Son Dakika >> Gazete >> Milli


Işıklı ya da Karanlık Hüzmeler…


Link [2022-11-06 05:30:42]



Sanki kırk yıllık dostunu, arkadaşını sorar gibi.En şefkatli sesiyle, Otobüs şoförünün vereceği o değerli bilgiyi duymaya can atarak,“Bu araç Yuşa’dan geçer mi?” diyor,Şoförün, “Hayır, Anadolu Kavağı’na bineceksiniz” cevabı ile iniyor.Koltuğunun altına sıkıştırdığı lokum kutusuyla kırk yıllık da değil bin yıllık dostunu ziyaret için uzaklardaki evinden yola çıkmış. Bir iki saniye ancak görüyorum,Soruyu sorup aracın basamaklarından inmesi dakika sürmese de hikâyesi uzundu.Altmış yaşlarındaki kadın, beresi ile olmayan saçlarını kapatmaya çalışsa da, dökülmüş kaşlarından belliydi kemo aldığı. Fakat görüntüsü mutlu, gülümseyişi, bakışları umut doluydu.O bir iki saniye içinde fark ettim ki, kadın hastalığı yenmişti.Belli ki dostu Yuşa Peygamber’in başında Allah’a uzun uzun dua etmiş.Eğer ameliyattan sağ salim çıkarsa, iyileşirse bütün duaları kabul olanların bu büyük zatın yanında dağıttıkları tatlılardan ikram edecekti halka. O bir iki saniye içinde, ben dâhil bütün otobüs yolcularına mutluluk veriyor kadının Yuşa Peygamber ziyareti.Muhtemelen hepimiz aynı şeyi düşündük.Böyle dost yüzlü, mütevekkil, huzurlu insanlar daha çok olsa.Adeta şifacı gibiler onlar.“İnsan insana şifadır “diye boşuna söylememişler. Ekranları açtığımızda, Küba’ya kaçmış, ortalığı karıştırmış, yalanlar yazmış, insanları korkutmuş, hapis tehditleri ile endişeler saçmış, çok zengin olmuş korkunç insanları dinlemekteyiz.Ya da okumaktayız.Bu karanlık insanlardan ne kadar korkmaktayız.Çok şık giyinseler,Güzel ve genç, sağlıklı, bakımlı yüzleri de olsa.Şatolarından yükselen acı çekenlerin çığlıklarını duymaktayız.Nasıl bir işkence severliktir ki bu.Korku saçarak köşeleri dönmüş.Utanmayı da unutmuşlardır. Çıkıp uluorta insanları korkutmaya devam ederek neler yaptıklarını anlatmaktadırlar.Huzurumuzu kaçırmaktadırlar.Böyle hayatı travmalarla kâbusa dönmüş bir anne anlattı.Oğlu, kiraladığı oteli Boğaziçi’nin incisi yapar,Mal sahibi bu başarıyı çekemez, kıskanır.Oteli elinden alıp kendisi işletmek ister.Genç vermez. Sonunda korkunç adam, karanlık gecelerde planını uygular.Bir tetikçi tutar.Genci vurdurtur.Anne varını yoğunu harcamakta.Evini satıp hukuki mücadeleyi başlatmış,“Ben ne edeyim gariban tetikçinin hapiste yatmasını,Emri veren dışarıda adım gibi biliyorum.En pahalı avukatla anlaştım, sonuç sıfır. Civanım kara toprakta yatmakta, ben nasıl uyuyayım” demekte.Acı, hayal kırıklığı, travma, kâbus karşısında hangi teselliyi vermeliydim.Gözlerinden akan yaşla yolumu zor buluyorum, elim ayağım titriyor nasıl uyuyabilirim bu acılı annenin mateminden sonra. Oysa Yuşa’ya giden kadın ne kadar iyi gelmişti.Onun işlerinin iyi gitmesi, hastalığının iyileşmesi, hepimize müthiş mutluluk vermişti.Şu bir realite ki, Dünyamızı aydınlatanlar ve karartanlar hiç tükenmeyecekler.Bizlere de onların ışıklı ya da karanlık hüzmeleri kalacak.



Çok Okunanlar

2024-09-20 07:37:13