Dört mevsimin en güzelinin yaşandığı ülkemiz hem tarihi hem de doğallığıyla adeta bir cennet. Salgın sonrası biraz enerji toplamak için huzurlu yerlere gitmek herkesin isteği. Milli parklar da şehrin kalabalığı ve stresinden uzaklaşmak için birebir. İşte her biri birbirinden güzel, kendine has özellikler taşıyan Türkiye'nin 45 milli parkı...
Milli Park, kelime anlamı olarak milli ve milletlerarası nadir bulunan kültürel kaynak değerleri ile koruma, dinlenme ve turizm alanlarına sahip tabiat parçaları olarak tanımlanıyor. Milli Parklar dosyamızda, Türkiye'nin 45 milli parkını, bu tanımlamayı hak eden özellikleri ile bulabilirsiniz.İç Anadolu Bölgesi'nde Yozgat ili sınırları içinde bulunan Çamlık Milli Parkı, dört bir yanı bozkır alanlarla çevrili bir yeşil vaha görünümündedir. Geçmişte gür ormanlarla kaplı olduğu düşünülen İç Anadolu'da insan eliyle tahrip edilen bu ormanlardan kalan son bir hatıra gibi duran Yozgat Çamlık Milli Parkı aynı zamanda, 1958 yılında, Türkiye'nin ilan edilen ilk milli parkı olmuştur.Zengin bir bitki örtüsü ve pek çok hayvan türünün içinde barındığı bir ekosisteme sahip olan milli park alanının büyük bölümü, Soğukoluk tepesi üzerinde yer alır. Tepenin kuzey yamaçlarına bakan bölümde yer alan ve Karaçam ağaçlarından oluşan doğal kalıntı orman ile plantasyon sarıçam ormanı Yozgat Çamlık Milli Parkı'nın önemli değerlerini oluşturur. Şehrin 2 km güneyinde yer alan bu parkın içinde üç yıldızlı bir otel olmasının yanı sıra, kamp yerleri, restoran, çocuk oyun parkı, soğuk su çeşmeleri bulunmaktadır.Akdeniz Bölgesi'nin Osmaniye ili sınırları içinde yer alan milli park, dere, ırmak ve göl kenarlarında farklılaşan bitki örtüsü, Ceyhan Nehri üzerine kurulan Aslantaş Barajı'nın göleti ve Karatepe zirvelerinden bakıldığında kuzey yönünde uzanan yoğun bitki örtüsü ile muhteşem bir manzara güzelliğini bünyesinde barındırır. Karatepe-Aslantaş Milli Parkı, sahip olduğu doğal güzelliklerin yanı sıra geçmişi M.Ö. 8’inci yüzyıla dayanan, Türkiye'nin en önemli arkeolojik alanlarından birisi olan Karatepe Tepesi'ni bünyesinde barındırıyor. Özellikle kale kapıları ve duvar kaplamalarında yer alan hiyerogliflerin arkeolojik değerleri yüksek.Türkiye'nin en büyük ve ilk açık hava müzesi olan yer özellikle yabancı ziyaretçilerin rağbet ettiği yerdir. Doğal güzelliği, tarihi ve yaban hayatını birlikte sunan milli parkta kamp kurup piknik yapmaya elverişli alanlar bulunmaktadır. Milli park, bitki varlığı açısından da çok zengin, kızılçam, meşe türleri ve maki florasının meydana getirdiği bitki örtüsünde, karaca, domuz, çakal, tavşan, tilki, turaç, keklik gibi yaban hayvanlar yaşıyor.Soğuksu Milli Parkı, Ankara’ya 80 km. mesafede ve şifalı kaplıcaları ile tanınmış Kızılcahamam ilçesine bağlıdır. Milli park, bozkır örtüsüne sahip İç Anadolu'dan Karadeniz Bölgesi'nin gür ormanlarına geçişin ilk aşamasını oluşturan bölgededir. Bu nedenle Milli Parkın özellikle içinde barındırdığı bitki örtüsü bakımından gösterdiği çeşitlilik muazzam düzeydedir. İçinde dört farklı ekosistemin gözlenebildiği belirlenmiş olan Soğuksu Milli Parkı, aralarında bütün dünyada koruma altına alınmış olan "Kara Akbaba" da bulunmak üzere, 160 farklı kuş türüne ev sahipliği yapar. Kara Akbaba bölgenin sembolü haline gelmiştir.Bölgenin jeolojik yapısından kaynaklı olarak sıkça rastlanan soğuk ve sıcak su kaynakları Soğuksu Milli Parkı'nın önemli değerlerindendir. Soğuk su kaynakları sağladığı içme suyuyla ünlüyken, sıcak su kaynaklarından da kaplıca olarak faydalanılır. Bu kaplıcalar milli park ve çevresinin sağlık turizmi açısından önemli bir merkez olmasını sağlamıştır. Milli parkta yapılan faaliyetler arasında yürüyüş, kampçılık, doğa araştırmaları, kuş gözlemleri, botanik turizmi ve dağcılık bulunmaktadır.Marmara Bölgesi'nde, Balıkesir sınırları içinde 17.058 hektarlık bir alana yayılmış olan Kuş Cenneti Milli Parkı'nın en büyük özelliği Anadolu'dan Avrupa'ya geçen kuşların göç yolları üzerinde bulunan önemli bir bölge olmasıdır. Mevsimlere göre su seviyesi değişen ve bol gıdalı (örtrofik) bir göl olan Manyas Kuş Gölü'nün temel kaynak değerini oluşturduğu milli park adının hakkını vererek 266 kuş türünü bünyesinde barındırır.Aynı zamanda antik çağ yerleşimlerine yoğun olarak rastlanan bir bölgede yer alan milli park alanı M.Ö. 8 yüzyıldan itibaren Anadolu'ya yerleşmeye başlamış Lidyalılar ile onların egemenliğine son verecek Perslerin izlerini de taşır. Bölgeye Cennet anlamına gelecek bir isimle ilk defa adlandıranların da Persler olduğu bilinir. Kuş Cenneti'yle ilgili ünlü Türk gezgini Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde de anlatılar bulunmaktadır.Bursa ili sınırları içinde, 13.042 hektarlık bir alana yayılmış olan milli park yüksekliği 254 metre olan Uludağ'ı içine alır. Orman bölgelerini çeşitli yüksekliklere bağlı olarak net bir biçimde gözlemlemeye müsait bir bitki örtüsüne sahip olan alan dünya ormancılık literatüründe özellikle önemlidir. Yaz mevsiminde trekking, dağcılık kampçılık, piknik gibi aktiviteler yapılan Uludağ, kış mevsiminde önemli bir kış sporları merkezine dönüşür.Ortalama süreyle 4 ay boyunca kış sporlarının yapılabildiği Uludağ'da kayak, snow board, big foot, buz pateni, kar motosikleti gibi aktiviteler gerçekleştirilir. Pek çok doğa yürüyüşü parkurunun da yer aldığı Uludağ'da tüm Bursa ve Gemlik Körfezi'nin panoramik olarak en iyi seyredilebileceği noktalar da bulunur. Zirvesi, gölleri, yaylaları ve her mevsim yapılabilecek aktivitelerinin yanında muhteşem manzaralara da ev sahipliği yapan Uludağ Milli Parkı, Türkiye'nin en gözde kış sporları merkezidir.Yedigöller Milli Parkı, Bolu ilinin