Ekonomi >> Milliyet Ekonomi


Fiyatlar şu anda çok ucuz, çok daha pahalı olacak!


Link [2022-11-02 12:52:19]



Dünya ticaret akışının tamamen değiştiğini ve bunun fiyatlara ayrıca baskı yaptığını vurgulayan Doç. Dr. Sohbet Karbuz, geçtiğimiz ay ilk bölümünü yayınladığımız röportajın ikinci bölümünde Milliyet Enerji için AB’nin tavan fiyat önerisini ve piyasalara yaptığı müdahaleyi değerlendirdi.

AB fosil yakıt şirketlerine kazanç vergisi getirdi. Ama aynı zamanda yenilenebilir enerjiden elektrik üreten şirketlerin gelirlerine sınır getirilmesi bugüne kadar finansal destek verilen yenilenebilir enerji şirketlerine darbe olur mu?

Bir taraftan yıllardır milyarlarca dolar sübvansiyon aktardınız bu şirketlere şimdi de diyorsunuz ki, siz çok para kazandınız, bu aşırı kazançtan biraz da bize verin. Yenilenebilir enerji şirketlerinin buna karşı çıkacaklarını çok fazla tahmin etmiyorum. Bir seneliğine belki göz yumacaklardır. Fakat şu anda Avrupa Komisyonu elektrik fiyat mekanizmasının belirlenmesi konusunda yeni bir çalışma yapıyor. Şu andaki mevcut sistemde yenilenebilir enerji kaynakları çok korkunç düzeyde kar ediyor.

HİDROJEN HEDEFLERİ DE BALTALANIR

Yeni sisteme gidişte karlarının törpüleneceğini görecekler, bir de üzerine bu vergi olayı gelince yatırım iştahını kesecekler. Bu adım, sadece rüzgar ve güneşi baltalamaz. Tahminime göre Avrupa’da hidrojen hedeflerini baltalayacak aynı zamanda. Yeşil hidrojen üreticileri de biz bu kadar sübvansiyon alıyoruz, yatırım yapıyoruz cebimizden de para harcayacağız yarın öbür gün komisyon bize de böyle bir şeyle gelirse diye düşünebilir. Bu belirsizlik yatırım iştahını kesebilir. Bu nedenle Avrupa’daki hidrojen yatırımları beklendiği gibi gerçekleşmeyebilir. Şu anda bunu diyemiyoruz ama yeni fiyat mekanizması açıklansın ondan sonraki birkaç ay içerisinde bakalım ne kadar proje iptalleri gelecek hidrojen konusunda. Çünkü şu anda RepowerEU’ya baktığınızda, yeşil hidrojen çok önemli bir yer oluşturuyor. Oranın da baltalanması, bu sefer AB’nin bir iç enerji politikası krizine girmesine kadar gider. İklim hedeflerini çöpe atabilirler. Çünkü iklim konusunda yine geri adım attılar. Bütün dünyaya kömür santrallerinizi kapatın, fosil yakıtlardan çıkın diyen ve başında Yeşiller Partisinden Alman Ekonomi Bakanı Habeck, LNG ithal etmek için LNG terminalleri yapacağız dedi. Bakan, Yeşillere mesaj gönderdi sakın ha sokaklara çıkmayın protesto etmeyin ve mahkemelere gitmeyin, gözünüzü yumun diye.

GAZDAN KÖMÜRE GEÇİYORLAR!

Hadi onu kenara bırakın, kömüre doğru yöneliyorlar ki, “bu kriz durumudur belli bir süre böyle gider, mecbur kaldık başka çaremiz yok fazla sesinizi çıkartmayın” diyor. Ama o fazla sesinizi çıkartmayın diyen kurumlar hala Türkiye’ye kömür santrallerinizi kapatmak için Türkiye hedef versin diye mesajlar gönderiyorlar. Böyle de tuhaflık var. Bırakın kömürden gaza geçmeyi, şimdi gazdan kömüre geçiyor ve hatta petrol ürünlerine geçtiler. Çünkü kömür de yetmiyor. Bazı santrallerin çift yakıt kullanabilen ve özellikle sanayide mesela kojenerasyon dediğimiz sistemlerde, elektrik üretmek için fuel-oil’e, dizele geçtiler. Sözde iklim krizi mücadelesiydi.

