Yazarlar >> Milliyet


Kraliyet’ten reality TV’ye hızlı geçiş


Link [2022-12-11 11:04:19]



Sussex Dükü Harry ve Düşesi Meghan’ın Kraliyet Ailesi’nden ayrılıp bağımsızlıklarını ilan etmeleriyle başlayan süreç şimdi bir reality şov olarak karşımızda. Peki ama izlemeye değer mi?

En büyük şımarıklık mı, yoksa günümüzde herkesin istediği gibi minimum çalışarak zengin olmanın kısa yolu mu? İşte bütün mesele 8 Ocak 2020’de başladı. Sussex Dükü Harry ve Düşesi Meghan, Kraliyet Ailesi’nden ayrılıp finansal bağımsızlıkları için çalışacakları ve zamanlarını İngiltere ve Kuzey Amerika arasında geçirecekleri duyurusunu Instagram’da paylaştı.

Bu kararı çok cesur ve romantik bulanlar kadar şımarık ve saygısız bulanlar da oldu. İlk tepki, Kraliçe’nin Harry ve Meghan’ın davranışlarından rahatsız olduğu, özellikle Afrika gezilerinde çektikleri belgeselde medyadan şikayetlerini ve hatta aile içi tartışmalarını dile getirdikleri için onları affetmediğiydi. Malum, Harry ve Meghan Afrika’nın sorunlarına dikkat çekecekleri yerde konu Meghan’ın yeni annelik sorunlarına ve Harry’nin İngiltere Kralı olacak ağabeyi Prens William ile aralarındaki sorunlara geldi.

Instagram paylaşımından kısa bir süre sonra, Buckingham Sarayı’ndan yapılan açıklamada anladık ki, Instagram kullanıcılarının bile Kraliçe’den daha önce haberi oldu bu karardan ve tabii kamuoyuna duyurusundan. İşte bu noktada kamuoyu da bölündü.

Aşkı uğruna prenslikten vazgeçebilen Harry’yi özgürlüğü seçtiği için kutlayanlar, eşini korumak için bunu yaptı diyenler, durumu tamamen Meghan’ın başarısı olarak ilan edenler, hatta yılların Prens Harry’sini Meghan’ın kocası diyerek küçümseyenler, #Megxit’i başlatanlar, Prenses Diana küçük oğluyla bu kararından dolayı gurur duyardı diyenler, Prens Harry annesi Diana’nın intikamını babası Prens Charles’tan ve Kraliçe Elizabeth’ten aldı diyenler bir tarafta...

Diğer tarafta ise Prenses Diana en zor günlerinde bile Kraliçe’ye ve Kraliyet Ailesi’ne saygılıydı, Harry’nin bu kararını asla onaylamazdı diyenler, 94 yaşında babaanneye Kraliçe olsa da olmasa da bu yapılır mı diyenler, İngiliz halkının vergileriyle yapılan kraliyet düğününün, ev dekorasyonunun, güvenliğin vs masrafını geri isteyenler, herkes kendinde olmayanı istiyor, prens prenses olmanın hayalini kuranlar varken bir anda prensliği bırakabiliyor diye üzülenler, Düşes Kate’in doğum günü öncesinde bunu yaparak rol çalmaya çalışıyorlar diyenler, Pierce Morgan gibi “Meghan önce kendi ailesini, öz babasını dışladı, sonra eski arkadaşlarının çoğunu hayatından çıkardı, Prens Harry’yle Prens William’ın arasını açtı, sonra da Prens Harry’yi tamamen ailesinden kopardı” diyenler...

Şöhret uğruna mı?

Her ne kadar Kraliçe bu işin bu kadar kolay olmadığının, aileden ayrılma tartışmalarının devam ettiğinin altını çizse de Londra’daki balmumu heykel müzesi Madame Tussauds bile anında Dük Harry ve Düşes Meghan’ın heykellerini Kraliyet Ailesi bölümünden kaldırdı. Daha sonraki tartışma konusu Harry ve Meghan’ın bundan sonra hayatlarına nasıl devam edeceği, finansal bağımsızlıklarını nasıl kazanacağıydı.