kuzeyi ve Zonguldak ilinin güneyinde, Batı Karadeniz bölgesinde yer alır. Oldukça gür bir bitki örtüsünü barındıran milli park alanı engebeli bir arazi üzerindedir. İçinde bulundurduğu irili ufaklı 7 heyelan gölü ile muhteşem doğa manzaralarına ev sahipliği yapan milli park, içinde barındırdığı kalabalık canlı popülasyonu ile de tabiatla iç içe olmak ve gözlem yapmak isteyen ziyaretçilerine önemli olanaklar sağlar.Kimileri birbirine yeraltı sularıyla bağlı yedi gölün etrafında, Türkiye'nin en güzel ve karışık ormanlarına sahiptir. İçinde barındırdığı pek çok ağaç türünün yanı sıra, çalı formunda ve otsu bitkilerden oluşan yaklaşık 240 farklı türle de Yedigöller Milli Park'ında karşılaşmak mümkündür. Bu çok çeşitli ve yoğun bitki türünün farklı zamanlarda, farklı renklerde çiçek açarak oluşturdukları mozaik görünüm Türkiye'nin bu milli parkıyla özdeşlemiştir. Eşsiz fotoğraflar ortaya çıkaran bu görüntüler, doğa fotoğrafçılarının da Yedigöller Milli parkına özel bir ilgi duymasını sağlamıştır.Ege Bölgesi'nde, Aydın ili sınırları içinde yer alan milli park alanı 27.589 hektarlık bir bölgeyi kaplamaktadır. Dilek Yarımadası, Türkiye'deki maki bitki örtüsünün en iyi örneklerine sahiptir ve kuzey bölümlerinde Karadeniz florasına ait bitki türlerini de barındırmaktadır. Ayrıca Dilek Yarımadası'nda Türkiye'nin en temiz ve doğal sahilleri bulunmaktadır. Bu kıyılar tüm dünyada yalnızca 500 adet kalmış olan Akdeniz Fokları'nın doğal yaşam alanıdır.Büyük Menderes Deltası ise, "A Sınıfı Sulak Alan" olma özelliğini taşıdığından uluslararası öneme sahiptir. Büyük Menderes Deltası, içinde barındırdığı biyolojik çeşitlilik ve nesli tükenmekte olan canlılar ile endemik türlerden dolayı milletlerarası Ramsar, Bern, Rio sözleşmeleri ile Barselona Konvansiyonu kararları ile korunmaktadır. Ege Bölgesi'nde göçmen kuşlar açısından da önemli bir yaşama olan delta aynı zamanda deniz balıklarının yumurta bırakma sahalarındandır. Temiz denizinden ve yemyeşil ormanlarından yararlanmak için yıl boyu ziyaretçi akınına uğrayan Milli Park'ta bunların yanında jeep safari, at safari ve çeşitli parkurlarda botanik turları düzenlenmektedir.Ege Bölgesi'nde yer alan ve antik çağlardan beri uygarlığın önemli merkezlerinden biri olmuş Manisa ilinin sınırları içinde yer alan Spil Dağı Milli Parkı; içerdiği jeolojik oluşumlar, zengin bitki örtüsü ve barındırdığı hayvan türleriyle birlikte tarihi dokusuyla da önemli bir koruma alanıdır. Gediz Ovası'nda 60 metrelik bir rakımdan başlayıp, Karadağ eteklerinde 1517 metreyi bulan bir rakıma ulaşan milli park alanında dere yatakları ve yer yer dik kanyonlar bulunur.Milli Park sınırları içinde yer alan pek çok endemik bitki türünün yanında bölgeye özgü olan Manisa Lalesi de parkta doğal olarak yetişir. Spil Dağı Milli Parkı'nda, doğada özgürce yaşayan ve yine bölgeye özgü olan yılkı atlarını görmek de mümkündür. Mitolojik bir karakter olan Niobe'ye ait bit figür oluşturduğu düşünülen Ağlayan Kaya ve M. Ö. 13. yüzyılda yapıldığı düşünülen bir Kybele Rölyefi de milli parkta bulunan görülmeye değer arkeolojik kalıntılar arasındadır. Milli Park'ta konaklamak isteyen ziyaretçiler için 39 orman köşkü ve çadır kamp alanları bulunmaktadır.Akdeniz Bölgesi, Isparta ili sınırları içinde yer alan milli park 55.106 hektarlık bir alana yayılmıştır. Karstik yapıdaki bir jeolojik bölge üzerinde yer alan milli park alanı Pınar Gözü Mağarası, Beyşehir Gölü gibi kaynak değerleri içinde barındırırken yayıldığı geniş bölgenin sahip olduğu bütün nitelikleriyle görülmeye değerdir. Sedir ağaçlarıyla tanınan Kızıldağ Milli Parkı, Beyşehir Gölü'nün sahip olduğu su kuşu potansiyeliyle de dikkat çekmektedir.Kızıldağ bölümü akciğer ve astım hastaları için de şifa kaynağı olan milli park alanında dağlık alanlar, yaşlı orman örtüsü, akarsu ve göl yüzeyleri bir arada bulunmaktadır. Göle bakan yamaçlardaki karaçam, ardıç ormanlarıyla iç bölümlerde kalan karışık ormanları ile Dedegöl Dağı'nın hemen hemen yıl boyu karla kaplı olan zirvesini de içinde barındıran Kızıldağ Milli Parkı, ziyaretçilerine Akdeniz bölgesinde rüya gibi bir atmosferde geçirilecek anları sunmaktadır.Akdeniz Bölgesi'nde Antalya ili sınırları içinde 6.700 hektarlık bir alana yayılmış olan milli park, Türkiye'nin doğal güzellikler ve tarihi mirasını bir arada yaşatan değerlerinden birini oluşturur. Anadolu'nun yerli halklarından olan Solim'lerin kurduğu Termessos Şehri'ni kalıntılarının yer aldığı milli park alanında aynı zamanda eşsiz güzellikte tepeler, vadiler ve kanyonlar da yer almaktadır.Kızılçam ormanları ve maki florasıyla örtülü olan alanda, nesli tehlikede olan Alageyik gibi canlı türleri de yaşamaktadır. Mecene Kanyonu gibi derinliği 600 metreyi bulan ve heyecan verici doğa manzaralarının oluşmasını sağlayan jeolojik oluşumlarında yer aldığı Güllük Dağı - Termessos Milli Parkı ziyaretçilerine zengin bir doğal yaşamın orta yerinde antik şehir kalıntılarını görme imkanını tanımaktadır.Isparta ili sınırları içinde, Akdeniz Bölgesi'nde yer alan milli park alanı, Eğirdir Gölü'nün güneye bakan devamıyla arasında yer alan dar bölgenin alüvyonlarla dolması sonucu ayrı bir göl halini almış olan Kovada Gölü ve çevresini kapsamaktadır. Çevresi 20.6 km olan Kovada Gölü deniz seviyesinden 900 km yüksekliktedir ve ekosistemi ile bitki örtüsünün zenginliği milli parkın eşsiz peyzaj güzelliklere sahip olmasını sağlar.Karstik tektonik bir polye olan Kovada Gölü'nün turkuaz rengi sularıyla buluşan Kızılçam, endemik Kasnak meşesi ve çınar ağaçlarının ağırlıkta olduğu ormanlarıyla hem yöre insanı hem de uzaklardan gelecek ziyaretçileri için önemli bir rekreasyon alanı olma