Son Dakika >> Haber >> NTV


Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Diyarbakır Cezaevi açıklaması


Link [2022-10-23 18:20:41]



Bir dönem işkencelerle anılan Diyarbakır Cezaevi müze oluyor. Diyarbakır'da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Bugün itibarıyla cezaevi, Adalet Bakanlığımızdan Kültür ve Turizm Bakanlığımıza devredilmiştir'' dedi. Gündeminde evlat nöbetindeki Diyarbakır anneleri de olan Erdoğan, "Nerede bu Batı'nın insan hakları savunucuları? Kürt kardeşlerime en büyük zulmü yapanlar, onları Kandil'e kaçıranlardır'' diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır'da İstasyon Meydanı'nda düzenlenen "Diyarbakır Çevre Yolu, TOKİ 1525 Konut, 17 İşyeri, 1 Camii ve Büyükşehir Yatırımları ile Yapımı Tamamlanan Diğer Projelerin Toplu Açılış Töreni"nde konuştu.

BARTIN'DAKİ MADEN KAZASI Diyarbakır'a 15 Ekim'de geleceğini ancak Bartın Amasra'da kömür madenindeki patlama nedeniyle programını ertelemek zorunda kaldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifa diledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bütün şehitlerin aileleri bize emanettir. O emanete de sonuna kadar sahip çıkacağız. Hiçbirinin mağduriyetine izin vermeyeceğiz. Başlatılan araştırma ve incelemelerin ardından olayda kusuru olanlar tespit edilirse onlarla ilgili de her türlü işlemi yapacağız" diye konuştu. DİYARBAKIR ANNELERİ MESAJI Alana asılan, "Diyarbakır etrafında bağlar var, altılı masa size buradan mesaj var. Sahiplerinize fırsat vermeyeceğiz, Kürtleri masanıza meze etmeyeceğiz" pankartını da okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Yıllardır ne diyoruz Türk'üyle Kürt'üyle Laz'ıyla Çerkez'iyle Gürcü'süyle Abaza'sıyla ne diyoruz, yaratılanı yaratandan ötürü severiz. Ayrım yok. Öyleyse hep beraber bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep beraber Türkiye olacağız. Bizi bölenlere de fırsat vermeyeceğiz. Biliyorsunuz bir dönem kucaklaşmamızı engellemek için her yolu denediler ama bilmiyorlardı ki kalpten kalbe giden, görülmeyen yollar vardır. Biz, 'Gerekirse serden, gerekirse yardan, gerekirse candan geçeriz ama Diyarbakırlı kardeşlerimizle gönül birlikteliğimizden vazgeçmeyiz' dedik ve yolumuzdan asla dönmedik. Diyarbakır'ın sembol olduğu koskoca bir coğrafyayı, ideolojik hezeyanların mezesi haline getirmek isteyenlere meydanı bırakmadık. ''DİYARBAKIR ANNELERİNİ, BATI'NIN ŞEMPANZELERİNE BIRAKMADIK'' Avrupa'dan, Amerika'dan beslenen zehirli köklerini coğrafyamızın kalbine bir bıçak gibi saplamaya çalışanlara eyvallah etmedik. Diyarbakır annelerini, Batı'nın şempanzelerine bırakmadık. Nerede bu Batı'nın insan hakları savunucuları? Nerede bunlar? Bir kere gelip de Diyarbakır annelerini, evlatları Kandil'e kaçırılan Diyarbakır annelerini gelip ziyaret ettiler mi Gördüler mi Niye Onların insan hakları savunuculuğuyla alakası yok. Onlar sadece sahne artisti. Benim Diyarbakır annesi kardeşlerim bunlara prim vermediler, dik durdular, eğilmediler ve peyderpey evlatları da dönüp geldi. Milletimizle aramıza fitne sokmak için her yolu deneyenlerin, her şeyi istismar edenlerin kirli yüzlerini tek tek ortaya çıkardık."

