Yazarlar >> Milliyet


Yahya Kemal Beyatlı’dan otel odasında kalanlar


Link [2022-07-31 09:18:19]



Gereksiz belki ama düşündürücü olabilecek okuma notlarım: Dut ağacına çıkmadan yazı yazamayan kim? Yahya Kemal Beyatlı’nın vefatının ardından odasında kaç tane dolmakalem çıktığını biliyor musunuz?

Yahya Kemal Beyatlı rahatsızlanıp Park Otel’den Cerrahpaşa’ya kaldırıldığında, Ayaspaşa’da 19 yıl yaşadığı otelin 164 numaralı odasında üç bavulu, beş çift ayakkabısı ve beş şapkası kaldı. 1 Kasım 1958 günü kayıtlara geçen eşyası şunlardı: 3 adet boş çek, dört buçuk lira, bir adet Cyma marka kroma cep saati, bir çift altın, bir çift gümüş kol düğmesi, gözlük kılıfı, tıraş fırçası ve takımı, çakmak, tırnak makasları, iki not defteri, üç takım pijama, bir çanta, bir bavul, bir baston, bir komple protez, bir çift terlik, üç çift iç çamaşırı, iki gömlek, bir çift ayakkabı, iki kravat, bir robdöşambr, beş çift çorap, bir kemer, bir takım kostüm, bir pardösü, bir şapka, bir dolmakalem, iki anahtar, 3 paket Birinci sigarası ve bir tarih dergisi.

Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun şairliği ile ressamlığı sürekli karşılaştırılırmış bir zamanlar. İlginç olan bu konudaki tartışmaya kendisinin de dahil olması. Bedri Rahmi Eyüboğlu bir yazısında kendi durumunu şöyle yorumluyor: “Bir elinde dolmakalem öteki elinde fırça ile dolaştığı için elleri daima boya içerisindedir. Resimden yorulunca yazı yazmaya başlar. Kendini ressamlara sorarsanız: ‘Ressamlığı şöyle böyle, ama iyi şiir yazar’, derler. Muharrirlere sorarsanız: ‘Muharrirliği şöyle böyle, fakat iyi resim yapar’, derler. El Greco’ya, Rus romanlarına, pastırmaya ve halk türkülerine bayılır. Gündüzleri resim yaptığı, geceleri yazı yazdığı söylenir. Bunlardan hangisini daha çok sevdiğini kestirmek güçtür.”

Silahlar ve kalemler

Osmiyum bir geçiş metalidir. Çok sert, gri-beyaz ışıltılı, yüksek sıcaklıklarda bile işlenmesi zor bir madde olan osmiyum, dolmakalem uçları ile orta ve uzun menzilli silahların namlu içlerinin yapımında kullanılıyor. Platin grubuna ait diğer metaller de dolmakalem uçları için kullanılır. En bilinenleri şöyle: Paladyum, iridyum, rutenyum ve rodyum. - Çizgi roman tarihinin bence en havalı kahramanı olan Ken Parker ilk kez Türkiye’de yayınlanacağı zaman ilginç bir olay yaşanmış. Tay Yayınları’nın sahibi Sezen Yalçıner, “Parker” kalemlerine gönderme yaparak “Bu dolmakalem markası, olmaz” deyince özgün adı Ken Parker olan ünlü çizgi romanın Türkiye’deki adı “Alaska” olmuş .

Bir Montblanc yöneticisi, kalemlerinin bilgisayara yenik düştüğünü söyleyenler için şöyle bir açıklama yapmış: “Bizim kalemlerimizi alanlar için yazı bir fonksiyon değil bir tutkudur .”

Richard Burton 27 Aralık 1973’te, Elizabeth Taylor’ın kendisine hediye ettiği dolmakalem için teşekkür mektubunda şöyle yazmış: “Sıradan bir kadın değilsin. Tıpkı bu kalem gibi sen de farklısın. Tıpkı bu özel kalem gibi sen de ağır ancak aynı zamanda da ‘hafifsin’. O yüzdeki ifade nasıl da arzu dolu bir ifade alıyor? Nefesler nasıl tutuluyor? Her erkeğin kadınında görmek istediği o hayvani, vahşi taraf nasıl da ortaya çıkıyor? Tıpkı dolmakalemin gövdesinden bir anda dökülen mürekkep gibi... R.B.”

Tuhaf yazma alışkanlıkları

D.H. Lawrence yazı yazmaya başlamadan evvel soyunur ve bahçedeki ağaca tırmanırmış. Thomas Hobbes ise ilham geldiğinde yatak çarşaflarına bile yazar, bacaklarına da yazdığı olurmuş. Victor Hugo bir türlü yazamadığında uşağını çağırır, tüm giysilerini alıp gitmesini ve ertesi güne kadar gelmemesini söylermiş. Shakespeare noktalama işaretlerini koymaya dahi fırsat bulamayacak kadar hızlı yazıyormuş . Edmond Rostand yazarken dostları tarafından rahatsız edilmekten o kadar bıkmış ki, çareyi küvette yazmakta bulmuş. Banyoda yazmayı sevenler arasında Agatha Christie de var. Polisiye romanların efsane yazarı Georges Simenon da çoğunlukla önce dolmakalem, ardından daktilo kullanmasına rağmen masasının üzerinde bulundurduğu bir kalemlikte çok sayıda sivri yontulmuş kurşunkalemler sıralanmadıkça tek satır yazamazmış.

Ernest Hemingway kitapları ve gazete yazılarına ön hazırlık için Montegrappa, Parker 51 ve Esterbrooks marka dolmakalemleriyle not alıyormuş. Hemingway’in bazen çıplak ve ayakta yazmayı sevdiği de biliniyor.

Honoré de Balzac, iflah olmaz bir Türk kahvesi müptelasıymış. Ömrü boyunca 91 roman yazan ünlü yazarın toplamda 50 bin fincan Türk kahvesi içmiş olduğu tahmin ediliyor. Balzac’ın bir başka alışkanlığı ise her gün mutlaka belirli miktarda yazı yazmayı kendine şart koşması. Bir tempo belirleyip bu belirlediği sayfa sayısına ulaşmadan masasından kalkmıyormuş. Hatta amaçladığı sayfa sayısına ulaşamadığında, o sayıya ulaşabilmek için kalan sayfaları kopya ederek dolduruyormuş.

Charles Dickens, yazma konusunda hastalık derecesinde takıntılıymış . Masa ve sandalyelerin istediği şekilde düzenlenmediği bir odada asla yazı yazamıyormuş. Mavi renkli kağıtlara yine mavi tonlardaki mürekkep ile yazmayı sever, ayrıca uğur getirmesi için her şeye üç defa dokunurmuş.



Çok Okunanlar

2024-09-23 06:23:08