Muristek
Baktım eldeki malzemeler azalmakta, kopya çekmeye karar verdim. Bu haftadan itibaren zaman zaman farklı sektörlerden, ama ortak noktaları gezmek ve keşfetmek olan, bazılarını sizlerin de tanıdığı değerli dostları konuk etmeye karar verdim Seyyah-ı Alem’e. Beş sorum var; nereye gidelim, neden gidelim, nereleri gezelim, nerede kalalım, ne yiyelim?
İlk konuk değerli meslektaşım, Prontotour’un patronu Ali Onaran. Geçtiğimiz Perşembe arayıp, yarın Istanbul’a geliyorum, sabah kahvesine sendeyim dedim. İki kahve arası ben sordum o anlattı, Uzun sohbetin özeti aşağıda. İyi okumalar.
Sonbahar geliyor, nereye gidelim?
Seyahat etmeyi çok sevdiğim için mi turizmci oldum, onu tam olarak bilmiyorum ama, işimi çok severek yaptığımı rahatlıkla söyleyebilirim. İş seyahatlerime bir şekilde keyif de katmaya çalışıyorum, tabii seyahatte yanında sevdiklerin varsa çok farklı benim için. ‘Nereye gittiğin değil kiminle gittiğin önemlidir’ sözü benim seyahatlerimde önemli bir unsur.
Dünyanın bir çok değişik noktasına çok farklı kültürlere gittim, tabii bunlardan bazıları bir kere görmek için güzel, bazıları ise defalarca gittiğim ve her seferinde keyif aldığım yerler.
Birçok kez gittiğim ve her defasında farklı güzellikler yaşadığım bir yer de Sicilya. İtalya’nın en güneyindeki bu kocaman ada hem sunduğu lezzetler hem de bize kültür olarak yakın olması ile kendimi çok rahat hissettiğim bir bölge.
En son pandemi öncesi gittiğim adaya ekimde tekrar gideceğim, her mevsimde güzel olmakla beraber iklim açısından baharlar bence en doğru zaman.
Doğu ve batının tam bir birleşmesi olan, çizmenin ucundaki Akdeniz’in en büyük adasında en meşhur yer tabii Etna Yanardağı. Volkanın patladığı bir dönemde o muhteşem lavların dağdan aşağılara aktığını Catania şehrinden izlemiştim, önce bi korku oluyor ama çevrenizdeki güvendiğiniz Sicilyalı tanıdıklarınız korkacak bir şey olmadığını 2-3 yılda bir bu görüntüleri kendilerinin yaşadığını hatta bazan yılda iki kez lav püskürttüğünü duyunca sakinleyip seyre doyum olmaz bir manzaraya dalıyorsunuz, kötü tarafı ise ertesi gün olan uçağınızın iptal olması. Ancak mutlaka dönmek zorundaysanız, Catania’a iki saat mesafede, adanın başkenti Palermo alternatifi her zaman mevcut.
Nereleri gezelim?
Adada görülecek çok yer var, ama mutlaka görülecek yer Taormina. Kasaba bir kartal yuvasını andırıyor. Ayaklarınızın altında Akdeniz, diğer yanda ise üzeri karlı Etna yanardağı. Kasabanın tarihi merkezinde trafik yok ve çok güzel vakit geçirebileceğiniz, kafeler, yemek yiyebileceğiniz irili ufaklı mekanlar, alışveriş yapabileceğiniz rengarenk hediyelik eşya dükkanları sizi beklemekte.
Adanın doğusunda ve güneyinde iki çok önemli görülecek yer daha var; Siracusa ve Ragusa.
Nerede kalalım, ne yiyelim?
Taormia’da Grand Hotel Taormina, Catania’a da ise Una hotel Palace Catania konaklama için iki güzel adres. Ben grupla gezmekten hoşlanıyorum diyenler için ise Prontotour Palermo ve Catania şehirlerini kapsayan turların yanı sıra Malta adasını da içeren Sicilya Malta paketleri hazırlamakta.
Yeme içme konusuna gelirsek; Taormina’da Osteria Nero D’avola yemek konusunda muhteşem bir tercih. Şef Turi Siligato harika lezzetler sunuyor. Beni Turi ile tanıştıran Ayhan Sicimoğlu’na da teşekkür etmem gerekiyor, ilk gittiğimizde mekandan zor ayrılmıştık.
Catania merkezde Duomo meydanındaki Ristorante Ambasciata, yerel balık yemek için tercihim. Yine Catania da hafta içi hergün açık olan balık pazarını gezip içindeki küçük lokantalardan birinde “Neonato” yeni doğmuş küçük balık tadımı yapabilirsiniz
Ragusa’da Locanda Don Serafino, kayalara oyulmuş müthiş atmosferi yanında unutamayacağımız tatlar sundu bize.
Palermo’daki tavsiyem ise şef Gaetano Billeci’nin yönetimindeki Ristorante Palazzo Branciforte.
Modica çikolatası , dünya da eşi olmayan çok farklı bir lezzet ,ben çok beğenmiyorum ama farklı olduğundan tadılması gerekir diye düşünüyorum.
Kızarmış Baccala morina balığının tuzda kızartılmış farklı bir tat, Carrubo ise keçi boynuzlu karamel
Tatlılarından Cannoli kesin tadılmalı, rulo halinde çıtır hamur içinde bir volkan saklı.