Muristek
Trans oyuncu Elliot Page şöhretinin ilk yıllarını anlattı: Hapsedilmiş hissettim
Cinsiyet değiştirdikten sonra 2020’de yeni kimliğini açıklayan ünlü oyuncu Elliot Page, şöhretinin başlarında katıldığı etkinliklerde elbise ve topuklu ayakkabı giymeye zorlanmasının 'hapsedilmiş' hissetmesine yol açtığını anlattı.
Cinsiyet değiştirdikten sonra 2020’de yeni kimliğini açıklayan ünlü oyuncu Elliot Page, Esquire dergisine verdiği röportajda geçmişine dair açıklamalar yaptı. 35 yaşındaki oyuncu, kariyerinde yükselişe geçmesini sağlayan 2007 yapımı 'Juno' adlı filmin tanıtımı için katıldığı etkinliklerde elbise giymeye zorlandığını ve kendini “hapsedilmiş” hissettiğini anlattı.“Elbisem, topuklularım ve tüm görüntümle hapsedilmiştim. İyi değildim ve birileriyle nasıl konuşacağımı bilmiyordum” diyen Page, “Juno filmi patlamıştı ve bu, insanlara tuhaf geliyordu, insanların anlayamadığını anladım. Ünlüsün, paran var ve elbise giymek zorundasın. Bu tepkiyi anlamıyorum” şeklinde konuştu. Page, “İnsanların bu haltın beni gerçekten öldüreceğini anlamasını istedim” diye ekledi.Page, ilk olarak 2007’de, 19 yaşındayken tanıştığı ve ‘An American Crime’ adlı filmde birlikte çalıştığı oyuncu Catherine Keener ile konuşmaya başlayabildiğini anlattı. Şimdi 63 yaşında olan Keener’in kendisini dinlediğini, ayaklarının yere sağlam basmasını, kendi gerçeğiyle yaşamayı öğrenmesini sağladığını söyledi.Cinsiyet değiştirdikten sonra Ellen Page olan adını Elliot Page olarak değiştiren ünlü oyuncu, iki yıl önce sosyal medya hesabında bir açık mektupla trans olduğunu açıklamıştı. The Umbrella Academy dizisiyle dünya çapında ünlenen Page, mektubuna “Bunu yazdığım için kendimi şanslı hissediyorum. Burada olduğum için. Hayatımda bu noktaya ulaştığım için. Bu yolculukta beni destekleyen inanılmaz insanlara karşı büyük bir minnettarlık duyuyorum. Asıl benliğimi sürdürmek için nihayet kim olduğumu sevmenin ne kadar olağanüstü hissettirdiğini ifade edemem” sözleriyle başlamıştı."Trans topluluğundaki pek çok kişiden sonsuz ilham aldım” diyen Page, sözlerine şöyle devam etmişti: “Cesaretiniz, cömertliğiniz ve bu dünyayı daha kapsayıcı ve şefkatli bir yer haline getirmek için durmaksızın çalıştığınız için teşekkür ederiz. Elimden gelen her türlü desteği sunacağım, daha sevgi dolu ve eşit bir toplum için çabalamaya devam edeceğim. Sizden sabır istiyorum. Sevincim gerçek ama aynı zamanda kırılgan. Gerçek şu ki, şu anda son derece mutlu hissetmeme ve ne kadar ayrıcalık taşıdığımı bilmeme rağmen, ben de korkuyorum. Aranıza karışmaktan, nefretten, 'şakalardan' ve şiddetten korkuyorum. Açıkça ifade edersem, mutlu bir kutlama anını bastırmaya çalışmıyorum, ancak resmin tamamına hitap etmek istiyorum. İstatistikler şaşırtıcı. Translara yönelik ayrımcılık yaygın, sinsi, acımasız ve korkunç sonuçlara yol açıyor. Yalnızca 2020 yılında, çoğunluğu siyah ve Latin trans kadın olan en az 40 trans kişinin öldürüldüğü bildirildi.”"Trans sağlık hizmetlerini suç saymak için çalışan ve var olma hakkımızı reddeden siyasi liderlere ve büyük bir platforma sahip olan, trans topluluğuna düşmanlık beslemeye devam eden herkese: Ellerinizde kan var. Yüzde 40'ının intihar girişiminde bulunduğunu bildirdiği bir topluluk olan trans topluluğunun omuzlarına aşağılayıcı bir öfke yüklüyorsunuz. Ben o insanlardan biriyim ve sizin saldırılarınız karşısında sessiz kalmayacağız.”“Trans olmayı seviyorum. Ve ben eşcinsel olmayı seviyorum. Ve kendimi ne kadar yakın tutarsam ve kim olduğumu tam olarak kucaklarsam, ne kadar çok rüya görürsem, kalbim o kadar büyür ve gelişirim. Her gün taciz, kendinden nefret etme, istismar ve şiddet tehdidiyle uğraşan tüm translara: Seni görüyorum, seni seviyorum ve bu dünyayı daha iyi hale getirmek için elimden gelen her şeyi yapacağım. Okuduğunuz için teşekkürler.”
Çok Okunanlar