özelliğini gösterir. Sazan, tatlı su levreği ve ıstakozu gibi türleri de içinde barındıran Kovada Gölü Milli Parkı kampçılık, doğa yürüyüşü, fotoğrafçılık gibi aktivitelerin yanında olta balıkçılığı yapılmasına da uygun bir alan oluşturur.Doğu Anadolu Bölgesi'nde Tunceli ili sınırları içinde 42.675 hektarlık bir alana yayılmış olan milli park, Munzur Dağları'ndan büyük gözeler halinde doğan Munzur Suyu'nun sulayarak zengin bir bitki örtüsü ve doğal yaşam çeşitliliğini oluşturduğu bir alanı kapsamaktadır. Deniz seviyesinden 2500 m yükseklikte meşe ağaçlarının hakim olduğu milli park alanında, endemik bitki türleri ve yöreye özgü hayvan türlerinin varlığı bölgeyi eşsiz bir değerde bir coğrafyaya dönüştürür.Milli Parkın kuzeyinde, 2000-3000 metrelik zirvelerde yer alan krater gölleri ile Ovacık ilçe düzlüğünde bulunan gözeler ve kanyonlar alanın peyzaj güzelliğine eklenir. Munzur Vadisi'nin, Munzur Suyu'na katılan Mercan Deresi'nin vadisine inene yamaçlarında yer alan Kırk Merdiven Şelaleleri de Munzur Vadisi Milli Parkı'nın görülmeye değer güzelliklerindendir.Akdeniz bölgesinde Batı Torosları oluşturan Beydağları'nı içine alan milli park alanı 31.018 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Pamfilya ve Likya sahilleri arasındaki şerde yerleşmiş olan milli park alanında, pek çok antik kent yerleşimi bulunur. Deniz kıyısında kurulmuş Olimpos, Phaselis, İdyros gibi bu kentler dönemlerinin önemli merkezleri olmuşlar ve günümüz açısından da paha biçilmez tarihi kalıntılar halini almışlardır.Beydağları Sahil Milli Parkı içinde yer alan Olimpos Antik Kenti yakınlarında ünlü ozan Homeros'un İlyada Destanı'nda geçen kimera ve bellerofon efsanelerine konu olan ve yüzlerce yıldır yanan bir alevi bulunur. Yanartaş adı verilen bu alan milli park ziyaretçilerini yüzlerce yıl önceki insanların efsaneleriyle burun buruna getirir. Dağ ve denizin birleştiği doğası ve tarihi değerleriyle Beydağları Sahil Milli Parkı Türkiye'nin çok önemli değerlerinden birini oluşturur.Akdeniz Bölgesi'nde Antalya ili sınırları içinde 35.719 hektarlık alana yayılmış olan milli parkın en önemli kaynak değerini Köprüçayı Irmağı'nda meydana gelmiş olan 14 km uzunluğundaki yarma vadi oluşturmaktadır. Duvar yükseklikleri yer yer 100 m'yi aşan Köprülü Kanyon Türkiye'nin en görkemli jeolojik oluşumlarından biridir. Aynı zamanda popüler bir rafting alanı olan Köprüçayı Irmağı alabalıklarıyla da meşhurdur.Milli Park alanı içinde yer alan ve yaygın olarak kızılçam ve makilik alanlar biçiminde yayılım gösteren ormanlar içinde 400 hektarlık saf Akdeniz serisi ormanı eşsiz değere sahip olan bir doğal güzelliktir. Köprülü Kanyon Milli Parkı, Türkiye'nin doğal güzellikler ve tarihi değerlerin birbirine karıştığı çok özel coğrafyasını hatırlatır biçimde Selge Antik Kenti'nin kalıntılarına da ev sahipliği yapar. Milli Park alanında çeşitli tarihi dönemler ait taş teraslar, köprüler ve yollar da bulunmaktadır.Türkiye'nin Batı Karadeniz bölgesinde yer alan en yüksek dağ kütlesi olan Ilgaz Dağları üzerinde kurulmuş bir milli parktır. Çankırı ve Kastamonu illeri sınırları içinde yer alan milli park; iğne yapraklı ağaçların, beyaz kar örtüsüne fırça darbeleri gibi işlendiği bir manzaraya ev sahipliği yapar.Ilgaz Dağları Milli Parkı, 1997 yılında ilan edilen, "Kastamonu-Çankırı Ilgaz Kış Sporları Turizm Merkezi" içinde yer alır ve Türkiye'de kış sporları alanında giderek daha önemli bir çekim merkezi olmaktadır. Ilgaz Dağı'nın 2000-2200 metreden daha yüksek olan tepelerinde pek çok nadir ve endemik alpin kuşak bitkisi bulunur. Ayrıca milli park alanı içinde birden fazla kayak pisti ve telesiyej vardır. Milli park içerisindeki en yaygın rekreasyonel faaliyetler; kayak faaliyetleri, dumansız piknik (yaz-kış), doğa yürüyüşleri, fota safari, botanik turlar, yaban hayatı gözlem ve kuş gözlemidir.Afyon ve Kütahya illerinin sınırları içinde kalan bir bölgeye yayılmış olan milli park, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluş döneminde gerçekleştirdiği Kurtuluş Savaşı'nın bir kısmına tanıklık etmiş toprakları içine alan tarihi bir milli parktır. Savaşın sonucunu belirleyen Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nin sürdüğü güzergah boyunca kurulmuş milli park Türkiye Cumhuriyeti tarihinin önemli dönüm noktalarını simgeleyen anıtlarla doludur.Özellikle Türkiye tarihine ilgi duyan ziyaretçilerin mutlaka uğraması gereken Milli Park'ın sınırları içinde Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nin başlatıldığı yer olan Kocatepe'den başlama üzere pek çok anıt ve şehitlik bulunmaktadır. Alanda ayrıca korunan tarihi savaş alanları ve bu savaşlarla ilgili kalıntıların gelecek nesillere aktarılması için müzeler bulunmaktadır.4.468 hektar alana yayılmış olan milli park alanı, Doğu Karadeniz bölgesinde Trabzon ili sınırları içinde bulunur. 1300 metre yükseklikte ve içine aldığı vadinin oluşturduğu eşsiz jeomorfolojik oluşumları dikkat çeken Altındere Vadisi Milli Parkı, 1600 yıllık bir geçmişe sahip olan Sümela Manastırını da sınırları içinde barındırır. Sümela Manastırı'nın yanı sıra iri ufaklı mabet yerleşimlerine sahip olan milli park alanı tarihi-kültürel turizm açısından paha biçilmez öneme sahiptir.Derin ve yüksek duvarlar oluşturan Altındere Vadisi, içerdiği doğal yaşam zenginliği ile birlikte önemli su kaynaklarına da sahiptir. Vadi tabanında bulunan Meryemana Deresi, çevresindeki diğer derelerle birleşerek büyük bir akarsu olma özelliği gösterir. Trekking, kampçılık, tırmanma, sportif balık avcılığı gibi aktivitelerin de yapılabildiği milli park alanı yılda 100.000'i aşkın insan tarafından ziyaret edilir.