Yaşam >> Yeni Şafak Hayat


Aile yadigârı defterde ünlü isimler var


Link [2022-10-16 00:14:30]



Pingudu Müzayede, imzalı fotoğraf ve kitaptan el yazması defterlere, yağlı boya tablolardan kartpostallara, ferman ve beratlardan eski gazetelere birbirinden seçkin eserlerin yer aldığı Özel Karma Eserler Müzayedesi düzenliyor. Bugün online olarak gerçekleştirilecek müzayedede binden fazla eser yeni sahiplerini bekliyor.

Osmanlı Dönemi Hariciye Nezareti ve Cumhuriyet devrinde Dışişleri’nde muhtelif görevlerde bulunmuş Roma Büyükelçiliği Müsteşarlığı’ndan emekli olan Mehmet Kadri Sermet Bey (1875-1949) ve ailesine ait imzalı fotoğraflar, hesap defteri, diploma, nüfus tezkeresi, diplomatik pasaport, tercüme-i hal varakası, sicil cüzdanı ile anı defteri de müzayedede satışa sunuldu.

Diplomasi tarihimizin gölgede kalan fakat devrinin önemli isimlerinden Mehmed Kadri Sermet, Sadrazam Topal Osman Paşa’nın ve Ressam Şeker Ahmed Paşa’nın torunlarından Sermed Paşazade Abdi Bey ve Nazire Hanım’ın oğlu olarak 1875 yılında İstanbul Beylerbeyi’nde doğdu. Beşiktaş Askeri Rüştiyesi ve Mekteb-i Mülkiye’de eğitimini tamamladı.

ROMA BÜYÜKELÇİLİĞİ’NDEN EMEKLİ OLDU

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan uzun diplomatlık hayatına 1898’de Hariciye Nezareti’nin Konsolosluk işleri dairesinde başlayan Kadri Sermet Bey, 1901 Nisan’ında Belgrad Sefareti 3. katipliğine ve konsolosluğuna, 1908’de Petersburg ve 1910’da Roma Sefareti Başkatipliği’ne getirildi. Trablusgarp Harbi’nin başlamasından sonra İtalya ile siyasi ilişkilerin kesilmesi dolayısıyla Ekim 1911’de İstanbul’a geri döndü. Bir süre Hariciye Nezareti’nde çalıştıktan sonra 1912’de Paris Sefaret Başkatipliği’ne atandı. İtalya ile siyasi ilişkilerin düzelmesi üzerine Aralık 1912’de yeniden Roma Sefareti Başkatibi oldu. 1914-1920 yılları arasında Hariciye Vekaleti’nde çeşitli görevlerde bulundu. 1923’te TBMM Hükümeti Romanya Mümessilliği Başkatipliğine, 1924’te İstanbul Murahhaslığı’na getirildi. 1924-1926 yıllarında hastalığı sebebiyle herhangi bir görevde bulunmayan Kadri Sermet, 1927’de tekrar Hariciye Vekaleti’nde vazife aldı. Roma Büyükelçiliği Müsteşarlığı’nda görevinde bulunurken 1930’da emekliye ayrılan Kadri Sermet Bey, 1949’da İstanbul’da vefat etti.

AİLENİN HİKAYESİ

Fransızca, İtalyanca ve Arapça bildiğini “Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeler” isimli 8 ciltlik eserinde aktaran Ali Çetinkaya, Kadri Sermet Bey’i başarılı bir diplomat olarak görür. Kadri Bey, diplomatik görevleri esnasında Almanya, İtalya, Avusturya, İran ve Osmanlı Devleti nezdinde pek çok nişan ve madalya ile taltif edilmişti.

Kadri Sermet Bey, Hazine-i Hassa Muhasebecisi Mehmet Cemal Bey’in kızı, diplomat Esad Cemal Paker’in kız kardeşi Hatice Şerife Hanım’la evlenir. Hatice Hanım ve Kadri Sermet Bey’in evliliklerinden 1917’de Nurcemal Sermet (Yenal) ve 1922’de İclal Sermet (Akad) isimli iki kızı olur. Kızları Nurcemal Hanım ve İclal Hanım Şişli Terakki Lisesi mezunudur. Tiyatro çevirileriyle tanınan Nurcemal Sermet Hanım aynı zamanda Romatizma Vakfı Kurucu, Galatasaray üyesi Tıp Profesörü Orhan Yenal’ın (1922-2006) eşidir.

