Son Dakika >> Gazete >> Milli


Müslümanların Modernizm ile Sınanışı


Link [2022-11-09 03:30:36]



Kölelik ruhunun oluşumu farklı yönleriyle insanlığı etkisi altına alıyor. Savaşların yıkımı insanları hem bezdiriyor, hem de tam anlamıyla bir moralsizlik ile yıkıma sürüklüyor. Bu gibi durumlarda insanlar savaştıkları güçlere sadece fiziki teslim olmuyor, ruhen de iyice kapılıyorlar. Halklar ve milletler özgürlüklerini koruma adına savaşırlar. Uygarlıklarını, kültürlerini ve yaşayışlarını sürdürme çabasında olurlar. Her milletin kendine özgü bir yaşama tarzı ve alışkanlıkları var. İnançları gereği de sakınılması gereken durumlarda kendilerini korumaya alırlar. Sıkı ve baskıcı yönetimler insanları zorlar ve hatta ondan kurtulmanın yollarını ararlar. Bunu yaparlarken kendi doğalarına uygun olana değil de savaş hâlinde oldukları düşünüş ve inanışların da tutkulu köleleri olurlar. Her medeniyet dininin bir inanış biçimi var. Onun içinde özgürlükleri doğaları gereği oluşur. Baskılayıcılıklar sınırları zorlar, oradan çıkış yolları aranmaya neden olur. Geleneksel kimi yaşayış biçimleri de etkili olur. İslâm insanların hayrına ve iyiliğine olan alanları serbest bırakır, zararlı olanları da sınırlar. Bu, genel olarak kabul gören bir durumdur. Alkolün insanlık için hayırlı ve iyi olduğunu kimse söyleyemez. Yasaklı olan hemen bütün şeyler bu kapsamdadır. İran ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde yaşananlar bunun somutluğunu gösteriyor. Benzer durum yaşadığımız ülkemizde de farklı biçimde seyrediyor. Ülkesinin sınırlarından kendilerini dışarı atanların davranışlarıyla, aileler içindeki durumlardan sıkılan kendilerini kapının dışına atanlar aynı psikolojidedirler.Batı düşüncesinin sınırsızlığı bir yandan insanların bütün sınırlarını ortadan kaldırırken, özgürlükmüş gibi olan durum tam anlamıyla hem karmaşalara hem de bunalımlara neden oluyor. İnsanlık tarihi boyunca insan kendisiyle sınanıyor. Bundandır ki peygamberler insanlık için öncü ve yol gösterici olmaya çalışmışlardır. İyilik ve güzellik örneği olan bu insanların da insanlar karşısında zorlandıkları bilinir. İnsanlık kendi uçurumunu kendisi oluşturuyor. Bunlardan kurtuluş da kendi ellerinde.Modernizmin savunucuları farklı biçimlerde köleliğe doğru koştuklarının farkında değildirler. Dünya devleri, çok uluslu kurumlar, savaşlarını dolaylı sürdürürler ve bundan da başarılı olurlar.Tüketimin aşırılığı, modalar, kredi kartları, faizler, sonsuz ve doyumsuz tutkular insanlığın asıl uçurumunu oluşturuyor. Türkiye artık kendisi üretmiyor. Sadece ticari, yani tükettiklerini çok uluslu güçlerden ediniyor. Bundan da sanki hiç rahatsız olmuyor. Üretme, çaba ve emek isteyen bir durum.İnsanların gözü hiçbir şeyi görmüyor gibi. Sokaklardaki insanların yemek ve içmekten, gezip tozmaktan, eğlenmekten başka bir şey yaptıkları yok sanki. Bu aşırı tüketimin giderleri çok fazla ancak gelirleri de sınırlı. İnsanların birbirlerine olan tahammülsüzlükleri, çatışmaları, soygunları, cinayetleri nedensiz değil. Sosyal medyadaki hayat hep güllük gülistanlık. Bu bir etkileşim oluşturuyor.Ölçüsüzlüklerin sınırsızlığı toplumları ve kitleleri de etkiliyor.İran’da iki ucun çatışması yaşanıyor. Ortalama bir denge tutturulamadığı zaman karmaşa ve inatlaşma başlıyor. Modernistler bulunduğu duruma isyan ederken, karşı çıkarken bir diğer yandan da emperyalizmin çok uluslu güçlerin tuzağına düşüyor. Bundan hem ırkçı emperyalizm, hem çok uluslu emperyal güçler ve kuruluşlar yararlanıyor ve asıl savaşı da onlar kazanıyor.Müslümanlar kendilerine özgü orta yol ve bir hayat anlayışı için bir yol belirlemeli.



Çok Okunanlar

2024-09-19 03:21:45