İç Anadolu Bölgesi'nde, Çorum ili sınırları içinde yer alan milli park, Anadolu'nun en eski uygarlıklarından biri olan Hititlere başkentlik yapmış Hattuşaş (Boğazköy) yerleşimine ait kalıntıları içinde barındırır. Hitit metinlerinde sık sık söz edilen "Hattuşa Ülkesi'nin bin tanrısı" ifadesine uygun olarak bölgedeki arkeolojik çalışmalarda bugüne kadar 31 tapınak yapısı tanımlanmıştır.Ziyaretçilerini adeta zaman içinde bir gezintiye çıkaran bir çok kalıntıyla kaplı olan 2.600 hektarlık milli park alanı Şehir Surları, Aslanlı Kapı, Yer kapı ve Yazılıkaya gibi çok önemli tarihi kalıntılar bulunmaktadır. Hattuşa Kenti'nin dışında, yüksek kayalar arasına inşa edilmiş bir açıkhava tapınağı olan Yazılıkaya alanın en büyük ve etkileyici kalıntılarındandır. Tapınak'ta 90'dan fazla tanrı, tanrıça, hayvan ve hayal ürünü yaratıklara ait figürler kaya yüzeyine işlenmiştir. Hititlerin yeni yıl ve ilkbahar törenleriyle ilgili metinlerinde "tüm tanrıların fırtına tanrısı'nın evinde" toplanması biçiminde geçen ifade Yazılıkaya'da karşılığını bulmuş olur. Bu yönüyle Yazılıkaya, Hititlere göre "fırtına tanrısının evi" olmalıdır.Doğu Anadolu Bölgesi'nde, Adıyaman sınırları içinde yer alan milli parkın ana kaynak değerini Nemrut Dağı'nda bulunan arkeolojik kalıntılar oluşturmaktadır. Parkın kapsadığı alan eski çağlarda "Kommagene" olarak bilinen bir bölgedir ve bölgede milattan önce kurulmuş bağımsız bir krallığın kalıntıları vardır. M.Ö. 62 ile 32 yılları arasında bölgenin kralı olan Antiochos'un Tümülüsü ve diğer kutsal alanlar Nemrut Dağı'nda 2150 metre yükseklikte yer almaktadır.Nemrut Dağı Milli Parkı, sınırları içinde yer alan pek çok tarihi kalıntı, yüksekliği on metreyi bulan dev tanrı başı heykelleri ve metrelerce uzunluktaki kitabeleriyle UNESCO Dünya Kültür Mirası'nda yer alan bir eşsiz değerdeki bir kültürel hazinedir. Tüm bu çarpıcı kalıntıların yanında dünya üzerinde gün doğumu ve dün batımının en muhteşem haliyle izlenebildiği yerlerden biri olması da her yıl binlerce insanın Nemrut Dağı Milli Parkı'na gelme sebeplerinden birini oluşturur.İç Anadolu Bölgesi'nde Konya ili sınırları içinde yer alan Beyşehir Gölü'nün bulunduğu 86.855 hektarlık bir alanı kaplayan milli park, 1993 yılında ilan edilmiştir. Yüz ölçümü bakımından Türkiye'nin üçüncü büyük gölü olan Beyşehir gölü, Türkiye'nin en büyük tatlı su gölü olma özelliğini gösterir. İç Anadolu, Toroslar ve Batı Anadolu bölgelerinin kesişim noktasında yer alan milli park, bu özelliği sayesinde çok farklı habitat tiplerini bünyesinde barındırmaktadır.Beyşehir Gölü'nün manzarasına büyük katkı yapan 2890'lik zirvesi her mevsim karlı olan Anamas Dağları milli parkın önemli doğal güzelliklerindendir. 154 km boyunca uzanan ve çok sayıda koy ve körfeze ev sahipliği yapan göl çevresi ziyaretçilerine trekking, hiking, biking ile jeep safari turları yapabilme ve çadır ya da karavanla konaklama olanakları sunar. Beyşehir Gölü içme suyu temini, sulama ve belli ölçüde plaj kullanımı ile Türkiye'nin vazgeçilmez doğal güzelliklerini içinde barındıran bir alandır.Balıkesir'in Edremit ilçesi sınırları içinde 20.935 hektarlık alana yayılmış bir bölgeyi kaplayan Kazdağı Milli Parkı, Türkiye'nin Marmara ve Ege Bölgeleri arasındaki bir geçiş alanında yer alır. Antik çağlardan beri insanların dikkatini çekmiş doğal güzelliklere ve kaynaklara sahip Kazdağı geçmişte İda Dağı olarak adlandırılmış ve efsanelere konu olmuş bir dağdır.Biga Yarımadası'nın en yüksek noktasını da içinde barındıran Kazdağı, içinde endemik türlerin de bulunduğu zengin bitki örtüsü ve içinde barındırdığı yabani canlı popülasyonuyla adeta bulunduğu bölgenin akciğerleri olma özelliğini gösterir. Milli Park sınırları içinde bulunan ve kuzey güney doğrultusunda uzanan derin vadilerle kanyonlar deniz etkisinin içerilere taşınmasını sağlarken, Kazdağı sahip olduğu oksijen yoğunluğuyla ziyaretçilerine tatlı bir sarhoşluk vermeyi başarır.Türkiye'nin güney kıyılarında yer alan Antalya ili sınırları içinde bulunan milli park, Toros Sıradağları'nın Karstik yapısı içinde gelişmiş bir mağara sistemini kapsamaktadır. Üç katlı, toplam 2500 metre uzunluğunda, en yüksek noktası 101 metre olan mağara milli parkın ana kaynak değerini oluşturur. Büyük Düden, Oruç Düdeni ve Feyzullah Düdeninden gelen suların Manavgat Çayı'na boşaldığı nokta olan Altınbeşik Mağarası, Türkiye'nin en güzel mağaralarından biridir.Çevrenin karstik topografyası ve çam ormanları güzel bir manzara oluşturmaktadır. Çok uzun ve büyük bir yeraltı sisteminin çıkış ucunda bulunmaktadır. Kızılova, Kambos ve Söbüce suyunu çeken bu büyük sistem, Oruç Düdeni Mağarası altında Altınbeşik-Düdensuyu Mağarası’nda son bulur. Böylece bu büyük yeraltı su sistemi, kuş uçuşu 100 km’den fazla uzunluğu ile dünyadaki en uzun ve büyük karst sistemlerinden biridir. Mağara içinden çıkan su Beyşehir Gölü ile bağlantılıdır. Su içinde kaldığı için mağarada gezinti, sandal ve kayıklarla yapılmaktadır.Doğu Karadeniz Bölgesi'nde Artvin sınırları içinde yer alan V tipi, dar tabanlı ve derin karakterli bir jeomorfolojik oluşum olan Hatila Vadisi'ni içinde barındıran milli park alanı 16.944 hektarlık bir bölgeye yayılmıştır. Karadeniz Bölgesi'nde yer almasına rağmen, Akdeniz bölgesi bitki türlerini de barındırma özelliği gösteren vadi zengin bitki örtüsü ve barındırdığı yaban hayatı çeşitliliğiyle doğa yürüyüşü, fotoğrafçılık gibi ekoturizmin pek çok biçimine imkan tanımaktadır.Hatila Vadisi'nin içne yerleşmiş Hatila Deresi'nin ve bir çok yan derelerin bulunduğu milli park alanı, vadi boyunca değişik kayaç türleri ve kimi bölgelerde yamaçların %100'e varan eğim oranıyla ziyaretçilerine eşsiz manzaralar sunar. Vadi