Yaşam >> Yeni Şafak Hayat


Edebiyat tarihinde ihmal edilen bir dönem


Link [2022-04-15 12:11:13]



ERDEM DÖNMEZ

Edebiyat tarihi, eserlerin tarihidir ve tam teşekküllü bir edebiyat tarihi yazmanın yahut izah edebilmenin en temel yolu, herhangi bir ön koşul gözetmeksizin geçmişten bugüne kaleme alınan edebi eserlerin tamamını gün yüzüne çıkarmaktan geçer. Bu çerçevede araştırmalarda sıklıkla temel kaynak olarak başvurulan edebiyat tarihlerinin eserden ziyade yazarları ya da dönemi merkeze alması anlamlıdır; çünkü meseleyi sadece yeni Türk edebiyatı sahasıyla sınırlayarak düşünsek dahi Tanzimat’tan bugüne pek çok eser ve ismin süreli yayınlarda kalması, eski harfli metinlerin sınırlı bir okuyucu kitlesine hitap etmesi, modern edebiyatın başlangıcı ile sonrası arasında büyük ideolojik kırılmaların gerçekleşmesi edebiyat araştırmalarının önünü tıkayan gerçekliklerden birkaçı olarak değerlendirilebilir. Bu süreçte eserlerin eksikliğinden doğan boşlukların edebiyat dışı kaygılarla doldurularak birtakım ezberlerin ortaya çıkışı söz konusu olmuş, bu bilgiler ders kitaplarında ve akademik çalışmalarda tekrar edilegelmiştir. Edebiyat araştırmalarından beklenen, bahsi geçen boşlukları dolduracak gayret ve nitelikte çalışmalara daha geniş yer ayrılmasıdır.

BEŞ DERGİNİN OLUŞTURDUĞU BİR HAREKET

İsmail Alper Kumsar Kaybedenlerin Tarihi, Türk Edebiyatında Malûmât Hareketi başlıklı çalışmasıyla edebiyat tarihlerinde hakkıyla değerlendirilemeyen 1895-1904 arasındaki edebi hareketliliği titizlikle ele alıyor ve Tanzimat ikinci nesil sanatkârlarından Servet-i Fünûn’a doğrudan geçiş yapan tarih anlayışına şerh düşerek ilgili dönemi geniş bir perspektifte yorumluyor. Bu yıllarda Muallim Naci ekolünü benimseyip Servet-i Fünûn’un estetik anlayışı karşısında yer alan Hazine-i Fünun, İrtika, Malûmât, Musavver Fen ve Edep ve Resimli Gazete etrafındaki yapılanmayı, hareketin en etkili dergisini merkeze alarak “Malûmât Hareketi” olarak tanımlayan Kumsar, edebiyat araştırmalarında süreli yayınların ne denli dönüştürücü etkide olduğunu okuyucunun dikkatine sunuyor. Söz konusu mecmuaların her biri farklı araştırmacılar tarafından ayrı ayrı indekslenip seçilen yazıların neşri yapılmak suretiyle çalışılmış olsa da beş mecmuanın belirli bir anlayışın temsilcisi olarak değerlendirilip bir hareket olarak nitelenmesi, kitabın diğer süreli yayın çalışmalarından ayrıldığı temel yönü ortaya koyuyor. Edebiyat tarihlerinde “Ara Nesil”, “Mutavassıtin” ve “Ilımlılar” şeklinde tasnif edilen söz konusu dönemi, etkiler ve tepkiler bağlamında merkezi konumda yer alan Malûmât mecmuası üzerinden okumak, sürecin hem Türk modernleşmesinin sentezci karakteristiğini ortaya koyması hem de süreli yayınlarda kalmış ve araştırmacıların dikkatinden uzak düşmüş pek çok ismi gündeme getirmesi bakımından önem arz ediyor.

