Yazarlar >> Milliyet


Husbil ile Husbilen!


Link [2022-06-27 20:04:09]



Size bugün iki sıra dışı İsveçli kardeşten bahsedeceğim. İkisi de İsveç ve belki de Avrupa açısından birer ilk ve ne yazık ki trafikten çok, oldukları yerde“yatmak üzere” üretilmiş...

Çok büyük umutlarla 1960’ların başında vizyoner bir İsveçli tasarımcının “hayali” idi. Söz konusu tasarımcı, otomobillerin çektiği bir karavanı “kendi kendine gidebilen” bir hale sokmak istiyordu. 1963 yılında, uzun uğraşlardan sonra projesini tamamladığında, onunla yolculuklara çıkma hayalini gerçekleştiremedi... O yüzden hayatının neredeyse tamamını, bir orman kenarında “av kulübesi” olarak geçirdi. Daha sonraları sahibi bir başka karavan yapınca tamamen unutuldu, yılların birikimiyle paslanıp tozlandı, hatta tavanı, üzerinde biriken karlar yüzünden çöktü, parçalandı. Tam da “yakılmak üzereyken” bir grup gönüllü, onu “ölümden” çekip kurtardı... Yeniden hayata döndü ve şimdilerde kardeşiyle birlikte dünyanın en ünlü “motokaravanları” arasında adı geçiyor. Söz konusu araç, Saab 92H (Husbil) olarak biliniyor. Kardeşiyse Saab 95H (Husbilen) diye anılmakta. Her ne kadar ikisi de bugün artık yaşamayan “Saab” markasını taşısa da, İsveçli üreticinin elinden çıkmış değil. Hatta Saab’ın portföyünde bile böyle bir şey olmadı. Ancak her ikisinin de DNA’sında ve temelinde iki farklı Saab yatıyor. Saab markasını taşımalarının nedeni de bu...

Nehirden geçemeyince...

Tatil yapmayı, kamp kurmayı seven bir karavan tutkunu olan İsveçli tasarımcı Torsten Johannesson, ailesiyle birlikte gittiği Norveç seyahatinde adeta beyninden vurulmuştu. Nitekim otomobilinin çektiği karavan, sığ bir bir nehirden geçmeye çalışırken saplanıp kalmıştı. Bu da tatilinin zehir olması anlamına gelmişti...

Johannesson, acilen kafasında bir proje oluşturdu. Araçla çekilebilen bir karavanı, otomobille “bütünleştirecek” ve bir tür “kendiliğinden gidebilen karavan” yaratacak, tatillerine bundan böyle onunla çıkacaktı. Ancak bu, kesinlikle “motor ev” konseptli olmayacaktı. Kısacası denenmemiş bir şey yapıyordu. Projesi için de, bir dönem ülkesinde hayli popüler olan otomobillerinden birini seçmişti. Saab 92... 1700 saat emeğin ardından 1963’te 92H hazır durumdaydı.

Ancak yanlış olan bir şeyler vardı. Nitekim önden çekişli Saab 92’nin iki silindirli ve iki zamanlı motoru, sadece 25 HP güç üretebiliyordu. Yani aracın bunca ağırlıkla değil seyahatlere gitmesi, neredeyse kendisini yürütmeyi becermesi bile hayli zordu. Aracın “teknik muayeneden geçememesi” de işin tuzu-biberi olmuştu.

İsveçli tasarımcı, bunun üzerine ikinci bir tane yapmaya karar verdi. “Husbi”yi de bir orman kenarına götürerek, av ve kayak kulübesi gibi kullanmaya başladı.

İkincisi de yapıldı

Kafasında tasarladığı şeyi yapmaktan vazgeçmeyen Torsten Johannesson, ikinci bir proje daha çizer. Bu da ilki gibi “çekilebilen karavan”a motor yerleştirilmesi şeklinde olacaktı. En azından öyle görünecekti. Fakat bu kez biraz daha dikkatli davranıp, donör araç olarak “daha güçlü” sayılabilecek Saab 95’i seçmişti. Onun motoru da iki zamanlı ve 2 silindirli olmakla birlikte en azından 40 HP güç üretiyordu. Yani kendisini yürütebilir, yola çıkılabilirdi. Sadece 123 günde tamamlanan bu aracın ön kısmında daha özenli davrandı Johannesson ve Saab 95’in farları ve ızgarasını kullandı bu kez. Yani Husbil’den daha “otomobil gibi” görünmekteydi.

İsveçli tasarımcı, 40 HP’lik motorla da yetinmek istemedi. Zira yaklaşık 1600 kiloluk araç yavaş kalıyordu. Bunun üzerine 1967’de Saab 4 silindirli motor teknolojisine geçince, o da 65 HP’lik bir V4 Saab motoruyla değiştirdi güç kaynağını. Ancak tüm bu emekler ve karavan camiasını “hayran bırakma hayalleri”, bu aracın da trafiğe resmi olarak tescil edilememesi sonucu suya düştü.

Bu tarihten sonra İsveçli tasarımcının tatillerine nasıl gittiğini bilemiyorum. Ancak bildiğim, 92H’nin (mavi renkli) şans eseri bir grup Saab tutkunu tarafından 40 yıl sonra ormandan kurtarılıp, restore edildiği ve adına 100 kişilik bir grup kurulduğu. Kırmızı 95H ile birlikte pek çok organizasyona katılan, hatta yollara bile çıkan 92H, hem Saab hem de karavan camiasında tam bir “efsane” durumunda. Hatta bilgisayar oyunları bile var... Şimdilerde iki kardeşin, Claes Johansson adlı bir kişinin garajında olduğu söyleniyor.



Çok Okunanlar

2024-09-24 02:18:41