Yazarlar >> Milliyet


İran Milli Takımı… Arda


Link [2022-11-05 06:52:19]



Hafta sonunda futbolla siyaseti harmanlayan bir yazı…

29 Kasım’da ABD ve İran futbol milli takımları Dünya Kupası oyunlarının ev sahibi Katar’da karşı karşıya gelecek.

İnsan hakları örgütleri “futbolun Olimpos’u FIFA’ya” baskı yapmaktalar.

“Rusya’ya olduğu gibi İran’a da kırmızı kart göstermesini, Dünya Kupası’ndan dışlanmasını” istiyorlar.

İran’da başörtüsü protesto gösterileri sırasında ahlak polisinin gözaltına alınan ve (iddialara göre öldürülen) Mahsa Amini nedeniyle haftalardır meydanlar, caddeler, sokaklar -daha da- karışmış durumda.

Önlenemiyor.

Ayrıca…

İran’ın, Rusya tarafından askeri güçlere karşı kullanmak yerine elektrik ve su gibi kritik sivil altyapıyı yok etmek üzere uluslararası hukuk kurallarını ihlal ettiği “kamikaze (intihar) dronları” vermesi de FIFA’ya insan hakları örgütlerinin yaptıkları baskının bir diğer nedeni.

Ancak…

Dünkü W.P (Washington Post) “İran’ın kupadan dışlanmamasını” istiyor.

“Oynayacağı maçlarda protestolarla dünya kamuoyunda hırpalanması” gereğini savunuyor.

SORUNLU KUPA

“Açık stadyumlar” gibi sporda “insan haklarını” savunan sivil örgütler FIFA’nın tüzüğünü gerekçe göstermekteler.

Bu tüzükteki “insan haklarına saygı gösterilmesi ve bunları savunanları koruması” kuralına gönderme yapıyorlar.

Ne var ki aktivistlerin, sanatçıların, akademisyenlerin ve öğrencilerin tutuklanmasına karşılık futbolun Olimpos’u FIFA, W.P’a göre “duyarsız…”

W.P kupa maçlarının Katar’da oynanmasını da eleştiriyor:

“Kadın karşıtı, gay karşıtı, emek karşıtı, otoriter ve -en azından FIFA’nın ofsayt kuralından daha fazla yorumu gerektirmeyen- etik standartlara göre Katar’a bu hak verilmemeliydi…”

Gazete “ama verildi. Bu dünya kupası için 200 milyar dolardan fazla harcama yaptılar” diyor.

Sonrasında eleştiri oklarını Suudi Arabistan’a yöneltiyor.

Gazetenin köşe yazarı Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülmesini hatırlatıyor.

Buna rağmen Suudi Arabistan Veliaht Prensi MbS’nin (Muhammed bin Selman) yakınları tarafından İngiltere’nin efsane kulüplerinden Newcastle United’ın satın alınmasında sakınca görülmemesini, eleştiriyor.

Ayrıca…

“Suudi Arabistan bütün bunlara rağmen kupaya katılma hakkını da elde etti” diyor.

BAM TELİ

Gelelim olayın bam teline.

Gene de “İran’ın dünya kupasına her şeye rağmen katılması” için gazetenin gerekçesine.

Milli futbolcular Avusturya’yla hazırlık maçı öncesi siyah eşofman üstüyle çıkıp fotoğraf çektirmişlerdi.

Bu da bir destek mesajıydı.

“Katar’da da İran erkek futbol milli takımının İranlı kadınlara destek gösterisinde bulunacağı” yolunda beklentiler var.

Bunun nasıl olacağı gizli tutulmakta.

Üstelik İranlı oyuncular için de hem kişisel hem de profesyonel riskler taşıyor böyle bir olası destek gösterisi.

Oyuncular ülkeye dönüşlerinde yaptırımlarla karşı karşıya kalabilirler.

Ayrıca…

İranlı futbolcular başarılı olmak ve Avrupa’ya transfer edilmek için de oynayacaklar.

Protesto eylemi nedeniyle transfer teklifi almalarına rağmen Avrupa’ya gitmeleri engellenebilir.

Şimdiye kadar Avrupa’da oynayan tek bir futbolcu “İranlı kadınların başörtüsü protesto gösterilerine” açıkça destek verdi; Almanya’nın Bayer Leverkusen takımında oynayan Sardar Azmoun…

MÜTHİŞ HOCA

Katar’a gelecek olan İran Milli Takımı gelmiş geçmiş en iyi ekip olabilir.

Başlarında olağanüstü bir antrenör olan Carlos Queroz var.

Küresel popülariteye sahip bir koç olan Carlos Queroz 1953’te Mozambik’te doğdu.

1989 ve 1991’de Portekiz Genç Milli Takımı’nın hocasıydı.

Onlara Dünya Şampiyonluğu Kupası’nı kaldırtarak kariyerinde müthiş bir başlangıç yapmıştı.

1991-1993 yılları arasında Portekiz A Milli Takımı’nı, Güney Afrika, Birleşik Arap Emirlikleri, Portekiz’in Sporting Lizbon, ABD’nin Metrostars ve Japonya’nın Nagoya Grampus Eight takımlarını çalıştırdı.

Güney Afrika’yı 2002 Dünya Kupası finallerine taşıdı.

Ama asıl önemli kariyer yatırımı 2002-2003 yılları arasında bütün bunları bırakarak -efsane hoca- Alex Ferguson’un yardımcısı olarak Manchester United’a geçmesiydi.

Ardından bir sürpriz…

Real Madrid’in hocası oldu.

İspanya Süper Kupası’nı kaldırdı.

Tekrar Manchester United’a döndü. Dört yıl daha Ferguson’un yardımcılığını yaptı.

2008’de bir kez daha Portekiz Milli Takımı’nın başına getirildi.

İran bu hocadan çok umutlu.

VE ARDA

Hafta sonu yazısının ilk bölümü “siyasetle harmanlanmış futbol” oldu.

“Sadece futbol” satırlarıyla devam.

Galatasaraylılığımı unutun.

Perşembe gecesi Fenerbahçe’nin genç yıldızı Arda’yı büyük zevkle izledim.

Bir gol, bir asistle oynadı.

Yüzündeki tertemiz gençlik gülümseyişi her türlü maddi çıkar hırsının dışında bir “gençlik rüyasını” yansıtıyordu.

Başarısının devamını yürekten diliyorum.

Ve ona dünya yıldızı Ronaldo’nun şu söylemini hatırlatmakta fayda görüyorum:

“Yetenek elbette önemli ama daha önemlisi çalışmak çok çalışmaktır.”

O çalışma sonunda Ronaldo’nun kazanımlarını yansıtayım.

NBA oyuncularından daha yükseğe sıçrayabiliyor; 75 cm…

Bu da bir astronotun fırlatılış anında maruz kaldığı çekim gücüne eşit.

Havadayken dizlerini kırarak ve kollarını geri çekerek bir süre asılı kalabiliyor.

Bu da muhteşem kafa gollerinin sırlarından biri.

8 saniyede 13 farklı hareket yapacak kadar hızlı ayaklara sahip.

130 km hızla gidiyor. Son anda savrularak falso alıyor.

25 metrelik bir parkurda profesyonel keskin nişancılar onun sürdüğü topu lazerle sadece 1 kez vurabilmiştir.

………………….

Arda’nın Ronaldo’yu çok iyi okuması ve onun ayak izlerinden yürüyerek çok çalışması, fiziğini çok güçlendirmesi gerekiyor.



Çok Okunanlar

2024-09-20 13:54:14