Meghan’ın isteği kraliyet değil, şöhret diyenler Meghan’ın oyunculuğa geri dönebileceğini söylüyordu. Prens Harry’nin ise hayatı boyunca Kraliyet Ailesi’nden geliri dışında kendi başına para kazanmadığı düşünülürse bundan sonra ne yapacağı da merak konusuydu. Kısa sürede ortaya çıktı, Harry ve Meghan, ticari faaliyetleri için ‘Sussex Royal’ markasını ve hatta birçok ürünü önceden tescil ettirmişti. Ancak Kraliçe II. Elizabeth, aileden ayrıldıkları için ‘Royal’ sıfatını kullanmalarını yasakladı.

Kanada’dan Los Angeles’a taşınan Harry ve Meghan, bu durumda yeni bir kimlikle kamuoyunun karşısına çıkmak zorunda kaldı ve oğulları Archie’nin isminden ilham alarak Yunanca ‘eylem’ anlamına gelen ‘Archewell’ adını verdikleri kâr amacı gütmeyen bir yardım vakfı kurmaya karar verdiler. Dünya çapında birçok isim gibi konuşma yaparak, davetlere katılarak, kitap yazarak ve Netflix yapımlarına imza atarak para kazanabileceklerini savunanlar da vardı. Nitekim Harry ve Meghan’ın kendi kendilerine ‘büyük aşk’ dedikleri hikayelerini anlattıkları reality şov tadındaki TV dizisinin ilk bölümleri bu hafta yayınlandı. İşte böylece Meghan’ın hayatının rolünü “The Crown” dizisinde kendisini oynamasına gerek kalmadı. Gerçi hâlâ öyle bir şans da var.

“Korkunç derecede narsist”

Şimdi gelelim Liz Garbus tarafından yönetilen ve Prens Harry ve eşi Sussex Düşesi Meghan’ın yapım şirketiyle birlikte hazırlanan dizinin aldığı eleştirilere. The Sun’dan The Guardian’a birçok gazetede yerden yere vuruldu. Geçmişte de çifti eleştiren Piers Morgan, The Sun’daki sert eleştirisinde şöyle yazdı: “Şu anda dünyanın en büyük kurbanları kimler? Putin’in işgalci barbarları tarafından bombalanan, vurulan ve tecavüze uğrayanların Ukrayna’nın fakir insanları olduğunu düşünebilirsiniz. Ya da yaygın ölümlere ve uzun süreli hastalıklara neden olmaya devam eden Covid salgını nedeniyle hayatları mahvolanlar. Ya da dünyayı kasıp kavuran yıkıcı bir yaşam maliyeti krizinde sakat bırakan mali zorluklarla mücadele eden milyonlar. Ama hayır. Dünyanın en büyük kurbanları aslında Meghan Markle ve Prens Harry, inanılmaz derecede zengin, inanılmaz derecede ayrıcalıklı, korkunç derecede narsist bir çift. Bana inanmıyorsanız, onlara sorun!”

Guardian’da Lucy Mangan, “O kadar mide bulandırıcıydı ki neredeyse kahvaltımı çıkarıyordum” diye başladı yazısına. Dizide tatlı anlar olduğunu da ekledi. Independent gazetesi ise “Çift saf mı yoksa samimiyetsiz mi?” diye sorguladı. “Aşık olduğunuza inanıyoruz, bu kadar bağırmanıza gerek yok” dedi. Financial Times yazarı Henry Mance de diziyi hayalkırıklığı olarak gördüğünü yazdı. “Neyse ki, platformun 1,25x hızında izleme seçeneği var” diye ekledi.

Sonuç, pembe dizi ya da reality TV sevenler için izlenebilir, ama izlenmese de hiçbir şey kaybedilmeyecek gereksiz bir içerik. Peki ama Harry ve Meghan’ın bunu yapmasına gerek var mıydı? Özellikle de özel hayatlarını medyadan korumak için mücadele edeceklerini her fırsatta dile getirirken.



Çok Okunanlar

2024-09-19 01:44:52