AVRUPA’NIN JEOPOLİTİK İKİYÜZLÜLÜĞÜ

Ama yine gelişmekte olan ülkelere mesela, Hindistan’a Pakistan’a, kömür yatırımlarını artırdın, hepimiz aynı gemideyiz, iklim krizini körüklüyorsun diyorlar. Hindistan’dan açıklamalar çok güzel geliyor. Bir şekilde sanki gelişmekte olan ülkelerin sözcülüğünü yapıyor gibi. Hindistan Başbakanının ve bakanlarının çok güzel söylemler, var. “Bangladeş’e, Pakistan’a bak, bu yüksek fiyatlarla LNG ithal edemiyorlar. Ve biz elektrik kesintileri yaşıyoruz, ne yapacağız mecburen kömüre döneceğiz. E sen de kömüre dönüyorsun. Biz dönünce mi hata oluyor” dediler. Yani Avrupa’nın bu ikiyüzlülüğü suratlarına daha fazla çarpmak gerekiyor. Sübvansiyonu kesin dediniz, kendiniz verince bir şey yok, kömürden çıkın, fosil yakıt bazlı altyapı projelerine para yatırmayın dediniz, ama kendiniz yapıyorsunuz. Siz yapınca iyi, biz yapınca kötü. Böyle de jeopolitik bir ikiyüzlülüğün verdiği ekstradan bir mücadele gelmiş oldu.

Peki G7 başta olmak üzere, AB’nin de tartıştığı tavan fiyat uygulamada nasıl uygulanacak?

Bu bir şey yapmış gibi görünelim hevesiyle ortaya atılan bir mantık. Fiyatta sınırlama getirilmesi, işleyecek bir şey değil, onlar da işlemeyeceğini biliyor. İki şekilde biliyorlar. Birincisi, bunu genellikle Rus petrolüne tavan fiyat getirmek için söylüyorlar. Putin de buna çok güzel cevabını verdi. “Sen tavan fiyat getirirsen ben de taban fiyat getiririm. Sizin belirlediğiniz fiyatlardan gaz, petrol, LNG satmam” dedi. Bu zaten olacak şey değil. Fakat G7 ve özellikle ABD sonradan bunun saçmalığını bir şekilde örtbas etmek istedi. ABD, ikincil yaptırımlar devreye sokabileceklerini dile getirdi. İran’a, Venezüella’ya yaptığı gibi. Yani İran petrolüne ambargo getirmişti, İran petrolünü alanlara yaptırım getirebiliriz konusundaki gibi. Ama İran petrolüne yaptırım getirmesine rağmen, İran cayır cayır satıyor. Bunun bir sürü çaresi var. Kim kontrol edecek? En büyük sorunu bu. İki, bunun cezai müeyyidesi nedir? Şimdiye kadar yapılan hiçbir açıklamada öyle bir şey yok. Eğer siz Rus petrolünü almaya devam ederseniz şu olur diye bir şey yok. Hindistan yine güzel bir açıklama yaptı bu konuda. “Rusya’dan ben ham petrolü yüzde 30-35 iskontolu alıyorum. Siz eğer alma derseniz, o zaman benim Rusya’dan alacağım petrolün fiyatı bu, bana başka yerden al diyorsun, diyelim başka yerden de 10 liraya aldım. Ama Rusya’dan 8 liraya alabiliyorum o zaman aradaki 2 lirayı bana verin” dedi. Bu da olacak bir şey değil. ABD ve G7 diyor ki, madem fiyatta kontrol getiremezsek, petrol akışına, ticaretine bir şekilde balta koyalım.

BU YAPTIRIM DELİNİR, ÇARESİ YOK!

Peki bu nasıl olabilir?

Sigorta şirketlerine yaptırım uygulayarak. Bütün tankerler sigorta ile alır, sigortasız teslimat yapılmaz. Daha önceden hep Avrupalı şirketler vardı. Ama İran, Venezüella petrolüne baktığınız zaman, Asya’da sigorta şirketlerinin yeşerdiğini görürsünüz. Yani bu yaptırım delinir, bunun çaresi yok. İkincisi petrol taşıyan tankerlerin çoğunluğu Yunan şirketi. Eğer ciddi bir yaptırım gelirse, Yunanistan ekonomisini bile ciddi anlamda çökertebilir. Çünkü dünyanın en büyük tankercileri genellikle Yunan şirketleri. Bu olay bir şekilde Avrupa Komisyonu ya da Parlamentosunda konuşulduğu zaman, Yunanistan bu “dayanışmaya” uymayacaktır. Çünkü kendi şirketleri tehdit altına girmiş olacaktır. Dolayısıyla G7’de böyle bir şey dendi, denir çünkü G7’nin çoğunun tuzu kuru. Kanada, ilk yaptırım uygulayanlardan bir tanesi, petrol alımına ambargo koydu. Zaten Rusya’dan petrol ithal etmiyor ki. ABD için de aynı durum. Bu tavan fiyat veya Rusya fosil yakıtlarına bir ambargo veya sınırlama getirilmesine baktığımızda, genel küresel enerji krizi çerçevesinden, bu krizin derinleşmesinin önemli nedenlerinden bir tanesi de dünya enerji ticaret akışının yön değiştirmesidir. Çünkü yön değiştirmesi demek, maliyetlerin artması demek. Nasıl yön değiştiriyor? Rusya’nın en büyük kömür, petrol ithalatçısı AB idi. Ama şimdi Güney Afrika’dan Endonezya’dan vs kömürü getiriyor. Bunun maliyeti var. Rusya’dan petrol ve petrol ürünleri, özellikle dizel alıyordu, şimdi Rusya ham petrolünü Hindistan’a satıyor, Hindistan onu rafinelerinde petrol ürünlerine çeviriyor Avrupa’ya satıyor. Yani nakliye maliyetlerini düşünün. Bir başka deyişle, dünya ticaret akışı tamamen değişti, bu da fiyatlara ayrıca baskı yapıyor.