"DİYARBAKIR'IN RENGİ TERÖR DEĞİLDİR" Bir kez daha Diyarbakırlılarla kucaklaştıklarını, yaşanan coşku ve heyecanın çok farklı olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün yatırım bedeli 5 milyar 125 milyon lirayı geçen 140 kalem eserin açılışını yapacaklarını bildirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sur Kültür Yolu Festivali'nin, tüm programlarıyla çok hareketli, coşkulu, heyecanlı geçtiğini, Diyarbakır'a yakışır görüntülerle tamamlandığını bildiğini de belirterek, şunları kaydetti: "Buradan tüm dünya ile tüm Türkiye ile altını çizerek paylaşmak istiyorum, Diyarbakır'ın rengi terör değildir, başarıyla tamamlanan Sur Kültür Yolu Festivali'dir. Diyarbakır'ın rengi, baskı, zulüm, acı değildir, bugün yenilerinin açılışlarını yaptığımız, üreten, istihdam eden fabrikalardır. Diyarbakır'ın rengi, PKK'nın istismarı veya HDP'nin sapkınlığı değildir, bugün sizlerle birlikte sergilediğimiz işte bu kardeşliktir, muhabbettir, birliktir, beraberliktir. Diyarbakır'ın rengi, bu şehrin halkını neredeyse zincirli kölesi gibi gören terör ve siyaset baronları değildir. Kökenine, inancına, kültürüne, medeniyetine sahip çıkan asil insanlardır." "HESABINI, DİYARBAKIRLI KARDEŞLERİM SORACAK" "Şu Diyarbakır Surları'nın, Dicle Nehri'nin, ecdad yadigarı mezar taşlarının, Diyarbakır sokaklarının dili olsa da konuşsa" diyen Erdoğan, şunları kaydetti: "Konuşsa da bir yandan mirasçısı olduğumuz medeniyetin ihtişamını anlatsa. Diğer yandan daha düne kadar bu coğrafyanın tarihiyle, kültürüyle, sanatıyla, sanayisiyle, ticaretiyle, en önemlisi insanıyla en seçkin şehri olan Diyarbakır'ın kolunu, kanadını kıranların ihanetini anlatsa. Ağızlarından 'demokratik siyaset' lafını eksik etmeyenlerin, nasıl emperyalistlerin kucağından hiç inmediğini anlatsa. Her nutuklarını 'hak, hukuk, özgürlük' lafıyla bitirenlerin, nasıl baskının, zulmün, kan emiciliğin dibine vurduklarını anlatsa. Sürekli 'Kürt' lafı ederek, Kürtleri sömürenlerin, sizlerin evlatlarının kanı ve canı üzerinden kendilerine ultra lüks hayat kuranların riyakarlıklarını anlatsa. Bunların adı Kürt, kendilerinin Kürtlükle alakası yok. Kürt kardeşlerime en büyük zulmü yapan bunlar. Kandil'e benim Kürt kardeşlerimin çocuklarını kaçıranlar bunlar değil mi? Onlara oralarda zulüm edenler bunlar değil mi? Her türlü tacizi yapan bunlar değil mi? Öyleyle işte 7 ay var. 7 ay sonra yapılacak seçimlerde bunlara bütün bunların hesabını sormaya var mıyız?" "Yasin Börü evladımızı Diyarbakır Caddesi'nde şehit eden alçaklar bunlar değil mi?" diye soran Erdoğan, "İşte bunun hesabını Diyarbakırlı kardeşlerim Allah'ın izniyle soracaklar" dedi. ''EDİRNE CEZAEVİ'NDE OLAN ZATIN KÜRTLÜKLE ALAKASI VAR MI?'' Erdoğan, bugün bir kez daha her gecenin bir sabahı olduğu gibi, Diyarbakır'ın yaşadığı karanlık günlerin de geride kaldığını gördüğünü ifade ederek, şöyle konuştu: "Şu anda Edirne Cezaevi'nde olan zatın Kürtlükle alakası var mı? Yok, bu adam Kürt değil. Ama Kürt kardeşlerimi ne yapıyor? Sömürüyor. Bunun hesabını benim Kürt kardeşlerim sormayacak mı? Soracak. Şu anda bir tane eş başkanları var, Kürt mü? Değil. Ama o da yine aynı şekilde ne yapıyor? Benim Kürt kardeşlerimi sömürüyor. Bunların oyununa gelmeyeceğiz. Bunların hesabını ben inanıyorum ki benim Diyarbakırlı kardeşlerim soracaklar. Diyarbakır altyapısıyla, ekonomisiyle, kültürüyle, sanatıyla yüzünü geleceğe dönmüş, güven ve huzur içinde kararlı adımlarla yoluna devam etmektedir. Allah bir daha bu ülkeye de Diyarbakır'a da o kötü, o acı, o kanlı günleri göstermesin diyorum. Hamdolsun artık Diyarbakır huzurun şehridir. Sizlerin burada güvenle yaşayabilmeniz için sadece Diyarbakır'ın huzurlu olması yetmez, Irak'ıyla, Suriye'siyle tüm bölgenin huzurlu olması gerekiyor. Biz, ülkemizi doğu sınırlarından güney sınırlarına, batı sınırlarından kuzey sınırlarına ve ötesindeki etki coğrafyalarımıza kadar dört bir yanıyla bir huzur adası yapmak için çalışıyoruz. Allah'ın izniyle bunu gerçekleştirmemize ne terör örgütleri ne de onların iplerini ellerinde tutan emperyalist zorbalar engel olamayacaklar."

