Eşinin otizmli ikiz çocuklarına öz baba şefkati ile yaklaşan Suat Bozdemir, her gün çocukları okula bırakıyor ve onları okul çıkışlarında karşılıyor. Otizmli ikizler Ella ve Dennis ile gün boyu birlikte vakit geçiren süper baba Suat Bozdemir, “Baba olmak için biyolojik baba olmak gerekmiyor. Kızım ona öğretilmediği halde bana ‘Babam’ diyerek geldiğinde o an onun için ne istiyorsa yapabilirim” diyor.
İzmir Urla’da yaşayan 60 yaşındaki Suat Bozdemir, 5 yıl önce 16 yaşındaki otizmli ikizler Ella ve Dennis’in anneleri Berna Akıncı Bozdemir ile hayatını birleştirdi. Esrar Koman Sümen Özel Eğitim Uygulama Okulu’nda okuyan ikizler, çevresi tarafından Ela ve Deniz olarak çağrılıyor. Bir kız bir erkek olmak üzere çift yumurta ikizi olan kardeşlerin baba sevgisi ise görenleri duygulandırıyor. Emekli olduğu için gününün neredeyse her anını ikizlere ayıran baba Suat Bozdemir, ikizleri önce okula bırakıyor, ardından onları okul çıkışında karşılıyor. Gün boyu çocuklarla vakit geçirdiklerini belirten Suat Bozdemir, “Bana göre baba olmak için biyolojik baba olmak gerekmiyor. Kızım ona öğretilmediği halde bana ‘Babam’ diyerek geldiğinde onun için ne istiyorsa yapabilirim. Eşim de aramızdaki diyalog nedeniyle çok mutlu. Bu mutluluğu evde hep beraber sağlamaya çalışıyoruz” dedi.
“Hikayemiz 5 sene önce başladı”
Eşi ile evlenmeden önce arkadaş olduklarını ifade eden Bozdemir, “Bizim hikayemiz 5 sene önce başladı. Eşimle
evlenmeden önce birbirimizi tanıyorduk. 5 sene önce çocukları gördüm ve onların hayatında olmak istedim. Eşimle evlenmeye karar verdik. Sabah çocuklarla birlikte kahvaltı yapıyoruz, el becerileri gelişsin diye onları da yaptığımız işlere dahil etmeye çalışıyoruz. Giyiniliyor, dişler fırçalanıyor. Ardından onları okula getirip öğretmenlerine teslim ediyorum. Onlar dersteyken yapmam gereken işleri yapıyorum. Okul çıkışında çocuklarımı alıp eve dönüyorum. Okuldan sonra birlikte sosyal faaliyetlerde bulunuyoruz. Havuza gidiyoruz, müzik dinliyoruz” diye konuştu.
“Onlar birer melek”
Çocukları melek olarak gördüğünü söyleyen Bozdemir, “Kızım, o anki ruh haline göre bana ‘Suat, Suat Ağabey, babam, babacığım’ diye hitap ediyor. Oğlum ise ‘Suat’ diyor. Onlar birer melek. Ölmeden melekleri gördüğüm için çok mutluyum. Eşimle evlenmeden önce çevremden olumsuz bir yorum almadım, zaten kimseye de sormadım. Çocukları gördüğümde bir anda içimde başka duygular oluştu. Devamlı onlarla beraber olmak istedim. Babalık zor bir şey. Özellikle engelli çocuğu olan babalar için daha zor. Bu tür babalar bazen çocuklardan uzaklaşabiliyor. Onların da kendilerine göre haklı tarafları vardır ama çocukları ile daha fazla ilgilenmeleri gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“Öz baba olmadığını öğrendiğimizde şaşırdık”
Okulda Ella ile ilgilenen özel eğitim öğretmeni Elçin Özkan ve Dennis ile ilgilenen özel eğitim öğretmeni Sibel Işık Şahin de ikizlerin babaları ile olan diyaloğunun çok güzel olduğunu söyledi. Elçin Özkan, “Ela ve Deniz’i 3 yıl önce tanıdık. Babalarını ilk başta gerçek babaları zannetmiştik. Maalesef bazı babalar özel çocukların durumunu fark ettiğinde onları terk edebiliyor. Bu yüzden Suat Bey’in çocukların öz babası olmadığını öğrendiğimizde şaşırdık. Ela ve Deniz’in öz babası olmamasına rağmen onlarla özveri ile candan ilgileniyor. Biz buna ‘Kan bağı’ değil ‘Can bağı’ diyoruz. Can bağı ile bağlanmak ayrı bir şey. Suat Bey her zaman çocuklarla ilgileniyor. Bir durum olup kendisini aradığımızda en geç 10 dakika içerisinde okula gelir. Hatta anneden çok baba ile iletişim halindeyiz” sözlerine yer verdi.
“Can bağı”
Sibel Işık Şahin ise “Çocukların babaları ile diyalogları çok güzel. Örneğin Deniz babasını görünce koşup hemen ona sarılıyor. Onu görünce mutlu olması bizi de mutlu ediyor. Biz Ela ve Deniz’in öz babası olmadığı ilk başta anlamamıştık. Sonra fark ettiğimizde çok mutlu olduk. Can bağı ile bağlanmaları bizi çok mutlu etti. Suat Bey her sabah çocukları okula getirir, öğleden sonra çocukları geri alır” dedi.
2024-11-05 03:42:35