ELEKTRİK KESİNTİLERİNDE AVRUPA’DA HAYAT DURUR

2027’de AB tamamen Rus gazı kullanımını keseceğiz diyor. Bu kış bir şekilde geçirilebilir ama önümüzdeki kış, sonraki yılların ne olacağını gösterecektir, ki daha sonraki yıllara olay aktarılmayacaktır. AB’de mecburen pek çok şey değişecektir. Çünkü bu durumun ağırlığının ve etkisinin ne olabileceğini, önümüzdeki kış çok daha iyi görebilecek AB. Fiyat değil, fiyat zaten bugünlerden çok daha pahalı olacaktır, şu anda ucuz, çok ucuz. Fakat enerji olmadığından dolayı, Avrupa’da şu ana kadar yaşanmamış elektrik kesintileri göreceğiz. Şimdi Türkiye’de elektriğin bir, iki saat kesilmesine biz alışığız. Hindistan, Pakistan, Lübnan’da saatlerde elektrik olmamasına insanlar alışkın. Ama saatlerce elektrik olmamasına Avrupalılar alışkın değil, Avrupa’da hayat durur. Çünkü AB, yüzde yüz yenilenebilir enerjiye dayalı elektrifikasyon, yani elektrik ekonomisine gidiyoruz dedi. 2035’ten hatta bazı ülkelerde 2025’ten itibaren evlerin ısıtmasında gaz olmayacak. Mesela Fransa’da yeni yapılacak evler, elektrikle ısıtılacak evler. Elektrikle ısınan evler yapacaksınız ondan sonra kesintiler olacak, millet donacak. İş oraya doğru gidiyor. O yüzden AB enerji politikalarının şu anda ayakları son derece sallanır bir duruma geldi. Birkaç saat geçici süreli kesintiler bu kış da olacaktır, ama önümüzdeki kış uzun periyotlarda bu kesintiler olursa çok şey değişecektir diye düşünüyorum.

BU PİYASAYA MÜDAHALE DEĞİL, PİYASANIN MANİPÜLASYONU

Enerji piyasalarında çok şey değişecek diyorsunuz, bazı şeyler de kalıcı olacaktır herhalde. Kamu müdahalesini AB’de bile gördüğümüze göre, enerji piyasalarındaki serbestlik kalıcı bir şekilde sarsılır mı, yoksa piyasa yolunu bulur mu?

Şu anda Avrupa’nın yaptığı bir hata. Çünkü yıllardır serbest, liberal rekabetçi bir piyasa geliştirmek için uğraştılar. Şu anda o yıllarca uğraştıkları piyasaya üst üste müdahaleler yapıyorlar ve piyasanın işleyişine engel oluyorlar. Şu anda yapılan maalesef bu. Piyasaya bırakın müdahale etmeyi, piyasanın manipülasyonu söz konusu. AB’nin hatalarından bir tanesi de enerji tasarrufu. Bırakın sistem öyle işlesin, fiyatlar artsın. O zaman insanlar zaten mecburen elektrik kısıntısı yapacaktır. Bu şekilde piyasaya müdahale ediyorsunuz, ayrıca piyasada manipülasyon yapıyorsunuz. Maalesef AB, şu anda yıllardır kendi yaptığı evi AB üstten üstten yıkmaya başladı.

Kalıcı olur mu bu müdahaleler?

Hayır, tahmin etmiyorum. AB elektrik ve gaz piyasalarının işlemesi konusunda yeni bir düzenleme getirecektir, sistemi değiştirecektir. “Business as usual” gitmeyecek, sistemin işleyişini değiştirecektir, ki şu anda zaten üstünde çalışıyorlar. Ama devlet kontrolü vs olmaz, olursa geçici olur. Çünkü devlet müdahalesi uzun süreli olursa, Avrupa’nın kuruluş mantığına da karşı gelmiş olunur.



Çok Okunanlar

2024-09-21 00:48:53