Yaşam >> Yeni Şafak Hayat


Dört dörtlük doğa turu


Link [2022-10-16 00:14:30]



Zeynep Tuba Kesimli

Havaların soğumaya başladığı, kışın habercisi olan şu günlerde pek çok ebeveynin çocuğum üşüyüp hasta olacak endişesiyle tabiatla olan irtibatını sınırladığını, kapalı mekânlarda daha fazla vakit geçirdiğini gözlemliyoruz. Doğayla zaten kısıtlı olan münasebetimizi bu endişeyle azaltmakta ne kadar haklıyız? Richard Louv’un dediği gibi “Doğadaki çocuk, soyu tehlike altında olan bir tür” mü? Peki, bize her daim kucak açan doğada hava soğukken de yapabileceğimiz bir şeyler yok mu?

Doğayla bağımızı koparmamamız gerektiğini bize her fırsatta hatırlatan isimlere sorduk ve hepimize ilham olabilecek cevapları bir araya getirdik

Kötü hava yoktur

Gülten Balcı - Eğitimci Yazar

Bir İsviçre atasözü şöyle der: “Kötü hava yoktur, yanlış kıyafet vardır.” Uygun kıyafetler seçilerek çocukların doğal ve açık alanlarda bulunması oldukça kıymetli. Yapılan araştırmalar çocukların kapalı ortamlarda daha fazla enfeksiyon kaptıklarını, solunum yolu hastalıklarına yakalandıklarını gösteriyor. Aslına bakarsak soğuk hava çocuğu hasta etmez, doğru giyinmemek, terlemek, havasızlık, hijyen eksikliği gibi durumlar çocukların hasta olmasına sebep olur. Sınıf dışı eğitim, kadim kültürümüzde de var. olan ve uzun süredir Avrupa’nın aktif olarak kullandığı bir eğitim sistemi. Bu süreç öğrencinin tüm duyularını ve duygularını kullanarak, düzenli bir şekilde açık hava ortamında bulunması ve belirli zamanlarda raporlandırmaların yapılarak gelinen aşamanın gözden geçirilmesi ile gerçekleşiyor. Erken çocukluk döneminde açık hava alanlarının arttırılması çocuğun gelişimini olumlu olarak etkiliyor.Düzenli periyotlarla doğada olmalıyız

Sümeyye Ceylan - Eğitim tasarımcısı, Usturlab kurucusu

Şehirde yaşayan insanlar olarak bizler, doğa ile olan bağımızı neredeyse koparma noktasına geldiğimiz bir gerçekliğin içinde yaşıyoruz. Esasında insan doğal bir varlık, ondan bağımsız değil ancak kendimizi doğanın bir parçası olarak görmüyoruz. Bizim doğanın bir parçası olduğumuzu anlamamız için sürekli onun döngülerini fark edebileceğimiz mekânlara dahil olmamız gerekiyor. 10 binlerce yıldır bu topraklarda yaşayan insanlar doğayı bizim algıladığımız gibi algılamıyordu. Suyu, ağaçları, hayvanların davranışlarını okuyarak hayatlarını inşa ediyorlardı. Bu bilgeliği çok kıymetli buluyorum. O yüzden bunu çocuklarımıza aktarmamız gerekiyor. Bu sebeple de hava nasıl olursa olsun insanın diğer canlıların takvimiyle uyumlanması ve her mevsim düzenli olarak doğada olması gerekiyor. Mümkünse ayda bir, iki haftada bir gibi düzenli periyotlarla çocuklarımızla aynı mekânda, aynı canlıları gözlemleyerek doğa yürüyüşleri yapabiliriz.

Bunun için yanımıza almamız gerekenler; bir bez çanta, gözlemlerimizi kaydedebileceğimiz bir defter ya da Tabiat Günlüğü ve bir büyüteç. Beş duyumuzu kullanarak kendimizi orada bıraktığımız, sakin 40-45 dakikalık bir yürüyüş aile içi bağları da güçlendiriyor. En önemlisi doğada yaptığımız bir yürüyüş kendimizi keşfetmemizi sağlıyor. Çocuğumla ormanda yürürken ne yapacağım diye endişelenen yetişkinler de yanlarına Tabiatın İzinde gibi doğa oyunları, doğa keşif rehberleri alabilirler. Yönergeli oyunlarla başlayıp daha sonra kendi küçük oyunlarımızı, keşif rotalarımızı büyüterek ilerleyebiliriz. Mutlaka küçük bir şeyle başlamak, en güzelini yapacağım diyerek hiçbir şey yapamaz hâle gelmemek lazım.

Bırakın yapraklar oyun arkadaşımız olsun

Gaye Amus - Çevre eğitmeni

Doğanın çocuklara her mevsim fiziksel, sosyal, bilişsel, dilsel, zihinsel ve ruhsal gelişimi için faydaları varken onları bu doğal haklarından mahrum etmemek gerek. İç mekânda çocukların koşabileceği, tırmanabileceği, özgürce hareket edebileceği geniş ortamlar kısıtlı. Üstelik özellikle kışın pencerelerin kapalı tutulduğu, havasız sınıflarda vakit geçiriliyor ki bütün bunlar onların sağlıklarını olumsuz etkiliyor. “Çık Dışarıya Oynayalım” kitabımda da bahsediyorum, doğada düzenli oynayan çocukların daha az sıklıkta hastalandıkları bilimsel olarak ispatlanmış. Eğer çocuk açık havada olmaya alışkın değilse başlarda belki hastalanacaktır ancak aynı zamanda bağışıklık sistemi güçlenecektir ve fark edeceksiniz ki çocuğunuz zamanla her anlamda daha sağlıklı bir birey olmuş. Sabırlı ve bilinçli olmak çok önemli. Bence kışın ziyaret edilen bir alışveriş merkezi, çocukları bahçeye çıkarmayan bir okul veya ev, daha çok potansiyel hastalık barındırır. Çocuğunuzla birlikte yürüyüşe çıktığınızda yolda keşfedeceğiniz pek çok şey karşınıza çıkacaktır zaten. Genelde baharın keşif, yazın da oyun mevsimi olduğu söylenir ancak kış, her ikisini de barındırır. Bırakın yapraklar, dallar, taşlar, çamur, yağmur, su birikintileri, kar taneleri, ayak izleri çocuğunuzun ve sizin oyun arkadaşlarınız olsun. Yıldız gözlemi için kış ayları ideal

Hatice Kübra Cebeci - Doğa eğitmeni

Çocuklar doğada olmayı, keşfetmeyi, koşup eğlenmeyi, gözlemleyip beklemeyi seviyorlar. Doğru kıyafetler seçtiğimizde onları kışın da doğa ile buluşturabiliriz. Kış mevsimi yıldız gözlemi yapmak için harika bir zaman çünkü soğuk hava açık hava demektir ve yıldızlar çok net görülebiliyor. Havanın soğuk olması doğayla bağımızı kopartmamalı çünkü doğada kısa, özel kaçırılmaması gereken güzellikler ve yardıma ihtiyacı olan canlılar var. Kışın kuşlar besin bulmakta zorlanırlar. Çocuklarla birlikte onlara bir sofra kurmak hepimize iyi gelir. Soğuk havalarda kuş yemlikleri yapıp ağaca, saksı kenarlarına bırakmak misafirlerimizi de memnun edecektir.

Çevreyi ve iklimi uygulamalı tanıyorlar: Doğada uygulamalı eğitim



Çok Okunanlar

2024-09-20 12:34:18