Son Dakika >> Gazete >> Milli


Enflasyon Uyarıyor


Link [2022-11-01 03:24:36]



Birkaç hafta önce 2023 yılı için öngörülen bütçe açığının 660 milyar lira olduğu açıklandı. Bunun 600 milyar liralık kısmının vatandaşın elektrik ve doğal gaz faturalarına yönelik “sübvansiyonlar” olduğu söylendi. Dolayısıyla buradan şu sonuç çıkarılabilir; vatandaşın önemli maliyet kalemlerinden birisi olan enerji ve ısınma kalemleri için destek verilmesi olumlu görülse de, enerji maliyetlerinin yüksek seviyelerini önümüzdeki sene de süreceği öngörülüyor denebilir. Enerji maliyetlerinin yüksek seyrini sürdüreceği öngörüsü, bunun enflasyon üzerine olan etkisinin de devam edeceği şeklinde yorumlanabilir pekala. Enerji maliyetlerinin yükselmesinin tüm maliyet kalemlerini etkilediği göz önüne alınınca, enflasyonda ciddi bir düşüş beklemenin de altyapısı kendiliğinden çöker o halde. Halihazırda, üretici fiyatları endeksiyle tüketici fiyatları endeksi arasındaki fark 70 puana yaklaşmışken, önümüzdeki dönemde tüketici fiyatlarında anlamlı bir artış beklemek fazla hayalcilik olur gibi gözüküyor. Merkez Bankası tarafından açıklanan 2022’nin 4. Enflasyon Raporu’nda yüzde 60,40 olan 2022 yılsonu enflasyon beklentisi yüzde 65,20 olarak güncellendi. Önümüzdeki yıl için yüzde 19,20 olan enflasyon beklentisi de %22,30’ye yükseltildi. Yani yapılan küçük çaplı yukarı yönlü revizyona rağmen, önümüzdeki sene için enflasyonun bu senenin üçte birine gerilemesini beklemek, çok fazla iddialı olsa gerek. Tabi, “ne olacak da, hangi tedbirler uygulanacak da bu enflasyon düşecek?” sorusunun cevabı ne hükümette ne de Merkez Bankası’nda var! Gerçi Merkez Bankası, tutmayan öngörüler karşısında çok sert revizyonlar yapma konusunda deneyimli! Sene başındaki ilk Enflasyon Raporu’nda da Merkez, 2022 yıl sonu enflasyon tahminini 17,6 puanlık güncellemeyle yüzde 42,8’den yüzde 60,4’e çıkarmıştı. Aynı toplantıda 2023 yıl sonu tahmini ise 6,3 puanlık (yani yüzde 50) bir “güncelleme” ile yüzde 12,9’dan yüzde 19,2’e yükseltmişti. Şayet enflasyon, tam da Merkez Bankası’nın dilediği gibi ve baz etkisinin de marifetiyle sene sonunda yüzde 65 olarak gerçekleşirse, sene başında asgari ücrete verilmesi düşünülen ücret artışı da bundan nasibini alacak tabi. 5500 lira olan asgari ücretin 8000-9000 lira bandına çıkması demek, yüzde 50-60 civarında bir artışa denk gelir ki, tüm diğer ücretlilerin maaşlarının da bundan nasibini alması da mukadderdir. Elbette ki, “enflasyona yenik düşmemesi” adına ücretlere yapılacak olan bu artışların, ne yazık ki “enflasyonist bir kısır döngüye” yol açacağını da hem Ortodoks, hem Heterodoks modeller, hem epistemolojik kopuşlar, hem de nöroiktisat bile aynen kabul edecektir. Zaten hedeflenen bütçe açığı da bunu doğrulamaktadır. 2023’ün seçim senesi olması hasebiyle kamunun kesesi sonuna dek açılacak, gerekirse gıcır gıcır paralar basılacak (ki basılıyor zaten) ve bu süreç de enflasyonu beslemeye devam edecek. Baz etkisi kaynaklı geçici düşüş, muhtemelen yerini sert bir yükselişe bırakabilir. Aklıselim iktisatçıların öngörüsüne göre de Türkiye, yüzde 60-70 aralığında takılı kalan bir enflasyonist sürece sürüklenmektedir. Miting meydanlarında coşkulu(!) kalabalıklara veya “bindirilmiş kıtalara” temelsiz iktisadi müjdeler vermekten çok daha ciddi bir durum söz konusu gibi. Enerji maliyetlerinin, özellikle de elektrik kullanımının sanayiye yüklediği yük yapılan uyarılara ve adeta haykırılan feryatlara rağmen artarak sürüyor. Bu durumun neticesi olarak da çeşitli sektörlerden 2023 yılı için ikazlar yükseliyor. Son olarak da Türkiye ihracatının önemli sektörlerinden tekstil ve hazır giyimden “S.O.S” veriliyor. Hem enerji maliyetlerinin başa çıkılmaz hale gelmesi hem de milyarlarca dolarlık rezervi “yakma” ve KKM adı altında bütçeden milyarlarca lira faiz ödeme pahasına sürdürülen manasız “döviz kuru baskılama” politikası, reel sektörü ciddi şekilde zorluyor. Gidişatın önce vardiya azaltma, sonra işten çıkarmalar ve belki de kapanmalar olacağı uyarıları yüksek sesle yapılıyor. İşin enteresanı, ne kadar da müthiş(!) ve kendine özgü(!) bir ekonomik model uyguladıkları illüzyonuna en başta kendileri kapılanların, hala en doğrusunu bildikleri yönündeki inatları ve tüm diğer seslere kulaklarını kapamaları. Dünyanın tersine gitmeyi marifet bilerek, yüksek enflasyon tehdidine karşı ortaya somut bir harekat planı koyamayarak arabayı uçuruma doğru sürükleyerek seçim sath-ı mailine gidilmekte… Allah sonumuzu hayretsin!



Çok Okunanlar

2024-09-21 14:45:55