi birikimi ve yaşadıkları ilgimi çekti. Hoca, yaklaşık 20 yıldır Kadıköy’deki ofisinde ücretsiz ud ve Türk müziği dersi veriyor. Yaptığı bu güzel işi duyurmamız lazım diyerek işe koyulduk. İnsanların o hayattayken, onun varlığını, bilmesini istiyoruz” diyor.

Belgesel içinde belgesel

Üç farklı ülkede çekilen belgesel çalışmalarına 2019 yılında başlanmış. Belçika ve Yunanistan’da gerçekleşen çekimlerin ülkemizdeki kısmı ise Konya, İstanbul, Ankara ve Antalya’da yapılmış. 2020’de tamamlanan belgeselin yayınlanması ise pandemi nedeniyle bu yıla sarkmış. Belçika’daki çekimlerde Çelik, bir de albüm kaydı yapmış. Albüm çekimlerini kendilerinin yaptığını söyleyen Kuş, “Albüme ilişkin çekimleri de belgeselde göreceğiz. Belgesel çekimi için yurt dışına gittiğimizde fark ettim, kendisine büyük bir hürmet var. Yurt dışından tez çalışması için araştırma yapmaya gelip, Necati Hoca’ya ulaşan, onunla konuşan birçok insan var. Belgesele bunları da koyduk. Hatta Belçika, Almanya gibi ülkelerden yabancı televizyon kanalları, çekimlerimiz sürerken gelip kendisiyle röportaj hatta kısa belgeseller yaptı.”

Hatıralarım kalıcı oldu

Yeni Şafak’a konuşan Çelik, udla tanışma hikâyesini şöyle özetliyor:

“Konya’da ortaokula giderken yazları yanında çalıştığım avukat Erbil Koru bana 1921 yapımı bir ud hediye etmişti. Kötü durumdaki o udu onarıp çalmaya başladım. Ud zaten Konya’da yaygın bir çalgı. Uddan önce bağlama çalıyordum. Sonra uda döndüm. Ailede Necati amcam ud çalarmış. Başka ilgilenen yoktu.” Belgeselin bir kısmını izlediğini ifade eden Çelik, hislerini ise şu sözlerle aktarıyor: “Belgeselde udla ilk tanışmamdan bugüne kadar olan her şeyi anlattık. Yurt dışı çekimlerinde konser ve ders verdiğim bölümler yer aldı. Belgeselin belirli bölümlerini izledim. Gurur duydum, memnun oldum. Hatıralarım kalıcı hale gelmiş oldu.”

Eski İstanbul bir ud sesindedir

Düşünce dünyamızı derinden etkiledi