Yazarlar >> Milliyet


BM Genel Sekreteri anlatıyor


Link [2022-07-24 13:32:19]



Tahıl koridoru planı için müzakereler nihayet tamamlandı. Ukrayna tahılının yanı sıra Rus gıda, gübre ve hammaddelerinin dünya pazarlarına ihracı için ayrı ayrı anlaşma imzalandı. 24 Nisan’da başlayan süreç, 23 Temmuz’da noktalandı. Tarihi imzaların atıldığı gün Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bu üç ayın perde arkasını ve bundan sonrasını konuşma fırsatı buldum.

O açıklamaları paylaşmadan önce izlenimlerimi aktarmak isterim. Öncelikle karşımda uzun süredir taşıdığı yükü omuzlarından atmış, rahatlamış ama yorgun bir Genel Sekreter gördüm. Cuma günü tarafların artık üzerine müzakere edeceği bir şey kalmadığından, Guterres, törende dünyaya vereceği mesajlara odaklanmıştı. BM Genel Sekreteri, sürecin “mutlu sonla” bitmesinin keyfini yaşıyordu. Hatta bunu, “Burada olmanın benim için özel bir anlamı var. Nisan ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaret edip bu konuda destek istemiştim. Sonrasında Rusya’ya ve Kiev’e gittim, teklifte bulundum; Ankara’da başlayan süreç İstanbul’da mutlu sona kavuşuyor” sözleriyle anlattı. Guterres, Türkiye’nin bu süreçte verdiği destekten de çok memnundu. Hatta o kadar ki, “Türkiye’nin süreçteki varlığı ve kararlılığı olmasaydı, bunların hiçbirini başaramazdık” dedi.

Anlaşmadan bir gün önce

Diplomatik metinler genellikle son ana kadar müzakere edilir ama Rusya ve Ukrayna’nın imzalayacağı metinler perşembe günü öğleden sonra hazırdı. Bir süredir New York’ta olmayan ve Türkiye’ye yakın bir yerde metinlerin tamamlanmasını bekleyen Guterres, bu haber geldikten sonra hemen yola çıktı. O yoldayken, aslında sürecin tamamlandığını biliyorduk. Ardından da Cumhurbaşkanlığı’nın “Tahıl koridoru anlaşması Cuma 16.30’da imzalanacak” bilgilendirmesi geldi.

Bu noktada bir not daha aktaralım: Malum 18 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Latin Amerika seyahatinin ertelendiği duyurulmuştu. Bu ertelemenin sebebi de “tahıl koridoru mutabakatlarının imzalanma ihtimaliydi.” Cumhurbaşkanı’nın uzun süre uzak bir lokasyonda olması yerine Türkiye’de kalmasının daha önemli olacağına karar verildi. Dolayısıyla bu hafta sonuca ulaşma konusunda tüm taraflar iyimserdi.

Müzakerelerin en zorlu konusu

Üç aylık müzakere sürecinde gemilerin Ukrayna limanlarından nasıl çıkacağı, seyrüsefer denetiminin nasıl yapılacağı, gözlemi ve garantörlüğü kimin üstleneceği gibi bir dizi çetrefilli konu vardı. Genel Sekreter Antonio Guterres’e göre en zorlu konu bunların hiçbiri değilmiş.

Guterres, “Baştan beri güven eksikliği en büyük sorundu” dedi; “Tabii mevcut durumda bunu anlamak zor değil” diye de ekledi. Hatta varılan sonucu “Benzeri görülmemiş bir anlaşma” olarak tanımladı. Bunu da “Savaşan iki taraf ilk kez gıda ve gübre kıtlığı konusunda dünyayı kurtarmak için bir anlaşma yapıyor” şeklinde izah etti.

Genel Sekreter çok mu iyimser?

BM Genel Sekreteri, planın nasıl çalışacağını ayrıntılı olarak paylaştı. Planın özeti şu: Ukrayna ile yapılan anlaşmaya göre, tahıl taşıyan Ukrayna gemilerinin bilgileri limanlardan çıkmadan İstanbul’da kurulacak Ortak Kontrol Merkezi ile paylaşılacak. Gemiler Ukrayna’daki üç ayrı limandan çıkacak, Ukrayna karasularındaki mayınlı alanların arasından ama belirlenen güvenli geçiş güzergahında ilerleyecek ve onlara Ukrayna güvenlik güçleri eşlik edecek. Ancak bu refakat karasularının bittiği noktaya kadar olacak. Tahıl taşıyan gemiler daha sonra Karadeniz’de belirlenen koridor boyunca ilerleyecek.

