Yaşam >> Yeni Şafak Hayat


Doğu Türkistan'daki zulüm belgesel oldu: Adı soykırım


Link [2022-03-24 08:31:35]



Human Movie Team (HMT) 6 yıldır sosyal medyada ürettiği içeriklerle dünya üzerindeki insanların yaşadığı zulümleri dünyaya duyurmaya çalışıyor. İslam coğrafyasında olsun olmasın hak ihlaline uğramış herkesin sesi olmaya gayret eden HMT, yeni bir belgesele imza attı. Kurucusu Tülay Gökçimen’in yönetmen koltuğuna oturduğu “Adı Soykırım” isimli belgeselin galası önceki akşam Atlas Sineması’nda gerçekleşti.

Belgeselde Çin’in Doğu Türkistan’daki Müslümanlara uyguladığı soykırım, şahitler üzerinden anlatılıyor. Hâlâ ailelerine kavuşamayan, çocukları geride kalan, akrabalarından hiçbir şekilde haber alamayan insanların hikayeleri, Doğu Türkistanlı Aygül Kadir, Muhammet Ali Atayurt ve Meryem Sultan’ın ağzından aktarılıyor. Kadir, toplama kamplarında yaşadığı türlü işkenceleri ve ailesini nasıl kaybettiğini, Sultan, sürekli takip edildiği hissine kapıldığını belgeselde gözyaşları içerisinde anlatıyor. Atayurt ise camiye gittiği için Çin’in kendisini takibe aldığını, Türkiye’ye öğrenci olarak sığındığını ve başka yere gitmeyeceğini söylüyor.

Kelimelerimizle savaşacağız

Yönetmen Gökçimen, kimsenin Doğu Türkistan’la ilgili pek bir şey söyleyemediği dönemde böyle bir belgeselde zulme uğrayanların konuşmasının cesaret işi olduğunun altını çizdi. Belgesel kurgusunu üç Doğu Türkistanlı üzerinden yaptıklarını, konuşmak isteyen çok kişi olduğunu ama en etkili hikayeleri kullanmayı tercih ettiklerini ekleyerek, “Eskiden de röportajlar yapmıştım ama isimlerini değiştirmiş, yüzlerini kapatmışlardı.

Çin’in yaptığı uygulamalar sebebiyle binlerce insan yaşadıklarını konuşamadı. 2017 itibariyle insanlar dönüşümlü olarak kamplara alınınca, toplu bir isyan başladı. ‘Ne olursa olsun artık geleceğimiz için konuşmaya karar verdik’ dediler. Muhammet Ali Atayurt’un ailesi hala orada. Meryem Sultan’ın annesi kampta. Bunlara rağmen konuştular. ‘Biz kelimelerimizle savaşmaya karar verdik. Artık sessiz kalmayacağız. Yaşananları tüm dünyaya aktaracağız. Susmakla bir şey kazanamayacağımızı fark ettik’ dediler ve konuştular” ifadelerini kullandı.

Dünyaya açılacak

Belgesel gösteriminden sonra Amerika ve Kanada’dan yayınlama teklifleri geldiğini dile getiren Gökçimen, Türkiye’nin farklı yerlerinde özel gösterimler yapacaklarını da belirtti. Gökçimen, kitap çalışmalarının da sona geldiğini vurgulayarak, “Belgeselimiz, yardım değil, farkındalık çalışması. 1946 yılından beri bu zulümden 30 milyon insan etkilendi. Belki film, belgesel gibi görsel içerikleri kullanamadıklarından seslerini çok fazla duyuramıyorlar. Onların tepkilerini Çin’e de duyurmak için böyle bir belgesel hazırladık. Belgesel için yaptığımız konuşmaların tamamını kitap olarak çalışıyoruz. İngilizce başta olmak üzere farklı dillere çevirilerimiz başladı. Yakın zamanda basılacak” dedi.

Zulmün sözcüsü olacakGala öncesinde konuşan yazar Yusuf Kaplan, çağın ruhunun sinema olduğunu ve sinemayı anlamadan çağı anlamanın ve dönüştürmenin mümkün olamayacağını söyledi. Kaplan “Batı uygarlığının dünyada bu kadar yaygınlaşmasının gerekçesi medyadır. Bunların gerisinde de sinema vardır. Sadece Hollywood’un varlığını düşünün. Hollywood olmasaydı Amerika dünya üzerinde bu kadar hakimiyet kurabilir miydi? Kuramazdı. Belgeselin, bir şekilde Doğu Türkistan’daki kardeşlerimizin maruz kaldığı zulmün sözcülüğünü de yapacağını tahmin ediyorum” dedi.

Doğu Türkistan zulmü BM’de

Uygur Türklerine zulmü tek tek anlattı: Domuz eti yedirmek için kutsal günleri seçiyorlardı...



Çok Okunanlar

2024-09-22 22:29:52