Muristek
Her seferinde nasıl sarsılmaktaydım. Yabancı şirketlerden benzin aldıkça. Sömürge olmamıştık hiç, tarih boyunca. İyi de bunca yabancı petrol şirketinin ülkemde ne işi vardı. Bileklerimizdeki paslanmış prangalar ne zaman çıkacaktı. Anadolu’da TP’nin müdavimi idim. 1963’de kurulmasına karşın ne kadar sönük bir petrol şirketi idi. Yoksul, kırık dökük bina, hayalet vadisinde gibi bir iki çalışanı dışında müşteri yok, döküntü market, facia WC’leri ile uğrayanı kalmamıştı. Fakat yerli üretim diye ille benzini TP’den alırdık. 2016’da bu devlet şirketi, özel şahıslara satıldı, son yıllarda İstanbul’da da şubeleri açıldı, temizliğine itina edilmekte artık, binalar modernleşti. Bee’o, İstanbul Teknik Üniversitesi ARI Teknokent’te kuruldu, propolis, arı sütü, polen, arı ekmeği ve ham bal gibi doğal arı ürünleri üretmekte. Kremler, serumlar, losyonlar, bakım setleri. Yabancıların kremlerine dünya kadar paralar harcanırken, neden yerli yapım ürünler yok diye hayıflanırken, son yıllarda kaliteli ürünlerle ülkemizde ve 13 ülke pazarında yer almaya başladı Bee’o. Elbet yetmez. Yerli malı çok az hâlâ. Deterjanlarda dışarıya çok bağımlıyız. Yığınla dövizin aktığı parfümler. Oysa şark, miskin diyarıdır. Nasıl oluyor da en pahalı parfümleri onlar yapmaktalar. Topkapı Sarayı’nda kendi ürettiği parfümleri sergileyen hanımefendinin toplantısına gitmiştim. İlgi gösterilmediği için yerli üreticilerimiz piyasada ilerleyememekteler. Çok şükür TOGG sahneye çıktı, halkımız gibi dünyalar benim oldu. Nasıl bir engelleme ki, yıllardır arabamızı yapamadık. Bir zamanlar denizlerin efendisi olan Osmanlı’nın yaptığı donanma karşısında en güçlü devletler bile bozguna uğrarken. O gemilerin motorları yok muydu ki, bu başarıları gösterenler tarih sahnesinden niçin silindiler. Ne ki vatanını seven kadar haini de bol bir memleket. 2. Abdülhamit’ in Osmanlı şehirlerini demiryolları ile sardığı o kutlu yüzyıldan sonra bir gerileme de trenlerimizde. Birkaç zenginin otobüs şirketleri uzun yolda daha çok para kazansın diye nasıl vahşetle hızlı trenlerimizi engellediler. Çok şükür yerli otomuz arz-ı endam etti. İnşallah kaderi, Erbakan Hoca’mızın sevdası Devrim’e benzemez. Sırada yerli uçağımız var. Dünyanın her yanında doktora yapan bizim çocuklar geldiler. Bir bebek gibi kalplerine basarak gece gündüz çalışmaktalar. Hatta geldikleri yerlerden yüksek maaşlı iş tekliflerini reddederek ilk uçağımızı inşa etmenin manevi zenginliğini yaşamak için and içmiş bu gençlere bakıyorum da. Endişelenmeden duramıyorum. Umarım emekler boşa gitmez. Hainler, milyar dolarlık bataryaları bozmaz. Nuri Demirağ’ın, Vecihi Hürkuş’un başına gelenler yaşanmaz. V. Hürkuş, ilk Türk uçağı, “Vecihi K-VI”yı, 1924’te üretti. Uçağı için uçuş izni istedi. Ancak uçabilirlik sertifikası için toplanan teknik heyette uçağı kontrol edecek personel bulunamadığından Vecihi K-VI’nın uçuşunda gecikmeler yaşandı. Hürkuş, uçağı ile uçtu ancak bu uçuş izinsiz gerçekleştirildiği için cezalandırıldı. Uzun yıllar sonra şimdi yine aynı coşku. Milli Muharip Uçağımızın, HÜRKUŞ’un, HÜRJET’in hayata geçip tutunması, tüm yurttaşlarımız gibi beni de çok mutlu etmekte.
Çok Okunanlar