Yazarlar >> Milliyet


Kuyruk


Link [2022-09-21 20:50:57]



İngiltere’de Kraliçe’ye taziye bildirmek için girilen kuyruk bir süredir İngiltere olduğu kadar dünyanın da gündeminde. Akın akın Kraliçe’ye geliniyor. Tabutun önünde herkes kendince saygı gösteriyor ve bu birkaç saniyelik saygı ifadesi için bir gün boyunca bekleniyor. Televizyonlarda “Kuyruğa girerken yanınıza yemek alın, su almayı unutmayın” gibi uyarılar yapılıyor. Londra’nın bir ucundan diğerine kadar uzanan bu kuyruk günlerdir hiç azalmadı. Kaç kişinin tam olarak ziyaret ettiği herhalde yakında açıklanır. Ancak yüz binlerden söz ediliyor.

Bu kuyruğu iki açıdan ilgi çekici ve incelemeye değer buluyorum. Birincisi, insanların Kraliçe’ye olan bağlılığının boyutları. Şaşırtıcı geliyor. İngiltere’deki Cumhuriyetçiler tıpkı dünyadakiler gibi bunu anlamsız buluyor. Babadan oğula geçen imtiyazların saçmalığının kutsanması olarak algılıyorlar.

Monarşiyi ya da diğer sistemleri birbiriyle çarpıştırmak ve olaylara salt teorik açıdan bakarak bir yorum yapmak mümkün. Ancak şu bir gerçek, insanları kimse zorlamıyor İngiltere’de. Her renkten, ırktan, kökenden, yaşam pratiğinden insan kuyrukta ve bu durum “Aptallara bak, babadan oğula geçen imtiyazları vergileriyle ödüyorlar” şeklinde indirgemeci bir yaklaşımla anlaşılacak gibi durmuyor. Kişisel temaslarım ve gördüklerim İngilizlerin bu konuda duygusal olduğunu ve kraliyet meselesine kişisel olarak eklemlendiklerini gösteriyor. Benim elbette bir cumhuriyet insanı olarak çok anlayamadığım bir durum.

Bu dev kuyruğun bir diğer dikkate değer noktası, kuyruğun kendisi. İngiltere’ye özgü çok özel bir durumdan bahsediyorum. İngilizler kuyruğa giren, her şey için kuyruk oluşturabilen bir millet. Ben burada yaşamaya başladığımdan beri bu durumdan her defasında etkileniyorum. Her defasında şaşırıyorum. Her defasında kuyruk gayretini takdir ediyorum. Kuyruk bilinci ve kuyruk sorumluluğu, kuyruk oluşturma, koruma (kuyruk oluşturmanın en önemli kısmı) ve kuyruğun devamlılığını garanti altına alma özelliği en yüksek millet İngilizler olabilir.

Kuyruk İngiltere’de bir yaşam felsefesi olarak içselleştirilmiş durumda. Kimsenin kuyrukta beklediği için şikâyet ettiğini ben görmedim. Ne Kovid döneminde gördüm, ne normal zamanda bir markette ya da herhangi bir büfede ya da gişede.

Biz Türkler bir gişe ya da kasanın önünde kuyruk oluşturmayız. Oysa çok basit. Arka arkaya durunca kuyruk oluşuyor. Biz kümeleşiyoruz. Kümede kim önde, kim arkada belli değil. Kümede ilk geleni sadece ilk gelen ve ondan sonra gelen birkaç kişi biliyor. Bu bilgi de çoğu zaman paylaşılmıyor. Her gelen “Kuyruk nerede?” diye soruyor, oysa kuyruk yok. Sadece küme halinde bekleyenler var. Kimin önce geldiği her zaman büyük bir tartışma konusu. Bakın sıraya kaynamak bile ancak teorik olarak ortada bir sıranın bulunmasıyla mümkün. Oysa mesela ben havaalanından çıkıp taksilere doğru ilerlediğimde hiçbir zaman sıraya girmiş insanlar göremiyorum İstanbul’da. Her zaman kümeler görüyorum. Kümeler birbirlerine ve kâhyaya bakarak endişe ve çaresizlikle bekliyorlar. Bu kuyruk değil.

İngiltere’de girdiğim kuyruklar arasında restoran kuyrukları var mesela. Pub’da içecek kuyruğu var. Festivalde içecek kuyruğu var. Festivalde tuvalet kuyruğu var.

Sıkça kahve kuyruğuna giriyorum. Dondurma kuyruğunda çok bekledim en çileli olanlardan biri. Tren beklerken eğer kalabalıksa trene girme kuyruğu oluyor. Otobüs beklerken önce gelenlerle sonra gelenler anında organize oluyor ve kuyruk kimsenin tek kelime konuşmasına gerek kalmadan kendiliğinden oluşuyor. Metroda aynı şekilde.

Benzin kuyruğunda bekledim mesela. Bir ara benzin kıttı İngiltere’de ve benzin kuyrukları oluştu. Kimse telaş etmedi, kavga çıkmadı. Kimse önündekini acele etmeye zorlamadı. Bakın bu da çok önemli. Herkes bir işi o işin gerektirdiği ortalama sürenin hakkını vererek yapıyor. Kimse daha hızlı olmaya çalışmıyor. Biz Türkler hep daha hızlı olmaya çalışıyoruz. Her işi daha kısa sürede halletmenin bir erdem olduğuna inandırılmışız. Bunu biraz düşünün. Zamanı doğru kullanmak farklı açılardan da yorumlanmalı.

Kuyrukçuluk zor iş ve bence milletler ikiye ayrılıyor. Kendiliğinden kuyruk oluşturabilenler ve öbek öbek kümelenenler. Aradaki farkların nedenini, nasılını da felsefeciler, sosyologlar, psikologlar açıklasın. Coğrafya kader mi yoksa başka şeyler de var mı, anlayalım.



Çok Okunanlar

2024-09-21 21:08:48