Yaşam >> Yeni Şafak Hayat


İstanbul’un en cıvıltılı hazinesi


Link [2022-03-13 04:11:14]



Bugüne kadar iki yıl önce kapımızı çalan koronavirüs salgınıyla ilgili sayısız olumsuz haber yaptık. Ancak zaman içinde pandemi şartlarının bazı olumlu hikâyeler doğurduğuna da şahit olduk. Onlardan birinin baş kahramanları da Bilgesu Güngör Tutal ve Tora Benzeyen. Kuş gözlemcisi olan iki arkadaş, pandemi günlerinde evlerine komşu olan Fethipaşa Korusu’nda doğa severlerle beraber kuş gözlemlerine başladı. “Bu gözlemler sırasında kendi mahallerindeki kuşlar, bitkiler ve diğer canlıları belgeleyip Instagram’daki @fethipasada hesabında paylaştılar. Bu gözlemlere hâlâ devam ediyorlar. Tutal ve Benzeyen’in keyifli macerası hepimize doğanın aslında yanı başımızda olduğunu ve korumanın da yine yanı başımızdan da başlayabileceğini gösteriyor. Günümüzde herkesin çevresindeki doğal yaşamın farkında olması gerektiğini ve bu nedenle “vatandaş bilimi”nin önemine dikkat çeken ikiliyle Fethipaşa’da bir araya gelerek bir söyleşi yaptık...

Fethi Paşa Korusu’nda kuş gözlemi yapmaya nasıl başladınız?

B. G. T. :Biz çizim ve kuşlar vasıtasıyla tanışmış iki arkadaşız. İkimiz de uzun yıllardır kuş gözlemi ile ilgileniyor, doğa koruma alanında çalışıyoruz. Fethi Paşa Korusu ise evimizin çok yakınında. Açıkcası pandemi öncesinde kuş gözlemi için çok tercih ettiğimiz bir alan değildi. Ancak pandemi sırasında farklı alanlara gidemediğimiz için koruya daha sık gitmeye başladık. Koruya dürbünle gitme sıklığımız da zamanla artmaya başladı. Birbirimizle koruda kaydettiğimiz kuş seslerini ya da çektiğimiz fotoğrafları paylaşıyorduk. Koruda bilinenden daha fazla sayıda kuş türü olabileceğini konuşmaya başlamıştık. O sıralarda Validebağ Korusu’nda düzenli gözlem yapan kuş gözlemcilerinin @validebaginkuslari Instagram hesabının varlığı da bizi motive etti ve biz de bir hesap açmaya karar verdik. Koruda düzenli gözlemler yaparak korudaki tür çeşitliliğini tanımak, kayıt altına almak ve bunları paylaşarak farkındalık oluşturmak istedik.ÇITKUŞU KORUNUN MASKOTU

Bu bölgede en çok hangi kuşlar gözlemleniyor?

T. B. : Logomuzda da yer alan çıtkuşu korunun maskot türü diyebiliriz. Her zaman gür sesiyle korudaki varlığından haberdarız. Koruda bugüne kadar farklı gözlemcilerin de katkılarıyla toplam 76 farklı kuş türü gözlemlendi. Alakarga, saksağan, leş kargası, küçük karga, mavi baştankara, büyük baştankara, çıvgın, uzun kuyruklu baştankara, sığırcık, karatavuk, kızılgerdan, serçe, küçük kumru tüm yıl boyunca sık gördüğümüz bazı türler. Bir de sadece ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde göç sırasında karşılaştığımız türler var. Bunlar koruda her zaman görebildiğimiz kuşlar değil ama bizi oldukça heyecanlandıran türler. Ayrıca koruda bugüne kadar gözlemlenmiş tek baykuş türü olan Alaca baykuşun varlığından da bahsetmeden geçmeyelim!

Sizi şaşırtan kuşlarla karşılaştınız mı?

T. B. : Bahar aylarında bizi oldukça şaşırtan kuşlarla karşılaşabiliyoruz. Böyle durumlarda hemen telefonla birbirimize haber veriyor, uygunsak dürbünle koruya koşuyoruz. İstanbul kuşların göç rotası üzerinde olduğu için ilkbahar ve sonbahar aylarında tüm sürprizlere açığız ve korunun en heyecanlı dönemi diyebiliriz. Karaalınlı örümcekkuşu, orman çıvgını, halkalı sinekkapan, kirazkuşu ve ağaç incirkuşlarının korudaki ilk kayıtlarını almak çok keyifliydi mesela. Benzer şekilde geçtiğimiz ilkbaharda karşılaştığımız sarıasma isimli göçmen bir tür bizi oldukça şaşırtmıştı. Çok kısa bir an karşılaştıktan hemen sonra tüm koruyu taramamıza rağmen kuşu tekrar bulamadık.

Şehirde hâlâ kuşlar var mı? Biz neden onları daha az görüyoruz?

B. G. T. : Olmaz olur mu! İstanbul kuş açısından zengin bir şehir aslında. Ancak kuşları az görmemizin temelde iki sebebi var. Birincisi doğal alanların azalması ve gürültü kirliliği gibi şehir baskısından dolayı eskisi kadar kuş gelmiyor. İkincisi ise kuşlar aslında yanı başımızda ama biz onların farkında değiliz. Şehirde yaşayan insanlardan serçe, karga ve martıdan başka bir kuş görmedim lafını çok sık duyuyoruz aslında. Halbuki daldan dala konan o kuş serçe değil, bir büyük baştankara. Ya da akşam üzeri korudaki cıvıltının sebebi bir kızılgerdan.