DİYARBAKIR CEZAEVİ MÜZE OLUYOR Cumhurbaşkanı Erdoğan, son ziyaretinde, Diyarbakır Cezaevi'ni boşaltma ve kültür merkezi yapma sözü verdiğini hatırlattı. "Sözümüzü tuttuk. Adalet Bakanlığımız cezaevini tamamen boşalttı. Bugün itibarıyla cezaevi, Adalet Bakanlığımızdan Kültür ve Turizm Bakanlığımıza devredilmiştir" bilgisini paylaşan Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, eski cezaevinin restorasyonu için gereken projeleri hazırladığını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçmişte nice acılara, zulümlere, kötü hatıralara konu olan Diyarbakır Cezaevi binası artık hem hafıza hem de farklı alanlarda faaliyet yürütme mekanı olarak hizmet verecektir. İçinde müzeden kütüphaneye, kültür ve sanat birimlerine kadar pek çok bölümün yer alacağı bu eserin şimdiden Diyarbakır'ımıza hayırlı olmasını diliyorum. Diyarbakır Cezaevi müze oluyor. Kütüphanesiyle, sanat gösteri alanlarıyla artık bu acının yaygınlaştığı bu cezaevi ortadan kalkıyor" ifadelerini kullandı.

"ADINIZI VE İRADENİZİ NASIL İSTİSMAR ETTİĞİNİ GÖRÜYORSUNUZ" Diyarbakır'ın bu güzel tablosundan rahatsız olanların da bulunduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Tek sermayesi sizlerin acısını istismar etmek olanlar, Diyarbakır'ın bu birlik ve beraberlik görüntüsü karşısında adeta kahroluyorlar. Rahatsızlıklarının bir sebebi de bunların gerçek yüzlerini sizlerle paylaşıyor olmamızdır. Son Diyarbakır ziyaretimde sizlerle hasbihal ederken PKK ve HDP zihniyetinin elindeki programa göre aile yapımızı ortadan kaldırma, malınızı mülkünüzü elinizden alma hesabı içinde olduğunu söylemiştim. Bu sözlerimi birileri 'o kadar da değil' diyerek, kendi aklınca istihza ile karşılamıştı. Şimdi son tartışmaları görüyorsunuz. Kürt kardeşlerimi bir avuç sapkının oyuncağı haline getirmek isteyenlerin, sizin adınızı ve iradenizi nasıl istismar ettiğini görüyorsunuz. HDP denen parti görünümlü emperyalist operasyon aygıtı, sadece 50 bin Kürt vatandaşımızın canına mal olan terör örgütünün payandası değildir, bu fitne yuvası, aynı zamanda toplumumuzun manevi temellerini hedef alan tüm sapkınların en başta aktörü durumundadır. CHP kurduğu altılı masaya çantada keklik gördüğü bunları almaya tenezzül dahi etmemiş, masanın altında onları tutma yoluna gitmiştir. Bunlar da masa altında kalmış olmanın mahcubiyetiyle gidip İstanbul'da adı sanı bilinmeyen bir grup marjinal parti ile güya ittifak kurmuşlar. İttifak kurdukları parti tabelalı örgütlerin söylemlerinin, ne sizlerle ne de bu ülkenin vatanına, milletine, değerlerine bağlı herhangi bir vatandaşıyla en ufak ilgisi yoktur."

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, DİYARBAKIR ANNELERİYLE GÖRÜŞTÜ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, törendeki konuşması öncesinde ise alanda bulunan Diyarbakır anneleriyle bir araya geldi.

Erdoğan, dağa kaçırılan çocukları için HDP il binası önünde oturma eylemi yapan anneleri dinledi ve bir süre sohbet etti.

Görüşmede, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve oğlunu terör saldırısında kaybeden AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat da hazır bulundu.



Çok Okunanlar

2024-09-20 13:50:00