Guterres, karışıklık olmasın diye tek bir koridor belirlendiğini, bu esnada seyrüsefere askeri gemilerin kesinlikle eskort etmeyeceğini belirtti. “Gemilerin hareketleri uzaktan takip edilecek. Takip riskleri en aza indirmek için uzaktan yapılacak ama daimî olarak sürecek. Dört taraf da sürekli olarak gemilerin nerede olduğunu ne yaptığını takip edebilecek” dedi. Koridordan geçen gemiler İstanbul’daki limana ulaşacak. Gemilerin içindekilerin denetimi de Türk karasularında, yine bu limanda yapılacak. Gemilerin dönüşte Ukrayna’ya silah ya da mühimmat taşımaması için denetim de yine İstanbul’daki merkezde olacak.

Guterres “Bu merkezde Ukrayna, Rusya, Türkiye ve BM, daimî olarak bulunacak” dedi. Rus gemileri de aynı koridoru kullanarak dünya pazarlarına açılacak. Peki tüm bu süreçte karşılıklı saldırılar olursa ne olacak? Genel Sekreter “Hiçbir saldırı olmayacak, tüm saldırılar bu anlaşma ile kesin şekilde yasaklanıyor. Taraflar güvenli koridorda gemilere hiçbir surette saldırı gerçekleştirilmeyeceğini taahhüt ediyor. Buna binaen ister ateşkes ister mütareke deyin, şu kadarı açık: Bu gemiler tamamen güvende olacak” diyerek iyimser bir tablo çiziyor.

Sahada bu planının işleyip işlemeyeceğini zaman gösterecek ama kimilerine göre “plan çökmeye çok müsait”, kimilerine göreyse “iki taraf da mallarını dünya pazarlarına çıkaracağından, tahmin edilenden uzun yaşayabilir.” Plan 120 günlük ama uzatılabilir.

Neden ayrı anlaşmalar?

Malum, savaşan iki taraf aynı metne imza atmadı. Anlaşmalar Türkiye-BM- Ukrayna, Türkiye- BM-Rusya temsilcileri ile imzalandı. BM Genel Sekreteri Guterres’e, neden ayrı anlaşmalar yapıldığını sordum. Antonio Guterres’in mesajlarından anladığım şu:

Rusya açıkça Batı’dan gelecek yeni yaptırımlara karşı kendisini güvence altına almak istemiş ve o güvenceyi almadan da tahıl koridoru anlaşmasına “Evet” demek istememiş. Genel Sekreter “Yaptırımlar gıda ve gübreyi kapsamıyor ancak nakliyat, bankacılık, sigorta gibi sektörlere etkileri yadsınamaz. Bu sebeple Rusya ile BM’nin aktif olarak sürecin parçası olması konusunda anlaştık” dedi. Başka bir deyişle BM, Batı’nın (ABD ve AB’nin) gelecekteki yeni yaptırımlarına Rus gıda ve gübrelerinin dahil edilmemesi konusunda garantör olacak. Zaten Genel Sekreter, ABD’nin yaptırımların bu ürünlere uygulanmayacağı konusundaki açıklamasını hatırlattı, “AB’den de benzer açıklamayı bekliyoruz. Taraflarla yakın temas halindeyiz. İmzaladığımız mutabakat da Birleşmiş Milletlerin Rus gıda ve gübresinin engelsiz ihracatını sağlayıcı rol üstlenmesini içeriyor” dedi.

Bir noktayı da hatırlatalım. Nihayetinde bu anlaşma “ticari ihracat operasyonu” ve işin bir de sigorta boyutu var. Genel Sekreter “BM, sürecin ticari boyutuna hiçbir şekilde karışmayacak ancak tarafların bu şirketlere tam garantiler vermesi sağlayacağız” diye ekledi.

Özetle imzaların ardından artık sürece bakacağız. İstanbul’daki Ortak Komuta Merkezi kısa sürede kurulacak. Limanların hazırlıklarının tamamlanmasına da daha yaklaşık 10 gün var. Biz ancak en az iki hafta sonra gemilerin limanlardan çıktığını göreceğiz. Ama bu süreçte sistemin işleyip işlemediğini test etmek için bir iki gemiyi de sularda görürsek şaşırmayalım, çünkü bu da sürecin bir parçası.



Çok Okunanlar

2024-09-23 12:14:26