Kültür / Sanat >> NTV


Esra Gezginci, İstanbul’un sırlarına kapı aralıyor: Eyüp Sultan Camii, Cülus Yolu, Pierre Loti


Link [2022-05-29 14:33:57]



Esra Gezginci ile Esrarengiz İstanbul, pazar günü NTV ekranlarında seyirciyle buluşan bu bölümünde; Eyüp Sultan Camii’yi, Osmanlı’da devlet törenlerinin yapıldığı Cülus Yolu’nu, Haliç kıyısındaki tepeye ismini veren Pierre Loti efsanesini ve arnavut kaldırımlı sokaklarıyla zamanın durduğu semt Eyüpsultan’ı mercek altına aldı.

İstanbul’un en güzel seyir teraslarından biri olan Pierre Loti Tepesi hemen hergün yüzlerce misafir ağırlıyor. Pierre Loti’de kahvenizi yudumlarken tepeye ismini veren şahsın kim olduğunu veya büyük aşkı Aziyade’ye olan aşk hikayesini duymuş muydunuz? Haliç'e nazır bir tepe olan Pierre Loti kahvesinin, deyim yerindeyse 40 yıl hatırı var.“Bir dönem ismi tartışmalara konu olmuş hatta kimi dost diye tanımlamış kimi düşman. Fakat bir gerçek var ki Osmanlı’nın en zor zamanında Batı’nın özellikle Osmanlı’ya karşı önyargılı olduğu zamanda Pierre Loti, Osmanlı’yı Batı’ya karşı savunmuş bir subaydır. Bahriye subayı göreviyle Japonya’dan Senegal’e, Hindistan’dan Çin’e, Amerika’dan İran’a dünyanın farklı coğrafyalarını dolaşmış olan Loti’nin Osmanlı coğrafyasıyla tanışması ilk 1870 yılında İzmir’e gelişiyle olur. Bundan altı sene sonra, yazarın yolu bu sefer Osmanlı başkentine düşer. Bu yolculuk onun hayatında bir dönüm noktasıdır. Fransız Sefarethanesi’nin karakol gemisi Le Gladiateur’de görev almak üzere geldiği İstanbul şehri onun hayatına bundan sonra hiç çıkmamak üzere yerleşir. Büyüsüne kapıldığı, aşık olduğu İstanbul’a 1876’dan 1919 yılına kadar birçok kez gelir.""Şehirle Beyoğlu’nda başlayan selamlaşma Boğaziçi’nden Eyüp’e uzanan bir yaşanmışlığa dönüşür. Bu yaşanmışlık sayesinde Osmanlı toplumu, Müslüman yaşamı, gündelik hayat, dönemin sosyal ve politik meseleleri üzerine izlenimler edinir. Selanik’te başlayıp İstanbul’a uzanan bir aşk hikâyesi olan Aziyadé (1879) ve özgürlükleri kısıtlanmış Osmanlı kadınları ve harem yaşamını konu edinen Les Desenchantées (Mutsuz Kadınlar, 1906) adlı romanları; Balkan savaşları sırasında Batılı devletlerin Osmanlılar karşısında aldığı tavrın eleştirisi niteliğinde olan La Turquie Agonisante (Can Çekişen Türkiye, 1913) ve I. Dünya Savaşı sonrasında Türkiye’nin haklarını Avrupa devletlerine karşı savunduğu yazılardan oluşan Suprèmes Visions d’Orient (Doğu’nun Son Görünümleri, 1921) gibi eserleri bu izlenimlerin, hatıraların ve tanıklıkların ürünleridir. Aslında tepeye verilen ismi ona bahşedilen bir armağan, bir teşekkür şeklidir.”Süleyman Faruk Göncüoğlu, Eyüpsultan’daki tarihi mekanlara da dikket çekiyor. Çünkü, Eyüpsultan’da cami, mescid ve tekkeler dışında çok sayıda medrese, mektep, kütüphane gibi eğitim kurumları ile han, hamam, çeşme ve sebil gibi hayır amaçlı yapılar da inşa edilmiş. “Osmanlı mimarisini temsil eden en güzel örneklerinden birisi de Eyüp Sultan Camii’dir o bölüme daha çok vakit ayıralım ancak gelin önce bahsettiğiniz tarihi mekanlara şöyle bir gözatalım. Örneğin Pierre Loti Tepesi’nden inerken Kaşgari Tekkesi’ni görüyoruz. Eyüpsultan’a Osmanlı Devleti’nin ilgisi her zaman ayrı oldu. Eyüpsultan Hazretleri’nin kabrinin burada bulunması bölgeyi şehrin manevi