boyunca yer alan eğim kırıklarının oluşturduğu şelale yapıları da görülmeye değerdir. İlginç jeolojik ve jeomorfolojik özelliklerinin yanı sıra flora ve fauna zenginliğiyle de alan önemli bir rekreasyon potansiyelini içinde barındırır. Milli Park sahası içerisinde ziyaretçilerin günübirlik ve kamp kullanımı için belirlenmiş yerler bulunmaktadır.Artvin ili sınırları içinde, Türkiye'nin Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yer alan bir milli parktır. Sahara ve Karagöl olmak üzere iki bölüme ayrılan milli park alanında; göl, orman, yayla farklı doğal ve kültürel nitelikler bir arada bulunmaktadır. Şavşat ilçe merkezinin 45 km. kuzeyinde yer alan bir heyelan gölü olan Karagöl, etrafı ormanlık alanlarla çevrili eşsiz bir doğa harikasıdır.Milli Park'ın Sahara bölümü ise Şavşat ilçe merkezine 17 km. uzaklıkta olan bir yayladır. Eğimli arazi yapısı içinde 1700-1800 metrelerde sınırlı bir düzlük alan olan Sahara bölgesi'nde antropojen step karakterli geniş alanlar yer alır. Ladin ve göknarlar ile sarıçamların da alt kesimlerde daihil olduğu bir orman örtüsüne sahip olan Sahara bulunan Laşet Deresi kenarındaki düzlüklerde yöre insanın katılımıyla Sahara Pancarcı Şenlikleri de yapılır. Karagöl'ün doğu ve batısında bulunan ormanlık alanlar kamp kullanımı için uygundur.Doğu Karadeniz Bölgesi'nde Rize ili sınırları içerisinde bulunan milli park, bölgenin en yüksek dağları olan Kaçkarları içinde barındırmaktadır. En yüksek noktası 3932 m olan Kaçkar Dağları aynı zamanda ülkenin en çok yağış alan bölgelerini kapsadığı için milli park sınırları hem zengin ve gür bir bitki örtüsüyle kaplıdır hem de alanda büyük akarsular yer alır.Fırtına Deresi, Hemşin Deresi gibi büyük akarsuların çevrelediği milli park alanı, eşsiz doğal güzellikleri ve Doğu Karadeniz'in kendine özgü coğrafi yapısının en güzel örneklerini barındıran peyzajıyla ziyaretçilerini beklemektedir. Bölgeye gelen ziyaretçilere, doğa fotoğrafçılığı, dağcılık, kaya tırmanışı ve trekking gibi aktivitelerle birlikte kayak ve rafting gibi sportif faaliyetler yapma imkanını da sunan Kaçkar Dağları Milli Parkı, aynı zamanda yörenin geleneksel yaylacılık kültürüyle de tanışma fırsatını bünyesinde taşır.Türkiye'nin güney kesimlerinde uzanan Toros Sıradağları'nın en yüksek zirvelerinin yer aldığı Aladağları içine alan Milli Park Alanı; Kayseri, Niğde ve Adana illerinin sınırlarına yayılmış durumdadır. 55.064 hektar alana sahip olan Milli Park özellikle içinde barındırdığı jeolojik oluşumlar bakımından dikkat çekicidir. Alanda bulunan buzul gölleri ve Karpuzbaşı Şelale'leri görülmeye değer doğal güzelliklerdir.Aladağlar Milli Park'ı kamp yapmak isteyenler için uygun alanlara sahip olduğu gibi, dağcılık, yürüyüş, olta balıkçılığı gibi sportif aktiviteler yapmak isteyenler için de oldukça elverişli bir alandır. Milli Park alanı içinde bulunan bir mağara da Hz. Meryem'in Hz. İsa'yı dünyaya getirdiği mağara olarak ünlenmiştir ve kültür turizmi açısından önemli bir kaynak değer oluşturmaktadır.Türkiye'nin Güneybatısı'nda, Akdeniz ve Ege kıyılarının kesiştiği bölgede yer alan bir milli parktır. Akdeniz iklimi ve bitki örtüsünün tüm güzelliklerini içinde barındırmasının yanında, Ege uygarlıklarının yüzlerce yıllık kültürel mirasından izler taşıyan alanlar milli parkın sınırları içinde yer alır.Marmaris Milli Parkı'nda; Amos Harabeleri, Phsykos Antik Kenti, Marmaris Kalesi gibi görülmeye değer arkeolojik kalıntılar ve tarihi eserler bulunur. Kıyı bölümlerinde yoğun olarak rastlanan Sığla Ağaçları milli parkla özdeşleşmiş endemik bitki türüdür. Park'ın yer aldığı bölgenin uzun süredir sahip olduğu turistik olanaklar, ziyaretçiler için ulaşım ve konaklama kolaylıkları sağlar.Adını, eşsiz bir doğa harikası ve görülmeye değer bir yer yüzü şekli olan Saklıkent Kanyon'undan alan bu milli park, Türkiye'nin güneybatısında Antalya ve Muğla kentleri arasında yer almaktadır. Eşen Çayı'nın bir kolu üzerinde ortaya çıkmış olan kanyon, 1000-1100 metre yükseklikte oldukça dik vadi yamaçlarına sahiptir.Türkçe'de, "gizli şehir" anlamına gelen Saklıkent ismi, kanyonun gözlerden uzak ve gizemli güzelliğini yansıtır. Kanyon'u oluşturan dik yamaçlara kurulmuş 200 metrelik bir asma köprüyle girilen kanyonda yapılan bir gezinti, dünyanın bu en derin vadilerinden birinin oluşturduğu manzaralarla ziyaretçilerin nefesini keser. Milli Park alanında bulunan anıt ağaç niteliğindeki sedirler ile endemik geofit ve siklamenler görülmeye değer doğal güzelliklerdendir.Ege Bölgesi'nin Çanakkale ili sınırları içinde yer alan milli parkın kaynak değerini ünlü Yunanlı ozan Homeros'un insanlık tarihinin en eski destanlarından birinde anlattığı Troyalılar ile Akalar arasında 10 yıl süren savaşın epik hikayesi oluşturur. İliada ve Odysseia destanları ile ölümsüzleşen ve uluslararası öneme sahip olan Troya antik kenti ve ünlü tahta atın bulunduğu alanı kapsayan milli park, eşsiz bir tarihi değere sahiptir.Arkeologlar alanda yaptıkları çalışmalarda, bölgenin tarihinin çok daha erken dönemlere kadar uzandığını tespit etmişlerdir. Erken bronz döneminin ilk yerleşimlerden biri olarak da tanımlanan bölgede dokuz katmanda kırktan fazla yerleşim evresine ulaşılmıştır. Troya yerleşimi bunlardan yalnızca bir tanesidir. Çanakkale Boğazı ve Ege kıyıları uygun plaj olanakları ile rekreasyonel amaçlı kullanılan alanların başında gelir.Ege Bölgesi'nde Denizli ili sınırları içinde yer alan Honaz Dağı Milli Parkı, Türkiye'nin güneybatı kesimlerinde bulunur. Milli Park, 2528 metrelik zirvesiyle Ege Bölgesi'nin en yüksek noktasını içinde barındıran Honaz Dağı etrafında oluşturulmuştur. Çevresinden oldukça dik olarak