Muristek
İş hayatında en eğlendiğim laf “Çok yoğunum” herhalde. Sebebi de, hep yanımda yapılan telefon konuşmaları galiba. Bakıyorsun adam “Yoğunum” diyor. Halbuki, derin bi muhabbetin içinde. Yalan dolan anlayacağınız. Ama size bi şi diim mi?
Sanıyorum benim de o sözü etme zamanım geldi. Demem o ki, geçen hafta accayip yoğundum!
Önce, dolu dolu 3 günlük bir Akhisar lezzet turu, ardından da önümüzdeki günlerin sürprizi televizyon çekimleri. Bitmedi! Bu hafta da Ayvalık Zeytin Hasadı Şenliği...
Bunun adı yoğunluk değildir de nedir? Şikâyetçi değilim. Ben istedim böyle olmasını. Benimkisi tatlı bi yoğunluk.
Dilerseniz, biraz Akhisar’dan söz edeyim size. Belediye Başkanı Besim Dutlulu’nun davetiyle memleketin dört bi yanından influencer gençlerle ‘Leziz Akhisar’ etkinliğine katıldım. Yalan yok, koşa koşa gittim. Akhisar’ı öteden beri çok severim. Sırf köfte yemek için bile gideriz maaile. Çocukluğumun lezzetini bulduğum tek köfteci orada çünkü. Hadi ismini de vereyim, Muhtar Amca’nın yeri, Dayıoğlu Kasabı.
Akhisar’da geçirdiğimiz üç gün dolu dolu geçti. Zeytin bahçelerinden zeytin topladık. Ellerimizle topladığımız zeytinlerin, şifa kaynağı yağa döndüğünü gördük. Daha da güzeli, bu zeytinyağı ile Akhisar’ın arastasında esnafla birlikte kahvaltı yaptık. Dediğim gibi, çok yoğun bi program vardı. Ama influencer gençler bu yoğunluğu eğlenceye dönüştürmesini iyi biliyor. Akhisar sokaklarını, köftecilerini, tarihi mekânlarını, helvacılarını gezerken bi bakıyorsunuz gençlerden biri bozacı olmuş, boza satıyor.
Bi diğeri eskici arabasını almış, bi pikapta beatbox yapıyor. Hem kendileri eğleniyor hem de Akhisarlılarla müthiş bir iletişim kuruyorlar. Aslında yazıya başlarken gezdiğimiz yerleri, ziyaret ettiğimiz dükkânları tek tek yazmayı düşündüm, ama yazarak anlatamayacağıma kanaat getirdim. Benim tavsiyem, ille kendinizin gitmesi. Hatta, İzmir’den gidecekseniz şiddetle bi tren yolculuğu yapmanızı öneririm.
Söylemeden geçemeyeceğim. Akhisar gezimiz her yönüyle şahaneydi. Belediye çalışanları, esnaf, Akhisar halkı çok misafirperverdi. Amaa, son günün bir kahvaltı mekânı vardı kiii, efsaneydi. Akhisar’a 5-6 kilometre mesafedeki Selvili köyü... Yolun hemen sol yanında bir tepenin üzerinde, ilçeyi kuşbakışı gören bir yer burası. Türkiye’nin en çok zeytin ağacının burada olduğunu bi bakışta görebileceğiniz, müthiş bir lokasyon. Görünen zeytin ağaçları sanki bir zeytin denizi, uçsuz bucaksız... Ve bu enfes manzara, Akhisarlıların Kurban Bayramlarında, bayramın ikinci günü sabah kahvaltıda tüm aileyle birlikte yedikleri özel bir yemek olan, sura ile taçlandı. İçinde sadece pirinç dolgusu olan bu özel yemekle yolcu etti Akhisarlılar bizi.
Sura ikram ederek aileden saydılar. Adı gibi leziz başladı, leziz bitti gezimiz.
Anlayacağınız, çok yoğundum geçen hafta. Ama asla şikâyetçi değilim...