SALİH ZEKİ MERİÇ
Hazret-i Mûsa ve Hızır’ın (a.s.) Kur’ân-ı Kerim’in Kehf Sûresi’nde anlatılan yolculukları, tasavvuf ilminde mürşit-mürit ilişkisi anlatılırken sıkça başvurulan önemli bir örnektir. Bu kıssada Hızır, Mûsa’ın (a.s.) rehberi konumunda, yaptıkları yolculuk ise bir manada Musa Peygamber’in mânevî eğitimi manasında yorumlanır. Mesaj yönü ile birçok tasavvufî konuyu ihtiva eden bu yolculuk insana, sabrı, sükûneti, ön yargılardan kurtulmayı ve açlığa tahammül gibi konuları öğretmektedir.
Muzaffer Ertuğrul’un bir doktora tezi olarak hazırladığı Büyük Buluşma- Hazreti Mûsa ve Hızır aleyhisselam’ın Yolculuklarının Tasavvufî Yorumu isimli çalışma konuyu akademik bir yaklaşımla ele alıyor. Mûsa ve Hızır aleyhisselam’ın buluşmalarından hareketle kitaba ‘Büyük Buluşma’ ismini veren yazar, bu yolculuğu incelerken daha çok kitaba konu olan iki şahsiyetten hareketle karakter tahlilleri de yapmayı ihmal etmiyor.
ÜÇ MÜHİM KISSAÜç ana bölümden oluşan çalışma, akademik üslubu ile hemen dikkatimizi çekiyor ve yüzlerce kaynağa atıfta bulunuluyor.
Hızır aleyhisselam’ın kimliği; o melek mi yoksa insan mı sorusunun cevabı ile başlayan kitap, Hızır’ın (a.s.) sıfatlarına değiniyor. Onun kulluk yönü, merhameti, İlm-i Ledün sahibi olması, eşya üzerine tasarruf edebilmesi, karakterine celâl sıfatının hâkim olması gibi konular kitabın birinci bölümünü oluşturuyor.
Kitabın ana konusunu oluşturan Mûsa’ın (a.s.) celâli karakteri ve ukdeleri başlığı altında ona ait birçok husus ise ikinci bölümde ele alınıyor. Mûsa’ın (a.s.) çocukluğunda yaşadığı, zaman zaman üzücü hadiselerin onun ruhunda oluşturduğu etkiler ve zâhiri manada dilinin peltekliği gibi konulara temas edildikten sonra, insan olarak nefsindeki Bâtınî ukdelere yer veriliyor. Gadap, havf, acelecilik, gam, gönül daralması ve akılcılık gibi konular Mûsa’ın (a.s.) şahsında örneklendirilerek işleniyor.
Üçüncü ve son bölümde ise kitabın özü sayılabilecek ‘yolculuk’ anlatılıyor. Yolculuğu bir metafor olarak ele alan Ertuğrul, Hz. Mûsa’ın (a.s.) Firavun’a olan yolculuğuna değindikten sonra, Hz. Şuayb ve Hz. Hızır’a olan yolculuklarına da temas ediyor. Bu konulardan sonra ise kitapta Kehf Sûresi’nde geçen ve uzun bir şekilde anlatılan kıssadaki malum hadiseler tek tek ele alınarak konu irdeleniyor ve bu yolculukta yaşanan olayların daha çok tasavvufi açıdan ne anlama geldiği üzerinde duruluyor.
Mecmau’l- Bahreyn (iki denizin birbirne kavuşması), tuzlu balığın canlanması, üstün makamına rağmen Mûsa’ın (a.s.) Hızır’a (a.s.)tâbi olması her ikisinin ilminin farklılığı gibi konulardan sonra bu yolculuktaki mühim üç olay ele alınıyor; Hızır’ın gemiyi delmesi, çocuğu öldürmesi ve duvarı tamir etmesi gibi hikmet yönü ile ele alınması gereken konular, kıssadaki sırasına göre anlatılarak çalışma nihayetlendiriliyor.
2024-11-09 05:04:03