Son Dakika >> Gazete >> Milli


Abdurrahman Dilipak'tan çarpıcı çözülme çıkışı: AKP'de dengeler altüst


Link [2022-10-29 10:52:41]



Gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak bugün HaberVakti sitesinde kaleme aldığı köşe yazısında Meclis aritmetiğine ilişkin çarpıcı ifadeler kullandı. Abdurrahman Dilipak, HDP konusunda AK Parti’nin bir açılımının MHP kanadında bir takım sorunlara yol açabileceğini kaydetti. Dilipak, “TBMM’de grub kurmak için 20 Milletvekili gerekiyor. 19 Milletvekili sandalyesi boş. Bir milletvekilinin ölümü ya da istifası, ya da milletvekilliğinin düşürülmesi durumunda, eğer seçime 1 yıldan daha az zaman kalmasa idi, Türkiye yasa gereği ara seçime gitmek zorunda kalacaktı.” dedi. “Burada seçim yaklaştıkça mevcut partisinde aday olma umudunu kaybedenler şimdiden kendilerine yeni bir kapı arayışına girecektirler. Kesinlikle aday listeleri yenilenecek. Yoksa eski listelerle seçmen karşısına çıkanların kazanma şansı yok…” diyen Abdurrahman Dilipak, yazısına şöyle devam etti: “Eğer iddia edildiği gibi Fakıbaba sonrası AK Parti’den istifalar devam ederse, tıpkı 74 affından sonra MSP’nin 48 milletvekilinin 24’ünün istifası gibi, 30 milletvekili istifa ederse, Cumhur ittifakına Parlemento’da çoğunluğu kaybettirecek bir süreç başlayabilir. Çünkü bu işler domino etkisi ile çözülmeye giden bir süreci tetikleyebilir. Eğer CHP kontrolü kaybederse onun başına gelecek de aynı akıbet olur. Mesela, Soylu faktörü farklı bir senaryo çerçevesinde İYİ Parti ve MHP’de çözülmeye sebeb olabilir. Akşener kendinden çok emin olsa HDP’ye yüz vermez. HDP, CHP için vazgeçilmez, Cumhur ittifakı için gözden uzak tutulmaması gereken bir seçenek. Cumhur ittifakı taban olarak HDP’den daha kolay bir şekilde İYİ Parti ile anlaşabilir ama o zaman MHP’yi gözden çıkartmaları gerekir. Bu seçenek de çok kolay bir seçenek değil. Yani anlayacağınız sistem kilitlenmiş vaziyette.Burada kimsenin açıkça dile getirmediği ve herkesin merak ettiği bir konu 3. Bir ittifakın ortaya çıkması. Burada MHP, AK Parti’nin yanında, İYİ Parti Millet İttifakı’nda. Soylu, AK Parti’den aday gösterilmeyeceği görevden alınacağını düşünürse AK Parti’den bir grub kuracak kadar milletvekili ile ayrılabilir. Bu senaryodan yukarıda bahsetmiştim... Soylu’nun ayrılması, İYİ Parti ve MHP’deki dengeleri de değiştirir. Yani sadece Cumhur ittifakını değil, Millet ittifakını zora sokar. Eğer AK Parti'den 30 Milletvekili İYİ Parti’ye, bir o kadar da Yeni oluşuma giderse, mecliste ve tabanda güçlü bir koalisyon bile kurulamaz hale gelecektir. Eğer, hem İYİ Parti ve hem de Soylu ile ilgili hesaplar çok farklı bir şekilde sonuçlanacak olur ve Cumhur İttifakı çoğunluğu kaybederse, parlamentonda güç merkezi üçe ayrılır, Meclis'te karar alınamaz ve alınacak kararları engelleyemez. HDP ortada kalır. MHP de ittifak içindeki yerini yeniden gözden geçirme gereği duyabilir. Bunlar konuşuluyor da, yarın için bir öngörüde bulunmak bana göre çok kolay değil. Uluslararası dengede varolan askeri bir dehşet dengesi olduğu gibi, iç politikada da korku ve öfke dengesi var. Kimse kaybedeceği bir kavgaya girmek istemeyecektir. Sürpriz ittifaklar ya da hesaplaşmalar gündeme gelebilir. Herkesin elinde ötekilerin anasını ağlatacak bilgi, belge yok değil gibi, toplumda bir bakış açısı var. Bu da toplumda siyasete duyulan güveni sarsıyor… AK Parti’de her şey Erdoğan’a bağlı gelişiyor. Siyasette hangi bloktan olursa olsun, bir çözülme yaşanacak olursa, bütün dengeler altüst olur.Son bir kaç not daha: Sandığa gitmeyecek ya da oyunu iptal edecek büyük bir kesim var. Bu seçime bağımsız adaylar damgasını vurabilir. İYİ Parti hem Milli Görüş, hem Liberal sağ, hem muhafazakar kesimden kişileri aday gösterecek gibi. Bu MHP’den gelen çekirdek kadroyu rahatsız ediyor gibi gözükse de, Akşener merkeze oynuyor sanki. AK Partiye karşı 6’lı ittifaktan gelen, Milli Görüş, AK Parti'den gelen grublara da sırtını dayayarak, AK Partideki kararsız siyaset, bürokrasi, sermaye grublarına göz kırpıyor… AK Parti ve Cumhur ittifakı “tek adam” görüntüsü ile, Erdoğan’ı paratöner gibi bütün eleştirilerin odağına yerleştirirken, Millet ittifakı daha renkli ve çoğul bir görüntü oluşturuyor. Sahi, 1600’lerin sonunda imzalanan Westefelya anlaşması ile, 21. Yüzyılı açıklama, 19. YY sonunda savaş yıllarında, Komunizm, Kapitalizm ve Faşizmin gölgesinde, “ulus” temelinde oluşan kavram ve kurumlarla geleceğin dünyasına şekil verme hayalinden Globalizmin peşine takılıp, TransHumanizm’in “yeryüzünde bir cennet” yalanına kanarak, din, ahlak, gelenek ve biyolojik cinsiyetinden vazgeçme hayalinin peşinde koşanlarla nereye kadar gidebiliriz ki!”



Çok Okunanlar

2024-09-21 22:49:25