SERVET-İ FÜNÛN KARŞISINDA MALÛMÂT HAREKETİ

Sekiz bölümden oluşan kitapta neredeyse her bir bölüm ayrı bir çalışmanın konusu olarak değerlendirilebilecek içeriğe sahip. Bu çerçevede 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başı itibariyle dilde sadeleşme, alfabe ve imla meseleleri; devrinde pek çok etki uyandıran abes-muktebes, dekadanlık, klasikler meselesi türünden polemikler; devrin şiir anlayışı, vezin-kafiyenin gerekliliği hususunda ileri sürülen farklı görüşler ve Divan edebiyatına yönelik tartışmalar; roman ve hikâye etrafında gelişen münakaşalar ile mensur şiir, mektup ve gezi yazılarının devrindeki gelişim seyri; tercüme meselelerine bakış, tercümesi yapılan eserlerin kaynağı ve niteliği; tiyatro etrafında gelişen tenkitler ve tüm bu tartışma ortamının Türk dünyası üzerindeki yansımaları çalışmada etraflıca gündeme getiriliyor. Malûmât Hareketi, bu geniş içeriği ile Muallim Naci’nin izinden giden sanat ve estetik anlayışını benimsemekle beraber edebi ve kültürel meselelere ılımlı ve sentezci yaklaşan, yerli değerler etrafında gerçekleşecek modernleşmeyi savunan, köksüz ve radikal yeniliklere muhalefet ederek geleneğin tekâmülünü arzulayan bir topluluk olarak değerlendiriliyor. Kronolojik seyirde ortaya koyduğu tepki ve tekliflerle Servet-i Fünûn anlayışının doğmasına yol açan Malûmât Hareketi, bu bağlamda edebiyat tarihine neden-sonuç çizgisinde eklemleniyor.

SÜRELİ YAYINLARDAN EDEBİYAT TARİHİNE

Kaybedenlerin Tarihi ile süreli yayınlarda kalmış dile, yenileşmeye, şiire, nesre, tercümeye, tiyatroya ve diğer türlere dair pek çok fikir bugünlere taşınırken Ahmet Rasim, Ali Kemal, Faik Reşat gibi bilinen isimlerin yanı sıra Ali Ferruh, Ali Sedat, Andelip, Necip Asım, Halil Edip, Halit Eyüp, Mehmet Celal, Mehmet Refet, Mehmet Ziver, İbnürrıfat Samih, Müstecabizade İsmet, Nurettin Ferruh, Şeyh Vasfi, Tepedenlizade Kamil gibi az bilinen ya da hiç bilinmeyen kişilerin edebiyat tarihinde ne denli etkili olduğu da gözler önüne seriliyor. Ayrıca bu denli zengin kişi kadrosundan hemen hiçbirinin külliyatının henüz hazırlanmamış oluşu, edebiyat tarihçiliğinde henüz işin başında olduğumuzu göstermekle beraber söz konusu isimlerin sadece çalışmanın merkezini teşkil eden beş mecmuadaki yazılarıyla dahi edebiyat araştırmalarında köklü değişikliklere yol açacağına işaret ediyor. Öyle ki çalışmada da görüldüğü üzere dilde sadeleşme, vezin-kafiye, şiir dilinde yenileşme, modernleşme sürecinde tercümelerin rolü gibi sonraki yıllarda edebiyat ve kültür gündemini uzun süre meşgul edecek meselelerin Malûmât Hareketi kapsamında tartışılması, isimler ve eserler keşfedildikçe araştırma havzasının ne ölçüde genişleyeceğini gösteriyor.

“Türk Edebiyatında Malûmât Hareketi”, her ne kadar “Kaybedenlerin Tarihi” olarak nitelense de Kumsar’ın titizliği ve dikkati ile bir kayıp olmaktan çıkıyor ve Türk edebiyatının modernleşme serüveninin farklı bir gözle okunmasına imkân sağlıyor. Bu suretle çalışma, edebiyat araştırmacılarına tarihin henüz eskimediği gerçeğini tekrar hatırlatıyor.



Çok Okunanlar

2024-09-22 16:32:41