Son Dakika >> Gazete >> Milli


Yürüyüşünüz Sevap Olsun İster Misiniz?


Link [2022-11-07 04:36:48]



Kendim yapamasam da yapan arkadaşlarımla iftihar ederim.Onların hayırlı işlerini örnek olsun diye yazar ve konuşurum ki; okuyanlardan en az biri harekete geçer umuduyla yazar ve anlatırım. 12 Eylül 1980 darbecileri, bir arkadaşımın İslam enstitüsündeki görevine son verdiler.O ise her gün işe gider gibi İslam enstitüsüne gitti, sonradan fakülte olan okulun kantininde etrafına toplananlara ders vermeye devam etti. Kantine sığmaz hale gelince, okulun amfisine geçtiler, amfi doldu.Öğretim üyelerinin dersine girmek yerine amfide o hocanın dersini tercih ettiler ve sınıflar boş kalmaya başladı. Derken fakülte kapısından içeri almadılar.O da o güne kadar mezun ettiği öğrencileri, bulundukları şehirlerde ziyaret ederek, sıkı çalışanlara destek, gevşeyenleri sıkıştırmak için dolaşmaya başladı.Aradan kırk yıl geçti, hâlâ o, aynı hizmetini devam ettiriyor. Sabah namazından yatsı namazının sonuna kadar Allah için yürümek gerek.Sabah veya vardiyalı işçilerimiz, helal rızk kazanmak, ailesine haram yedirmemek için, işinde doğru dürüst çalışması kastiyle attığı her adım, onun hesabına sevap olarak yazılmaktadır.Şehirlerde yürüyüş için yapılan yerlerde kimseyi rahatsız etmeden, herkese gülümseyerek, selam vererek, ten ve canınızı daha zinde ve daha güzel hizmetlere hazırlamak için yaptığınız yürüyüşler de hadiste bildirilen müjdeye dahildir. Peygamber ocağı denilen yerdeki askerlerin Allah için yaptığı her türlü askeri hareketler de bu müjdenin içine girer. İşyerine gelen, işçilerine maaş öderken onları kendisi gibi kabul edip, Sevgili Peygamberimiz’in hadisine uyarak, kendi “yediğinden yiyebilecek, giydiğinden giyebilecek” şekilde maaş ödemek ve onları baba şefkatiyle sevip kaldıramayacakları yük yüklemese, haram üretim yapmasa, kazandığını harama harcamasa onun da her adımda sevap hanesi artacaktır. Sevgili Peygamberimiz:Sabahleyin gün doğumundan öğleye kadar ve öğleden sonra gün batımına kadar Allah yolunda adım atmak dünya ve dünyanın içindekilerden daha hayırlıdır” buyurmuş. (Buhari, Sahih, K. Cihat, bab 4, Müslim, Sahih, K. İmaret, bab 34) Bu, “…Elinizin altındakilere yediğinizden yediriniz, giydiğinizden giydiriniz, güçlerinin kaldıramayacağı işlerde onlara yardım ediniz” (Müslim, Sahih, K. Eyman, Babü Itamül memluk)” hadisinin çokça söylenmesi ve yayınlanması nedeniyle “Bunun Kur’an’da dayanağı var mı?” diye soranlar oluyor.İlk sorana “var” dediğimde, o da bana, “Ben baştan sona tercümesini okudum, yok” dediğinde:“Allah sizi kasıtsız yeminlerinizden hesaba çekmez. Ancak bilerek yaptığınız yeminlerden hesaba çeker. Bilerek yapılıp bozulan yeminin kefareti: Ailenizi doyurduğunuz yemeğin orta hallisiyle on fakiri doyurmaktır veya on fakiri giydirmek veya bir köle azat etmektir. Kim bunları bulamazsa üç gün oruç gerekir. İşte yemin ettiğinizde yeminlerinizi bozmanın cezası budur. Yeminlerinizi koruyun. Şükredesiniz diye Allah, ayetlerini size işte böyle açıklar” demişti. (Maide Sûresi, ayet 5/89) Ayette geçen, “Bilerek yapılıp bozulan yeminin kefareti; ailenizi doyurduğunuz yemeğin orta hallisiyle on fakiri doyurmaktır veya on fakiri giydirmek” haberi, yeminini bozan bir adamın on fakiri doyurması gerektiğini haber verirken yeminini bozan kişinin, bir günlük yiyeceğinin ortalamasını vermesi gerektiğini haber verirken yeminini bozan herkesin kendi maddi durumuna, kendi sofrasının ortalamasına uygun vermesi gerektiği bildirilmiş. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın her sene fitre için belirlediği rakam en alt seviyesidir. Yani o rakamdan aşağısı olmaz demektir. Ama fitre veren herkes, kendi zenginlik durumuna göre verirse daha uygun olur. Yürüyüş yarın da devam edecek.



Çok Okunanlar

2024-09-20 05:53:55