DEFTER-İ MEŞAHİR VE ÜNLÜ İSİMLER

Müzayedeye çıkan Sermet Kadri Bey’in aile tarihine ait eserler arasında kızı Nurcemal Sermet (Yenal) Hanım’ın Anı Defteri öne çıkıyor. Devrinde meşhur kimselere imzalatılarak tutulan “Defter-i meşâhir” denilen tarzda hazırlanmış, üzeri çiçekli ve “Nour Djemal Kadri 1931” imzasını taşıyan defterde, o tarihlerdeki meşhur isimlerinden Abdülhak Hamid Tarhan ve eşi Lüsyen Hanım, Ruşen Eşref Ünaydın, Ercüment Ekrem Talu, Ali Canip Yöntem ile Fransız yazar Claude Farrère’in imzaları dikkat çekiyor.

Şair-i azam Abdülhak Hamid Tarhan’ın bir dörtlük yazdığı ve eşi Lüsyen Hanım’ın Fransızca bir romandan alıntı yaptığı satırlarla Nurcemal Hanım’ın Anı Defteri’ni 1932’de Büyükada’da imzaladıkları anlaşılıyor. Abdülhak Hamid’in el yazısıyla bir dörtlüğü kaydettiği satırlarda şunlar yazılıdır.

“Bir kitap yazmak ederken icap

Dostumuz Kadri Bey’in defterine

İki söz yazmaya kâdir değilim

O güzel kızcağızın defterine”

Ercüment Ekrem Talu ise “Hayat kitap değildir… Kitabı başkaları yazar. Hayat ise kendi elimizle süslenen kendi mizaç ve istidadımıza göre şenlik ve malum olan bambaşka bir şeydir. Onu yalnız güneşle yalnız neşe ile doldurabilenlere ne mutlu.” diyerek imzaladığı deftere Şişli 1934 notunu düşmüş.

“ÖMRÜNÜZ TIPKI BİR DEFTER GİBİDİR”

Ruşen Eşref Ünaydın deftere yazdığı satırlarda “Şen saadetli uzun bir ömür! Dünyada bundan güzel ne vardır? İşte size ben, bunu dilerim” diyor.

Ali Canip Yöntem, “Siz, daha yaşlılardan, ihtimal ki bu hayatın sırrını, saadetini öğrenmek istersiniz. Bunu düşünmeye ve aramaya kalkmayınız. Çünkü insanlar ellerinde olmayan ve ellerine geçmeyecek şeylere saadet demişlerdir. Arada sırada bir şimşek çakar gibi bazı “illizyon”lar: işte saadetten nasibimiz” satırlarını 1934 Mayıs’ında kaleme almış.

Mithat Cemal Kuntay ise Eski Türkçe olarak yazıp imzaladığı defterin satırlarında “Dolduran sanmayınız sahibidir, ömrümüz tıpkı bu defter gibidir” diyor.

Çiçekli bir kapağı olan Anı Defteri’nin başında Nurcemal Sermet 2 Şubat 1931 ibaresinden ve deftere yazan isimlerin ifadelerinden defterin o esnada 14-15 yaşlarında olan Kadri Sermet Bey’in kızı Nurcemal Sermet Hanım’a ait olduğu, muhtemelen babasının yakın dostları olan Abdülhak Hamid Tarhan, Ruşen Eşref Ünaydın, Ercüment Ekrem Talu, Ali Canip Yöntem ve Claude Farrère gibi isimlerin bir hatıra olmak üzere imzaladıkları anlaşılıyor. Yakın tarihe ait bir pencere açan Sermet Kadri Bey ve ailesine ait eserler özellikle de Nurcemal Sermet’in Anı Defteri diğer bir ifadeyle Defter-i Meşâhir’i içerisindeki ithaf ve imzalarla kültür sanat tarihine önemli bir katkı sunuyor.

Celile Hikmet’in tabloları müzayedede



Çok Okunanlar

2024-09-20 13:03:37