yükselen dağ, çoğunluğu kızılçam, karaçam ve ardıçtan oluşan gür bir bitki örtüsüne sahiptir.Sınırları içinde Frigya Uygarlığı'nın önemli merkezlerinden biri olan Colossae antik kentini de barındıran milli park, bu sayede ziyaretçilerine milattan önceye tarihlenen pek çok kaya mezarını görme imkanı da tanımaktadır.Batı Karadeniz Bölgesi'nde Kastamonu ve Bartın illeri arasında yer alan bu milli park, Türkiye'nin en önemli orman alanlarından birini içinde barındırır. Aynı zamanda, parkın kapladığı alan içindeki doğal yaşlı orman, uluslararası alanda da önemlidir ve WWF'nin Küresel Düzeyde Öncelikli 200 Ekolojik bölgesinden birine dahil edilmiştir. Dünya üzerinde hala sahip olduğumuz doğal mirasın en önemli ve eşsiz örneklerini barındıran Küre Dağları Milli Parkı, ziyaretçileri için adeta bir "doğal arboretum" (ağaç müzesi) işlevi görür.Dikkat çekici pek çok bitki türüne ev sahipliği yapan milli park ekosistemi içinde kimileri soyları tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan pek çok hayvan türü de yaşar. Öyle ki, Türkiye'de rastlayabileceğiniz 132 memeli türünün 40'ı bu bölgede yaşamaktadır. Küre Dağları Milli Parkı, bitki örtüsü ve barındırdığı hayvan türlerinin yanı sıra, jeolojik oluşumlarıyla da dikkat çekicidir. Karstik jeolojik oluşumlar bakımından da zengindir. Valla Kanyonu, Ilgarini Mağarası bu oluşumların en önemlileri ve görülmeye değer olanlarındandır. Ayrıca yüksekliği 15 metre olan ve döküldüğü yerde doğal bir havuz oluşturan Ilıca Şelalesi de milli parkın görülmeye değer güzellikleri arasındadır. Küre Dağları'nda konaklama, rehberlik gibi ziyaretçi hizmetleri gerçekleştirilmektedir.Doğu Anadolu Bölgesi'nde Kars ve Erzurum illeri sınırları içinde yer alan milli parkın asıl kaynak değerini 1914 yılında bölgede donarak şehit olan 90 bin askerin aziz hatırası oluşturur. 1. Dünya Savaşı'nda Kafkas Cephesi'nde Ruslar ile çarpışmak üzere harekete geçerek 3100 metreye ulaşan Allahuekber Dağları'nı geçip Sarıkamış'a ulaşmayı hedefleyen Türk Ordusu'na mensup 90000 asker soğuk, açlık ve hastalığın pençesine düşerek şehit olur. Böylesi bir trajedinin yanı sıra, uzun yıllar süren savaşlara tanıklık etmiş bölgede bir çok şehitlik bulunmaktadır.Tarihi değeri tartışılmaz olan Sarıkamış-Allahuekber Dağları Milli Parkı'nın kaynak değerlerinden bir ikincisini ise, bölgede bulunan Sarıçam ağaç türünün bölgede en yüksek rakımda yayılış gösteriyor olmasıdır. Bölgede bulunan Sarıkamış Ormanları arasındaki Sarıkamış kayak merkezi; kar kalitesi açısından önem kazanmıştır. Çamlar arasında toplam 12 kilometreyi bulan 5 etaplı piste sahip 2500 rakımlı Cıbıltepe'nin muhteşem bir doğal güzelliği vardır. Cıbıltepe'nin kristal karla kaplı olması ise onu kayakçılar açısından daha cazip hale getiriyor. Normal kış koşullarında 1.5 metre dolayında olan kar, kayak sporu için oldukça elverişli ve sadece Alplerde olan kristal kar özelliği göstermektedir.Türkiye'nin Doğu Anadolu bölgesi'nde yer alan milli park alanı, Ağrı ili sınırları içindedir. 5.137 metre yüksekliği ile Türkiye'nin en yüksek coğrafi şekli olan Ağrı Dağı ve çevresini kapsayan milli park, özellikle dağcılık ve dağ ekoturizmi olanaklarıyla dikkat çekmektedir. Semavi dinler açısından büyük önemi olan ve bütün dünyaca bilinen Nuh Tufan'ı ve Nuh Peygamberin gemisinin indiği alanın da Ağrı Dağı Milli Parkı sınırları içinde yer alması alanın tarihi ve kültürel olarak eşsiz bir değer kazanmasını sağlamıştır.Doğal güzellikleri ile doğa yürüyüşü ve fotoğraf tutkunlarının da büyük ilgi gösterdiği Ağrı Dağı Milli Parkı Büyük ve Küçük Ağrı Dağları ve Meteor Çukur ile Nuh'un Gemisi'nin bulunduğu üç alandan oluşur. Alaska'daki meteor çukurundan sonra dünya üzerindeki ikinci büyük göktaşı çukuru Ağrı Dağı Milli Parkı sınırları içinde bulunandır. Ağrı Dağı'nın zirvesindeki buzul da Türkiye topraklarındaki en büyük buzuldur.Türkiye'nin Kuzeybatısında Edirne ili sınırları içinde yer alan milli park alanı, Gala ve Pamuklu göllerini içinde barındırmaktadır. Sulak saha, göl ve orman ekosistemlerinin bir arada görülebildiği 6.087 hektarlık milli park alanında bu ekosistemlere ait pek çok canlı türünün yanında yer alan 130 kuş türü bölgenin önemli doğal değerini oluşturmaktadır. İçlerinde tepeli pelikan, çeltikçi ve küçük karabatak gibi nesli son derece azalmış türler de yer alan bu kuşlar Gala Gölü ve Pamuklu göllerinin oluşturduğu sulak alan önemli bir yaşama sahası özelliği gösterir.Özellikle piknik, doğa yürüyüşü ve kuş gözlemi yapma olanaklarının bulunduğu Gala Gölü Milli Parkı sahip olduğu doğa güzellikler ve içinde barındırdığı yaban hayatı potansiyeliyle ziyaretçileri için verimli bir rekreasyon alanı konumundadır.Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi'nde, Kayseri ili sınırları içinde yer alan Sultan Sazlığı Milli Parkı, bölgenin bozkır ekosistemi içinde barındırdığı tatlı ve tuzlu su kaynaklarıyla önem kazanan bir alanı içinde barındırır. Tatlı ve tuzlu su göllerinin bir arada bulunduğu nadir ekosistemlerden biri olan alan, aynı zamanda barındırdığı soyları tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan kuş türleri bakımından da önemlidir.Bu türlerden bazılarının; göç, barınma ve üreme bölgesi olması nedeniyle Sultan Sazlığı, su kuşlarının yaşamı açısından uluslararası öneme sahip sulak alanların korunmasına yönelik olarak geliştirilen RAMSAR sözleşmesi kapsamına alınmıştır. Sultan Sazlığı Milli Parkı'nın kapsadığı alan içinde yaşayan ve sayıları 130.000'i bulan su kuşu ve bölgenin ev sahipliği toplam 251 farklı kuş türü milli parkın ayrı bir önem kazanmasını sağlamıştır.