merkezlerinden biri haline getirdi. Birçok tekkeye ev sahipliği yapan Eyüpsultan’da yer alan Kaşgari Dergahı da neredeyse üç asırlık geçmişi ile maneviyat yolcularının önemli duraklarından biri."Necip Fazıl ve Nazım Hikmet ile ilgili bir rivayet de anlatılır. Rivayete göre, Fazıl bir gün eğlence dönüşü, Hikmet’e duyunca şaşırdığı bir olayı anlatır. Eyüp’te Kaşgari Tekkesi’ni işaret eder ve o tekkenin şeyhiyle tanışan kişinin hayatının değiştiğini söyler. Fazıl’ın buraya tek başına geldiği ve bu ziyaretten sonra fikirlerinin değiştiği söylenir.“Osmanlı’da cülus töreni hükümdarlığa giden ilk adım sayılırdı. İşte o caddedeyiz. Cülus Yolu, Eyüp Sultan Türbesi'nin iç avlu kapısının karşısında yer alıyor. Osmanlı döneminde, padişahlar kılıç kuşanma merasimini gerçekleştirmek üzere bu yolu kullanırdı. Çok önemsenen bir devlet töreni idi. Fatih Sultan Mehmet'ten Vahdeddin'e kadar Osmanlı saltanat gelenekleri içinde padişahların tahta çıktıklarında kılıç kuşanıp ata bindikleri, cülus törenlerinin yapıldığı tarihi yoldur. Hemen yol üzerinde içerisinde bir imaretinde bulunduğu Mihrişah Valide Sultan Külliyesi yer alıyor.”“Eyüp Sultan, Hz. Peygamber’in vefatından sonra Muaviye devrinde yapılan ilk İstanbul kuşatmasına katılmış. Kuşatma sırasında hastalanarak şehiden vefat etmiş ve sur dışında defnedilmiş. Eyüp Sultan’ın kabrinin Osmanlı tarih kaynaklarında İstanbul’un fethinden sonra Akşemseddin‘in keşfiyle bulunduğuna dair geniş çaplı bilgiler bulunuyor. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethedip şehirde hakimiyet kurduktan sonra Hz. Eyyub el-Ensari’nin kabrini bulmak için Akşemseddin‘den yardım ister. Akşemseddin kabrin bulunabileceği yer olarak şimdiki türbenin olduğu yeri işaret eder. Yapılan kazıda üzerinde “Haza kabru Eba Eyyub el-Ensari” yazılı bir taş bulunur. Sonrasında kabrin bulunduğu yere türbe yapılır. Fatih döneminde türbe ilk olarak yapıldığında önünde bir revak bulunuyormuş. Sultan I. Ahmet zamanında ise bu kısım bir duvarla tamamen kapatılmış. Duvarda ise iç avlu tarafında ziyaretçilerin dua edebilmesi için türbe içini gören büyük bir pencere yapılmış.”“Eyüp Sultan Camii ilk olarak Fatih Sultan Mehmet’in emriyle 1458 yılında yapılmış ancak bu cami 1766 yılında meydana gelen büyük depremde hasar görerek kullanılamaz hale gelmiş. Günümüzdeki cami de Sultan III.Selim tarafından 1800 yılında yaptırılmış.Caminin avlusunda bulunan çınarın yapının ikinci inşa döneminden sonra burada yetiştiği düşünülüyor. Etrafı dört köşeli bir set ile çevreli çınarın her bir köşesinde çeşme bulunuyor. Hacat veya kısmet çeşmeleri denen bu çeşmelerin üzerinde Sultan III. Selim’in tuğraları var. Günümüzdeki cami 1800 yılında yapıldığından süslemelerinde barok süslemeler bulunuyor. Caminin büyük kubbesi sekiz yarım kubbe ile desteklenmiş.”O meşhur Eyüp Oyuncakları’nın hikayesi nedir? “Burası dünyanın ilk oyuncakçılar çarşısı olarak tarihte yerini alır. 17. yüzyılda Evliya Çelebi’nin Seyahatnâmesi'nden başlayarak günümüze kadar Eyüp Oyuncaklarından söz edilmiş. Bir zamanlar Eyüp Sultan Türbesi'ne giden cadde üzerinde iki sıralı Oyuncakçı Çarşısı varken bugün maalesef az sayıda geleneksel Eyüp Oyuncağı üreticisi bulunuyor ama o geleneği hala yaşatanlar da var."

Çok Okunanlar

2024-09-19 19:53:56