Tarladaki bir tarım işçisi de gözlemci

Yaptığınız gözlemleri diğer araştırmacılarla da paylaşıyor musunuz?

T. B. : Kuş ve doğa gözlemciliğinin belki de en keyifli yanı, yaptığınız gözlemleri diğer insanlarla paylaşmanız ve birlikte öğrenmeye başlamanız. Fethi Paşa Korusu’nda başlattığımız bu çalışma da aslında böyle bir sebepten ortaya çıkıyor. Birbirimizle paylaştığımız ses kayıtlarını ya da fotoğrafları dijital ortamlar üzerinden de paylaşabiliyoruz. Böylece hem kendi gözlemlerimizi kayıt altına almış oluyoruz, hem de aynı alanda gözlem yapmış diğer gözlemcilerin ve araştırmacıların kayıtlarını görebiliyoruz. Kuş gözlemciliği için kullandığımız en yaygın platform eBird ya da diğer ismiyle Kuşbank. Telefon uygulaması da olan bu web sitesi üzerinden herkes gözlemlediği kuşları, yer, tarih, saat ve rota gibi ek bilgiler ile birlikte kayıt altına alabiliyor.

Diğer bir yandan ise bu gözlemler ile bilime ve bilim insanlarına büyük fayda sağlayabiliyorsunuz. Çünkü benzer durum bilim insanları için de geçerli; farklı alanlarda aynı anda olma ihtimalleri yok! Bu durumda o alanda bulunan yerli bir gözlemci (bu tarladaki bir tarım işçisi ya da gökyüzündeki bir pilot da olabilir) gözlemini kayıt altına alarak aslında bilimsel bir veri de üretmiş oluyor. Amatör gözlemcilerin bilimsel çalışmalara sundukları bu katkı ve bununla ortaya çıkan bilimsel çalışmalar “vatandaş bilimi” olarak adlandırılıyor. Örneğin geçmiş yıllarda yayımlanan ve Türkiye’de yuva kurup yavrulayan tüm kuş türlerini detaylı haritalarla anlatan “Türkiye Üreyen Kuş Atlası” çalışması da amatör gözlemcilerin katkılarıyla ortaya çıkmıştı.

Şehirde, yaşadığımız yerde kuş gözlemi yapmanın nasıl bir önemi var sizce? Bu daha genelde hepimizin doğa ile olan bağımızı yeniden kurabilir mi?

B. G. T. : Kuş gözlemi yaparken sadece kuşu değil aslında oradaki ekosistemi de fark ediyorsunuz. Kuşu beslenirken, su içerken, sosyalleşirken, avlanırken ya da yuvalarken gözlemliyorsunuz. Doğadaki canlı ve cansız varlıklar arasındaki bağlantıyı anlamaya başlıyorsunuz. Şehrinizde bu doğal süreçleri gözlemlemek sizi gittikçe heyecanlandırıyor ve dışarıda daha çok vakit geçiriyorsunuz. Her sabah evinizin yanındaki çalıda gördüğünüz çıtkuşu sayesinde o çalı artık sizin için herhangi bir çalı olmuyor.Yılın her günü, günün her saati

Kuş gözlemi yapmanın belli bir zamanı, mevsimi var mı?

B. G. T. : Aslında yok. Yılın her günü ve günün her saatinde yapılabilir. Ancak görmek istediğimiz tür özelinde mevsim ve saat ayarlaması yaparak şansımızı arttırabiliriz. Örneğin, ötücü kuşlar sabahın erken saatlerinde ve akşamüzeri daha rahat gözlemlenir. Baykuş ve çobanaldatan gibi gece aktif olan türleri görmek için ise havanın kararmasını beklemek daha doğru olur. İstanbul üzerinden her sene on binlercesi geçen leylekleri görmek içinse ilkbahar ve sonbahar mevsimi ideal zamanlar.

Kuşlar hayatımızın parçası

Korular, parklar dışında da kuşlara başka nerelerde rastlayabiliriz?

T. B. : Günlük hayat içerisinde, örneğin İstanbul’da yaşayan biri için bir vapur yolculuğunda, sabah pencerenizi açtığınızda karşı çatının üzerinde ya da kaldırımda sizinle birlikte yürürken kuşlarla karşılaşabilirsiniz. Elbette her farklı yaşam alanı, farklı kuş türlerini gözlemleme imkânı sunuyor. Şehir merkezinde serçe, güvercin, leş kargası, gümüş martı gibi türlerle daha sık karşılaşırken, kırsalda tarla çintesi, kerkenez ya da yüksek dağ zirvelerinde ürkeklik, dağbülbülü gibi türleri gözlemleme şansı bulabiliyorsunuz. Burada önemli olan her bir yaşam alanının, bu alanda yaşamayı tercih eden canlılara sunduğu fırsatlar. Ulaşılabilir besin ve hayatı devam ettirip yavruları büyütebilecek güvenli bir ortam bu yaşam alanlarını tercih etmekte önemli bir rol oynuyor.

Çok Okunanlar

2024-09-23 02:31:11