Gündem >> Milliyet


Kendi soyadını davayla kazandı


Link [2022-12-04 06:00:19]



Ahenk Bayazıt - Kadınların evlilik birliği içerisindeyken eşlerinin soyadı ile birlikte kendi soyadlarını kullanmaları nüfus dairesine yapacakları bir başvuru ile mümkün ancak yalnızca kendi soyadını kullanmaya devam etmek isteyen kadınların, eşlerine dava açmaları gerekiyor. Birçok kadın eşiyle davalı olmak istemediği için soyadından vazgeçerken birçoğu da mahkemenin yolunu tutuyor. O kadınlardan biri de Özgecan Sırma.

Soyadını kullanabilmek için kendisi gibi avukat olan eşine dava açan Sırma, yaşadığı süreci Milliyet ile paylaştı.Sırma, “Kadınların eşlerinin soyadı ile birlikte kendi soyadlarını kullanmaları, evlenirken nüfus dairesine yapılacak yazılı bir başvuru ile mümkündür. Ancak sadece kendi soyadını kullanmak isteyen kadınların, eşine ve Nüfus Müdürlüğü’ne Aile Mahkemesi’nde dava açması gerekiyor. Daha yeni evlenen eşler mahkemede davalı ve davacı olarak karşı karşıya geliyor” dedi.

RET HAKKI YOK

Sırma, şöyle devam etti: “İşin başka bir yanı ise Aile Mahkemesi hâkiminin davayı ret gibi bir karar hakkı da yok. Hâkim de, bütün yoğunluğu içerisinde kabul edeceği bir dava için duruşma açmak, kopyala yapıştırkarar yazmak zorunda bırakılıyor. Eve gelen tebligat ile eşine karşı dava açmış görülen kişi, mahalle baskısına maruz kalıyor. Konunun aile içerisindeki yankısı ise apayrı bir sorun. Evlenen kadını, soyadını değiştirerek yeni bir kimliğe bürünmeye mecbur etmek hukuk ilke ve normlarına ters düşmektedir. Hem daha yeni evlenmiş tarafların karşı karşıya gelmesine neden olan hem de mahkemelere iş yüküne sebep olan bu uygulama, tarafı olduğumuz uluslararası mevzuat ve Anayasa başta olmak üzere hukukun ve eşitliğin ruhuna da aykırıdır. Ben de bu davayı açmak zorunda bırakılmış bir kadın olarak sürekli ‘neden, ne gerek var’ gibi psikolojik baskılara maruz kaldım. Mahkeme hâkimi dahi duruşmada ‘Ne gerek vardı avukat hanım?’ diyerek en temel hakkımı kullanmamı yadırgadı. Bir avukat olarak benim dahi yıprandığım ortamda, maddi ve manevi çekinceleri olankadınların bu süreci yönetmeleri çok zor. Adalet Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın bu konuyu gündemlerine almaları son derece faydalı olacaktır.”

EMSAL KARARDA EŞİTLİK VURGUSU

Konuya ilişkin emsal teşkil eden 30 Eylül 2015 tarihli Yargıtay kararında “Kızlık soy isminin kullanmak istemek için haklı bir gerekçenin bulunmasına ihtiyaç bulunmamaktadır. Bu hak AİHS 8 ve Anayasa’nın 17. maddeleri kapsamında bir insan hakkıdır ve cinsiyete dayalı olarak bir ayrıma tabi tutulmaksızın erkek ve kadın arasında eşit şekilde uygulanmalıdır. Aksi durum AİHS’nin 14. maddesine aykırılık teşkil edecektir. Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup, onanmalıdır” deniliyor.



Çok Okunanlar

2024-09-20 23:44:09