Son Dakika >> Gazete >> Milli


Elbette, Ama…


Link [2022-11-09 03:30:36]



“Hayat ne garip” ve “hayırlısı olsun” ile biten cümlelerin öncesinde nice olaylar, hikâyeler saklıdır. İnsanlar anlatır, dertleşir, dökülür, saçılır, anlatır ve sonunda “hayırlısı olsun” diyerek bitirilir cümleler. Bazen enteresan şeyler konuşulur, anlaması mümkün olmayan şeyler yaşanır, şaşırır, şok olursunuz ve bu sefer kapanış cümlesi “hayat ne gariptir”. Kapanış sloganı gibi herkesin dilindedir bu cümleler. Bazen çaresizlikten, bazen gücümüzün yetmediğinden, bazen de artık söylenecek söz kalmadığından kullanılır bu cümleler. Hayat gerçekten çok garip ve enteresandır. Çünkü hayatın önemli bir kısmı insanlardan oluşur. İnsanlar hayata olumlu ya da olumsuz yönde anlam katar ya da değersizleştirir. Onun için “insanoğlu çiğ süt emmiştir” diye bir uyarı vardır. İnsan insana elbette güvenmeli ama esasen insana çok da güvenilmez. Socrates’in “dostlarım, bu dünyada dost diye bir şey yoktur” haykırışındaki gibidir insanın insanla olan ilişkisi. Diğer taraftan da insan insana muhtaçtır, insan, insan olmadan anlamsız ve yalnızdır. İnsan, insan olmadan, sosyal hayatın içine girmeden yaşayamaz. Bu durumda da şu önemli soru akıllara geliyor: “Çok ve sıradan mı, yoksa az ve kaliteli mi?” Tabii ki buna, “çok ve kaliteli” diye cevap verebilirsiniz ama maalesef bu çok da mümkün değildir. Zannedersem bir yakınımdan dinlemiştim, belki de bir yerlerde okudum. Tam metni hatırlamıyorum ama özet olarak şöyle bir konuydu: İnsanların sizinle olan ilişkilerinin samimiyetini ölçerken hüzünlü anlarınızda aldıkları tavra bakmayın. Sizin başarılarınıza olan yaklaşımlarına bakın, gerçek yüzlerini ancak o zaman görürsünüz. Gerçekten bu sözler üzerine çok düşündüm. Siz ağlarken kim olursa olsun, yanınıza gelip gülemez. Ağlayan insanın yanında kimse eğlenmez, fıkra anlatmaz, en fazla sessiz kalır. Ama siz mutluyken, sevindiğinizde durum çok daha farklıdır. Evet gerçekten öyle. Hayat ne garip… Kimse kimseyi anlamak zorunda değil, kimse kimseyi sevmek zorunda da değil, doğru. Asıl bahsetmek istediğim temel insanî değerler, basit iletişim kuralları, evrensel iletişim bilgisi, yüzyıllara dayanan karar alma, iş yürütme, süreç işletme stratejileri. İnsan insana eziyet etmeden de birçok sorunu çözebilir. İnsan insanı üzmeden, kalbini kırmadan, mertçe de düzen kurabilir ama ne yazık ki bu durum pek az yaşanmaktadır. Genelde bu sorunlar yaşanır, hep yaşanmıştır, bundan sonra da yaşanmaya devam edecektir. Çok da kafaya takmaya gerek yok. Ne diyelim, hayırlısı olsun. Dünyanın ve ilk insanın yaratılışından bu yana çözülmeyen sorunların elbette 2022 yılının sonlarına doğru çözülmesi beklenemez. Bu sorunlar çözülmez diye de sessizce hayat devam etmez. Hani belki, biraz daha dikkat edilir mi? Belki bir kısmı olsun çözülür mü? Belki biraz da olsa faydamız olur mu? Olur mu olur. Bizimkisi de bundan, bu basit, küçük ve iyi niyetten ibaret bir yaklaşım. Elbette her düştüğümüzde kalkmanın bir yolunu bulacağız ve elbette her düşenin elinden tutmaya çalışacağız. Elbette üzüleceğiz, kızacağız, tartışıp kavga edeceğiz ama bir süre sonra unutup tekrar kucaklaşacağız ve barışıp yolumuza devam edeceğiz. Evet, elbette hayat ne garip, ne olursa olsun, elbette nihayetinde hayırlısı olsun ama bize de düşen bir şeyler olmalı. Biz de elimizden geleni yapmalıyız. Bazen duygular ağır basar ve insan zihni yenilir. Olabilir ama sonra zihin kendini toparlayıp doğru olanı tekrar hayata geçirmeli. Evet, hayat ne garip, hayırlısı olsun, ne diyelim.



Çok Okunanlar

2024-09-19 03:22:08