Son Dakika >> Gazete >> Milli


Türkiye Yüzyılı “Yeni Bir Dünya”dır


Link [2022-11-08 03:00:44]



DÜNYADA “küresel güç” olma arayışı hızlandı. Büyük devletler birbirine karşı “güç gösterisi” yapıyorlar. Uydu savaşları, nükleer silâhlar kullanma tehdidi günlük olarak konuşulur durumda. Geleceğe yönelik hesaplar yapılıyor; “yeni dengeler” kurulmaya çalışılıyor. Bu hareketliliğin bir sonucu olacağından şüphe yok. Türkiye, süreçten kazançlı çıkmak için nerede duracağı, kimlerle olacağı konusunda doğru kararlar vermek zorunda! Putin, uzun menzilli seyir füzeleri ile tatbikatlar yaparak meydan okudu: “ ABD ve Batı’yı uydudan vurarak haritadan siler; İngiltere’yi okyanusun dibine gömeriz.” (27.10.2022) ABD’nin bu tehdide cevabı gecikmedi. Bu sözleri “provakatif ve tehlikeli” bularak, “tehdidin karşılığının olacağını” (28.10.2022) söyledi. Kuzey Kore bile “Nükleer silâh kullanabileceklerini” savunarak tehdit furyasına katıldı. ABD ise, “Nükleer saldırı yapmalarının Kim rejiminin sonu olacağını” (4.11.2022) açıkladı. Türkiye’nin İsrail’le normalleşmesinin sonuçları görülmeye başladı. İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, 28.10.2022’de Türkiye ziyareti yaptı. Cumhurbaşkanı ve Milli Savunma Bakanı ile görüştü. Türkiye’ye talimatlar yağdırdı. Ankara’dan, HAMAS’ın Türkiye’deki faaliyetlerini durdurmasını; İran’ın Suriye’ye silâh sevkiyatını engellemesini istedi. Bir işgalci, hangi cesaretle Türkiye’ye görevler vermeye girişiyor?Gerçekte İsrailli bakan, Mavi Marmara saldırısının faili oluşu, Rusya - Ukrayna Savaşı’ndaki rolü ve işgalci özelliği sebebi ile Türkiye’ye kabul edilmemeli idi. Zaman gösterdi ki, İsrail’in girdiği yerden hayır gelmiyor. KÂR ZARAR HESABI İsrail’le ciddi ilişkiler kuruyor, normalleşmeye girişiyoruz da; bu işin kâr ve zararını hiç hesap ediyor muyuz? Türkiye bu kadar “taviz” verirken, İsrail’in tek bir geri adım attığını bilen var mı? İşgalciler, tarihlerini ve ideallerini hiç unutmuyorlar. Biz, nasıl oluyor da tarihimizi unutuyor; Siyonizm’in sinsi emellerine alet oluyoruz? Ülkemizin güneydoğusundaki topraklarımıza Arz-ı Mev’ud haritasında yer verdiklerini niçin görmezden geliyoruz? Hem işgalci ile normalleşmek de ne oluyor? 74 senedir Kudüs’ü, Mescid-i Aksa’yı esir haline getiren, Filistinli kardeşlerimize neredeyse her gün saldıran, zulmeden, yakıp yıkan bir çete ile nasıl normalleşilebilir? Uluslararası hukuka, BM kararlarına uymayanı normal saymak ne büyük gaflet!Bu yaşananların mutlaka bir sonucu olacağını hiçbir zaman unutmayalım! Meselâ, siz Rusya - Ukrayna Savaşı’nın tabiî seyriyle mi çıktığını sanıyorsunuz? Ukrayna devlet başkanının bir Siyonist olduğu gizli değil. İşgalci İsrail, savaş sonrası çok sinsi bir göç politikası izledi. Hem de savaş gibi insani bir facia üzerinden. Yangından mal kaçırırcasına! Bu amaçla Rusya’dan 26 bin, Ukrayna’dan 14 bin Siyonist, Filistin bölgesine getirildi. Rusya ve Ukrayna’dan işgalci göç hâlâ sürüyor. Bu, Filistinlileri yeni sıkıntılar beklediğinin işaretidir. Evleri yıkılacak, öz yurtlarından göçe zorlanacak, işgalcilere kapı aralanacak! Hükümetin Filistinli kardeşlerimize verdiği zararı görüyor musunuz? Hani, AKP döneminde Filistin kazanacaktı? TÜRKİYE YÜZYILI MI? Bu gelişmeler sürerken, iktidar Türkiye Yüzyılı projesini ortaya attı. İçinde bir şey olmayan, AKP’nin 20 senedir çeşitli vesilelerle seslendirdiği sözlerden oluşuyor. Projeye kendileri bile sahip çıkmadı. Gündem oluşturmadı. Açık oturumlarda hafife alındı. Karşıdan mutantan; fakat içi boş bir iddia! İktidara hatırlatıyorum: Dünya yeniden şekilleniyor; yeni bir döneme giriliyor. Dünyayı ne zaman doğru okuyacaksınız? Erbakan Hoca, Türkiye’nin önüne, “Yeni Bir Dünya” vizyonu koydu. D-8’leri kurarak Türkiye’nin öncülüğünde, İslâm dünyası ile birlikte mazlum toplulukları da içine alan bir oluşumu, insanlığın ümidi, huzur ve barış iklimi olarak sundu. Türkiye’yi “öncü” ve “lider ülke” yapacak “asrın projesi” budur! Erbakan Hoca, 15 Haziran 1997’de kurduğu D-8’leri tanıtırken, “20. yüzyılın 21. yüzyıla en büyük hediyesi olduğunu” söyledi. “Dünyanın zulüm, baskı ve sıkıntılardan bunaldığı bir dönemde, “Zulüm dünyası yerine, Âdil Bir Dünya’nın kurulmasının zorunlu hale geldiğini” anlattı. Türkiye’nin önünde duran en kuşatıcı vizyon “Yeni Bir Dünya”dır. İktidarın vizyonsuzluğuna bakınız ki, Türkiye’nin D-8’lerin dönem başkanlığını yaptığı yıllarda, D-8’leri gündemine almamak için özel bir çaba harcadı. İktidar, Türkiye’nin önünde daha fazla takoz olmamalı; milletimizi daha fazla oyalamamalıdır. Türkiye’nin tarihten gelen müktesebatı yüksektir. İslâm dünyası Osmanlı’nın “adalet, şefkat ve himayeci gücü”nü unutmadı. Böyle bir dinamizme sahip olan Türkiye, sığ projelerle oyalanamaz. “Yeni Bir Dünya”yı kurarak insanlığa “öncü” olur.



Çok Okunanlar

2024-09-19 21:33:16