Şanlıurfa ilinin güneybatısında, Tektek Dağları üzerinde bulunan 19.335 hektarlık bir alana yayılmış olan parkın ana kaynak değerini arkeolojik ve kültürel kalıntılar oluşturur. Alanda bulunan Şuayp Şehri Harabeleri ve Soğmatar Harabeleri insanlık tarihine ilişkin eşi bulunmaz kalıntılar olarak milli parka asıl değerini vermektedir.M.S. 3. veya 4. yüzyıla ait bir şehir olduğu düşünülen Şuayp Şehri'ne ait kalıntılar oldukça geniş bir alana yayılmaktadır. Kaya mezarları üzerine kesme taşlardan inşa edilmiş binaların kalıntıları kent merkezinde bulunmaktadır. Halk arasındaki bir inanca göre Şuayp peygamber bu kentte yaşamıştır ve kalıntılar arasındaki bir mağara da Şuayp Peygamberin makamı olarak ziyaret edilir. Soğmatar Harabeleri ise kökü Harran Sin kültürüne dayanan Sabizm ve Baştanrı Marihala'nın kültür merkezi olduğu düşünülen bir ören yeridir. Burada geçmişte pagan tanrılarına ibadet edilmiş ve kurbanlar sunulmuş bir açıkhava mabedinin kalıntıları bulunur.Türkiye'nin Kuzeybatısı'nda Bulgaristan sınırında bulunan İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı Kırklareli ili sınırları içinde kalmaktadır. Yıldız (Istranca) Dağları'ndan Karadeniz'e doğru akan derelerin taşıdığı alüvyonların birikmesi ve mevsimsel olarak sular altında kalması sonucunda oluşan longoz ormanları milli park alanının asıl kaynak değerini oluşturur. Mevsimsel su basar ormanlar, bataklıklar ve tatlı su gölleri ile kıyı kumullarını bir arada bulunduran ekosistemsel bir çeşitliliğin nadir örneklerinden olan bölgede zengin sucul bitki örtüsüne sahip beş tane de göl bulunmaktadır.Bölgede göl ve bataklık alanlarıyla deniz arasında yer alan kıyı kumullarında milli parkın uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınmış bitkileri bulunur. İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı denizi, ince kum sahili, ormanları, gölleri ve dereleriyle pek çok farklı doğal güzelliği bünyesinde toplamış bir cenneti andırır. Antik Trak halkına bir zamanlar yurt olmuş bu toprakları yapılacak bir seyahat dünya üzerindeki cenneti adımlamanın bir yolu olarak da görülebilir. İğneada, kuş göç yolu üzerinde bulunduğundan kuş gözlemi için uygun olanaklar sağlar. Muhteşem güzellikteki ormanlarında, bisiklet turu, yürüyüş, fotosafari ve yön bulma aktiviteleri yapılabilir. Ayrıca Karadeniz'in güzel kıyılarından biri olan İğneada'da yaz ayları sahil turizmi için çok uygundur.Adana'nın Yumurtalık ilçesi sınırlarında yer alan Yumurtalık Lagünü Milli Parkı, 2008’de Türkiye’nin 40. milli parkı ilan edildi. Yumurtalık’taki lagünler, Çukurova Deltası’nın en önemli parçası. Çukurova Deltası, Seyhan ve Ceyhan nehirleri ile Berdan Çayı’nın taşıdığı alüvyonlarla oluşuyor. Lagünler, tatlı ve tuzlu su bataklıkları, geniş çorak düzlükler, çamur düzlükleri, sazlıklar, kumullar ve Halep çamı ormanından oluşan Yumurtalık Lagünleri aynı zamanda I. derecede doğal sit alanı ve Ramsar alanı statüsünde.Seyhan-Ceyhan deltası üzerindeki göl lagünlerindeki bitki ve hayvan türleri ile özellikle Halep çamı olarak bilinen gibi nadir yayılışı olan bitki türü için korunan doğal ortam oluşturmaktadır. Milli Park'ta ayrıca Caretta caretta ve özellikle Chelonia mydas olmak üzere 2 tür deniz kaplumbağasının varlığını sürdürdükleri alan özelliğine sahiptir. Yumurtalık Lagünleri, Anadolu üzerinden geçen kuş göç yolları üzerindeki önemli konaklama, dinlenme ve beslenme alanıdır. Geçmişte Mart, Nisan ve Mayıs aylarında yapılan bir çalışmada alanda toplam 252 kuş tür saptanmıştır. Alanda değişik türden binlerce ördek, sakarmeke, flamingo, kılıçgaga, akça cılıbıt ve küçük kumkuşu kışlamaktadır. Kaynaklara göre geçmişte bazı yıllar Yumurtalık Lagünlerinde kışlayan kuş sayısının 70.000’i aştığı belirtilmektedir.Doğu Anadolu Bölgesi'nde Erzurum ilinin sınırları içerisinde yer alan milli park alanı önemini, Türkiye tarihine 93 Harbi olarak geçmiş olan Osmanlı-Rus Savaşı'nda işgal güçlerine karşı topraklarını ellerinde bulunan kısıtlı imkanları kullanarak savunan ve işgal güçlerine geçit vermeyen Erzurum halkının tarihi kahramanlığından alır.İşgalin Aziziye Tabyalarına doğru ilerlediğinin haberini alan Erzurum halkına, o sıralarda henüz 20 yaşında bir genç kadın olarak önderlik etmiş olan Nene Hatun, gösterdiği kahramanlıkla adını tarihe yazdırmıştır. Nenehatun Tarihi Milli Parkı'nın kaynak değerini 22 Mayıs 1955 yılında vefat etmiş olan bu kahraman Türk kadınının aziz hatırası ve onun önderliğinde düşman işgaline karşı direnen Erzurum halkının mücadelesi oluşturur. Milli Parkı ziyaret eden katılımcılar, yapılacak çevresel düzenlemelerle birlikte, Aziziye ve Mecidiye Tabyaları'nın savaşta hangi amaçla yapıldığını, dönemin koşullarında tabyalarda bulunan askerin hangi şartlarda yaşadığını, mühimmat ve savaş gereksinimlerini nasıl karşıladıklarını öğrenme şansı bulacaktır.İç Anadolu Bölgesi'nde Ankara ili sınırlarında yer alan milli park 13.850 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Milli Park asıl kaynak değerini, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ve bağımsızlık mücadelesi olan Kurtuluş Savaşı'nda bir dönüm noktasını ifade eden Sakarya Meydan Savaşı'nın gerçekleştiği alana kurulmuş olmasıyla elde eder.Ankara'nın Haymana ve Polatlı ilçeleri sınırlarında yer alan bu alada Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasına giden yolda kullanılmış ve savaşın gerçekleştiği siperler, mevziler, şehitlikler bulunmaktadır.Sakarya Meydan Muharebesi Tarihi Milli Park alanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ruhu ve Kurtuluş Savaşı sırasında verilen mücadelenin tarihi, kültürel ve manevi değerlerinin korunarak gelecek kuşaklara aktarılması açısından önemli bir rol oynamaktadır. Yalnızca