Muristek
Siyonizm’in tuzaklarının ve oyunlarının farkında olmayanlar bölgede yaşananları kolaylıkla algılayamazlar. İran üzerinden süregelen senaryonun ve yayılan gerilimin sadece İran ile sınırlı olmadığı, Pakistan’ın da bu sürecin içine itildiği ortada. Ya da bir başka deyimle yeniden bir tırmanma olduğu görülmektedir. Bu, giderek tam anlamıyla travmatik bir durum almaktadır. Azerbaycan öncülüğünde Türkiye ile İsrail ilişkilerinin geliştirilmesi süreci gözden kaçırılmamalı. Çünkü bu olayın bir de Kuzey İran Azerileri, ülkedeki Kürt halkı ile olan gerilimin tırmanması söz konusu. Bu, her yönüyle bizi de ilgilendirmektedir. İran’ın kendi içindeki kimi durumları ya iyi tartamaması ya da oynanan büyük oyunun sürecini tam anlamıyla üsteleyememesi sorunların içinden çıkılamaz bir hâle gelinmiştir. Gelişmekte olanların önüne geçmenin belki hem bir sabır hem de tahammül ile aşılması olası iken. Fakat bazen ipin ucu kaçınca bunu yeniden bir araya getirme, uçları birleştirme zorlaşabilir. Türkiye’nin son elli yıldır içinde bulunduğu benzer durum ülkenin belli bir yerde dondurulmasına, hamle yapılmasına fırsat verilmemiştir. İp kopmuştur ve artık bu ip bir türlü bağ tutamamaktadır. En kritik zamanlarda nelerin yaşandığını iyi biliyoruz.İplerin uçları emperyallerin ellerinde olduğundan yeri ve zamanı gelindiğinde çekilmekte, gerilmekte, olaylar yeniden tırmanmaktadır. İran’da da durum aynıdır. Bir kadının ölümünün, yanlış bir tutum ya da kim bilir bilinmeyen bir iç oyunla sürecin ne boyutlara vardığının bir göstergesi. “Arap Baharı” dalgasının bir benzeri. Bir insanın ölümü elbette ki üzücü ve sarsıcı. Fakat bazı ölümler var ki, tam anlamıyla bir kalkışmanın oluşumuna neden olabiliyor. Cezayir’de kendini yakan bir gencin ölümü sonrası yaşananların sonuçları ortada. Bunları bilememek, gözlemleyememek vahim sonuçlara neden olabiliyor. Şimdilerde İran’da olduğu gibi.Kimi palyatif yaklaşımlarla sorunlar ve oluşabilecek durumlar geçiştirilemez. İşin tuhaf yanı Batıcı ruha mensup medyanın, ülkemizi nasıl bir duruma sokacağının farkında bile değildir. Düşmanlıklar ve nefretler belli alanlara odaklanıldığında asıl gerçekler görülemeyebiliyor. Yıllarca sürmekte olan karmaşanın boyutlarının nasıl bir durum oluşturduğu yaşana görülmekte ancak bunlardan da ders alınmamaktadır. “Arap Baharı”, Türkiye özelinden bakılırsa başımıza bir Suriye olayını belâ olarak bırakmıştır. Büyük oyunu görmeyenler küçük durumlara takılır, orada oyalanırlar. Olayın kangrenleşmesi, işin içinden çıkılamayış ile durum ortada. İran Azerileri ve Türkleri ile ilgili yaşanan gerilimin tırmandırılması da bu büyük oyunun bir süreci. İran’da ölen kadının, insanın olayları buraya kadar getireceği ilk günden itibaren anlaşılmıştır. Olan yanlışlığın, ölen insanın acısı elbette büyük. Her insanın ölümü büyük acılar bırakır. Kimileri yerinde kalır, farkında bile olunmaz. Kimileri vardır ki neden ve sonuçları çok farklı boyutlara kadar taşınır. İran’da kadınlar üzerinden sürdürülen ayaklanmanın aslında bir kadının, insanın ölümünden çok modernizmin bir savaşı olduğunun farkına bile varılamıyor. İnsanın ölümünden çok İran’daki kadın hakları, özgürlükleri daha çok öne çıkmış oluyor. Sorun bir insanın ölümü değil, sorun modernizm adına verilen ve emperyalizmin savaşı yönlendirmesi ve yönetmesidir. Diğer durumlar bunu destekleyici özelliktedir.Türkiye İsrail yakınlaşmasıyla Türkiye İran uzaklaşması birbirine özdeş. İsrail uzun süredir İran’ı doğrudan ateşin içine çekme çabasındaydı. Şimdilik büyük ölçüde amacına da ulaşmış bulunmaktadır. Şimdi dışarıdan oyunu izlemekte. Türkiye, İran konusunda nasıl bir tutum sergilemek durumunda kalacak, asıl sorun bu. Çünkü Türkiye Azerbaycan yakınlığı, ilişkileri ortada. İran Azerileri olayının ardından Azerbaycan, bölgedeki Ermenistan da doğrudan etki alanı içinde. İster istemez psikolojik gerilim tarafları ya etkisiz kılarak dışarıda tutma ya da olayların içine dâhil olarak karmaşayı büyütecek.
Çok Okunanlar