Türkiye'li değil, bütün Dünya'dan tarih meraklılarının ilgisini çekecek savaş anılarıyla dolu bu alan ziyaretçilerini beklemektedir.Bayburt ve Erzurum illeri sınırları içerisinde bulunan 6335 hektar büyüklüğünde, 100 yıl önce Osmanlı-Rus Savaşı'nın yaşandığı Kop Dağı, 15.11.2016 tarihinde milli park ilan edildi. Birinci Dünya Savaşı'nda, Doğu Cephesi'nde Rus ordusunun durdurulmasında çok önemli yeri olan Bayburt-Kop müdafaası sadece doğu cephesinin değil, savaşın ve geleceğimizin de seyrini değiştiren büyük bir mücadeledir. Muharebenin günümüze intikal etmiş izleri olan mevziler, siperler, şehitlikler, anıtlar, muharebede kullanılan binalar vb. yapılar milli parkın ana kaynak Değerini oluşturmaktadır.Alanda Kop Şehitleri Abidesi bulunmaktadır. Kop Şehitleri Abidesi, 1916 yılında Kop Geçidi'nde ve Çoruh Havzası'nda düşmana direnen ve bu direnişte şehit olan askerlerin anısına 1963 yılında Kop Dağı'nın zirvesine yapıldı. Kop Dağı, aynı zamanda Türkiye’nin en zengin kelebek alanlarından biridir. 10’u endemik, 37’si nadir olmak üzere 134 kelebek türünü barındırır.Muş sınırları içinde 14.604 hektarlık bir alana yayılmış olan Malazgirt Meydan Muharebesi Milli Parkı, 17.03.2018 tarihinde milli park ilan edildi. Büyük taarruzun gerçekleştirildiği, savaşın kazanıldığı ve Anadolu'nun kapılarının Türklere açıldığı tarih olan 26 Ağustos 1071'e atfen milli parkın 26 Ağustos 2018 tarihinde açılışı planlanıyor.Yüzyıllar boyunca anayurt yapılacak Anadolu’nun kapılarının Türklere açılmasına sahne olmuş sahada kurulacak milli park ile tarihe ait bilgi ve milliyet duygusunun pekiştirilmesi hedefleniyor. Milli park'a yapılacak çalışmalar arasında şunlar yer alıyor: Giriş kapısı, fetih yolu, mescit, merasim alanı, meydan, toplanma ve ikram alanı, namazgah, helikopter pisti, etnospor alanı, otopark, Türk tarihi temalı sosyal yaşam alanı, Malazgirt Meydan Muharebesi canlandırma alanı (Turan taktiği ve cenk meydanı), anıt, ziyaretçi tanıtım merkezi, müze ve minyatür, rekreasyon alanı ile idari bina.Cumhurbaşkanı kararnamesiyle, Kurtuluş Savaşı'nda cepheye silah ve erzak taşınan İnebolu ile Ankara arasındaki 105 kilometrelik güzergahta sınırları çizilen alanlar "İstiklal Yolu Tarihi Milli Parkı" olarak belirlendi. 'İstiklal Yolu Tarihi Milli Parkı', Türkiye'nin 44. milli parkı oldu. İnebolu'dan başlayan tarihi yol güzergahı Küre, Seydiler, Kastamonu, Ilgaz, Çankırı, Çubuk ve Kalecik'ten Ankara'ya kadar uzanıyor.Milli Mücadele yıllarında Anadolu’nun dış dünyaya açılan tek penceresi İnebolu kalmıştır. Birçok yerin işgal edilmesi dışarıdan gelecek destek ve yardımlar açısından İnebolu-Ankara hattını çok önemli kılmıştır. Bu noktada İnebolu’dan Ankara’ya oluşturulan lojistik hattında İstanbul’dan kaçırılan, Rusya’dan satın alınan cephane, lojistik malzeme ve Milli Mücadele’ye katılacak birçok insan, düşünce adamı Ankara’ya ve Anadolu’ya bu yolla sevk edilmiştir. Savaşın kazanılmasında çok etkili olan bu hattın önemini Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘’Gözüm Sakarya’da, Dumlupınar’da kulağım İnebolu’da’’ sözü de belirtmektedir. İstiklalin ruhunu taşıyan bu yol üzerindeki birçok tarihsel yapı restore edilmiş, yolu heykeller ve anıtlarla süslemiş, rekonstrüksiyonlar yapılmıştır. Bunun dışında yol uluslararası işaretleme sistemi ile işaretlenmiş ve sahip olduğu muhteşem doğa içerisinde 95 kilometrelik trekkking parkuru oluşturulmuştur. Parkurda bağımsız traking toplulukları yürüyüş ve kamplar yapabildiği gibi her yıl Kastamonu Valiliğince İstiklal Yolu yürüyüşleri de düzenlenmektedir.Siirt'in merkez, Aydınlar ve Eruh ilçeleri sınırlarında yer alan Botan Vadisi, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile "Botan Vadisi Milli Parkı" olarak belirlendi. Bu karar ile 'Botan Vadisi Milli Parkı' Türkiye'nin 44. milli parkı oldu. Bitlis'in güneyindeki yüksek dağların eteklerinden kaynağını alan Botan Nehri, batıya doğru akarken kendine derin bir vadi oluşturur. Bu Botan Vadisi'dir. Türkiye'nin en dik ve sarp vadilerinden biri olan Botan Vadisi, güneyde Siirt'e doğru uzanırken 2741 metre yüksekliğindeki Doğruyol ve 2631 metrelik Kapılı Dağı'nın arasından geçer ve Dicle Vadisi'ne açılır.Tarihte "Onbinlerin Yürüyüşü" olarak adlandırılan MÖ 500 yıllarında Yunan ordularının Anadolu'ya yaptıkları seferde kullanılan Botan Vadisi doğu-batı ekseninde uzanır. Güney, doğu ve batı yönünde, yükseklikleri bazı yerlerde 1000 metreyi bulan kayalık yamaçlarında kışın bile termik hava akımlarının oluşması vadide yılın 12 ayı uçuş yapılabilmesini olanaklı kılar. Bunun dışında vadide trekking yapmak isteyenler için çeşitli zorluk seviyelerinde yürüyüş parkurları ve 3 adet dağ bisikleti rotası da bulunmaktadır.Hakkari'nin Yüksekova ilçesine 50 kilometre uzaklıkta 3 bin 400 rakımlı doğa harikası Cilo ve Sat Dağları bölgesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlanan kararla milli park ilan edildi. Bu karar ile 'Hakkari Cilo ve Sat Dağları Milli Parkı' Türkiye'nin 45. milli parkı oldu. Kararda, Yüksekova Cilo ve Sat Dağları bölgesinin 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu'nun 3'üncü maddesi gereğince milli park ilan edildiği belirtildi. Hakkari Cilo ve Sat Dağları Milli Parkı'nın alanı 27 bin 500 hektar olarak tespit edildi.Cilo ve Sat Dağları bölgesinde şelale, göl, onlarca kilise, eskiden yaylacıların koruma amaçlı yaptığı yapılar, dağ silsilesinde Türkiye'nin en yüksek iki zirvesinin bulunduğu Uludoruk ve 20 bin yıllık buzullar bulunuyor. El değmemiş doğasıyla öne çıkan Cilo Dağları'ndaki bazı alanlar ile Sat Buzul Gölleri'nin bulunduğu bölgeye doğaseverler de oldukça ilgi gösteriyor.2024-11-06 02:29:08