Yerel >> Güneydoğu Güncel Haber


3. SEYYİD TAHA’NIN HALİFESİ MUHAMMED KÜFREVÎ VE AİLESİ-2


Link [2022-04-14 09:03:10]



1588 yılında Ahlat’ta dünyaya gelen Şeyh Şemseddîn, medrese tahsilini bu şehirde ve çevresinde tamamlayarak icazetname almıştır. İcazetname aldıktan sonra kendini tasavvufa verip Halvetî Tarikatına intisap etmiş ve bu tarikatın yöredeki en etkili mürşidi haline gelerek “Kutub” mertebesine yükselmiştir. Şeyh Şemseddîn’in yaşadığı dönemde Sünnî Osmanlı Devleti ile Şiî İran Safevî Devleti arasında yaşanan şiddetli savaşlardan en çok bu iki devletin sınırları arasında kalan şehirler etkilenmekteydi ki Ahlat bunlardan biriydi. Bundan dolayı bu şehrin sakinlerinden önemli bir kesim burayı terk etmek zorunda kalmıştır. Bu bağlamda Abdulkerîm ve oğulları Şeyh Şemseddîn ile Şeyh Muhammed de buradan Hakkâri yöresine göç etmek zorunda kalmışlardır. Dönemin Hakkâri Bey’i Mîr İmadeddîn zamanında Hakkâri’ye göç eden bu baba ve oğullarına Doskî aşireti sahip çıkmış ve bunlar bir süre bu aşiretin himayesinde yaşamışlardır. Yazları Hakkâri’de, kışları da Behdînan’da geçiren Ertuşî aşireti, Hakkâri’de bulunduğu sırada Şeyh Şemsedîn ile tanışarak ondan kendileriyle birlikte Behdînan’a gelmesini ve irşad faaliyetlerini bu mıntıkada sürdürmesini teklif ederler. Teklifi kabul eden Şeyh Şemseddîn 1620 yılında Behdînan’a gidip bir süre bu aşiretin içerisinde kalır. Bir gün Ertûşî aşireti İmadiye’den geçtiği sırada dönemin İmadiye beyi Seydî Han’dan bir süre kendi meralarını kullanmak için izin isterlerken bu bey o sırada Şey Şemseddîn’i tanıma imkânı bulur ve onun ne denli hikmet ehli büyük bir zat olduğunu anlar. Bunun üzerine Şeyh Şemseddîn’den İmadiye’de kalıp irşad faaliyetlerini burada sürdürmesini teklif eder. Seydî Han bu teklifi kabul eden Şeyh Şemseddîn’e yedi köy bağışlamıştır ki bu köyler şunlardır: Brîfkan, Geliyê Rima, Bazîdkê, Bêgeh, Rikava, Alûka ve Tildîbê. Şeyh Şemseddîn ikameti için bu köylerden Brîfkan’ı tercih eder ve ilk iş olarak bu köyde bir Halvetî Tekkesi’ni inşa ederek irşat ve eğitim faaliyetlerini bu tekkeden yürütür. Şeyh Şemseddîn için burada bir medrese de yaptırılmıştır. 1674 yılında Brîfkan’da vefat eden ve tekkesinde defnedilen Şeyh Şemseddîn, geride beş erkek çocuk bırakmıştır. Daha sağ iken her birisine bir görev verdiği bu oğulları ve görevleri şunlardır: Oğlunun Adı Görevi  Seyid Musa Misafirlere hizmet emek, arazi işlerini yürütmek Seyid Abdurrahman İrşat faaliyetlerinde bulunmak Seyid Abdulganî Talebe okutmak Seyid Zeynelabidîn Kadılık yapmak, kan davalarına çözüm bulmak Seyid Muhyiddîn Brîfkan Mescidinde imamlık yapmak, namaz kıldırmak Aynı zamanda büyük bir aşk ve tasavvuf şairi olan Şeyh Şemseddîn geride büyük bir şiir divanı bırakmışsa da bu divandan sadece 16 tane şiir günümüze ulaşmıştır. Bunlardan 4 tanesi gazel, 3 tanesi musammat gazel,  4 tanesi “mütekerrir murabba”, 2 tanesi  “kıta-i kebîr”, 3 tanesi de günümüze kısmen ulaşan şiirlerdir.  2. 2. Şeyh Nûreddîn Brîfkanî (1790-1851)  Hayatı Şeyh Nûreddînîn babası Seyyid Abdülcebbar’dır. Soyu Şeyh Şemsedîn Ahlatî’ye dayanıyor. Şiirdeki mahlası “Nûrî”dir. 1205/1790 yılında Dihok’a 44 km. uzaklıkta bulunan ve Mizûrî Aşireti’ne ait olan Brîfkan köyünde doğdu. Abdullah ve Muhammed Emîn adlarında iki erkek kardeşi daha vardı ki Şeyh Nûreddîn bunların en küçüğüydü. Kendisi henüz küçük bir çocuk iken ailesi Brîfkan’a yakın bir köy olan ve Brîfkan gibi Mizûrî aşiretine ait olan Îtût köyüne yerleşen Şeyh Nûreddîn, burada babasının yanında Kur’an okumaya başlar ve on yaşında Kur’an’ın tümünü ezberler. Yine bu köyde babasından lugat ve temel dilbilgisi derslerini alır. Babası vefat ettikten sonra ilim tahsili için İmadiye ve Musul’a gider. Bu bağlamda kendilerinden ders aldığı bazı hocaları şunlardır:  1) Mela Yahya Mizûrî, 2) Musul Müftüsü Şeyh Abdurrahman ed-Dabbax, 3) Şey Hasan el-Habîtî, 4) Şeyh Suleyman el-Kurdî,  5) Mela Abdurrahman el-Mosilî,  6) Hayyatzade Şehabeddîn Ahmed Efendi, 7)Yûsuf Ramadanî, 8) Alî Efendi Mehderbaşî. Medrese tahsilini tamamlayıp icazet aldıktan sonra Îtût köyüne dönüp bir süre burada kalan Şeyh Nûreddîn, daha sonra Etrûş ve Beraş köylerine gidip bir süre bu iki köyde de kalır ve ardından doğduğu köy olan Brîfkan’a döner, vefatına kadar bu köyde kalır. Şeyh Nûreddîn üç tarikattan hilafetname almıştır. Dördüncü dedesi Şeyh Şemsedîn’den kendilerine intikal eden Halvetî Tarikatı hilafetnamesini babası Seyyid Abdulcebbar’dan, Kadirî Tarikatı hilafetnamesini Musullu Şeyh Mahmûd Kurdî’den, Nakşibendî tarikatı hilafetnamesini de yirmi yaşlarındayken Mevlana Halid’in halifelerinden Şeyh Abdulvehhab Şûşî’den aldı. Ancak Şeyh Abdulvehhab ile araları bozulunca yeni bir hilafetnameyi Şeyh Nûr Muhammed Şah el-Hindî’den alır. Ardından gittiği Bağdat’ta ikinci Kadirî Tarikatı hilafetnamesini de soyu Şeyh Abdulkadir Geylanî’nin oğlu Şeyh Abdurrezzak’a dayanan Şeyh Abdulkadir adında bir zattan alır. Hilafetname aldığı üç tarikattan en son Kadirîlik üzerinde karar kılıp yoğunlaşan Şeyh Nûreddîn bu tarikatı başta Musul, Erbil ve Behdînan bölgeleri olmak üzere Kürt mıntıkalarının birçok yöresinde yaygınlaştırmayı başarır ve binlerce mürit edinir. Gerek kendisi gibi Brîfkanî olan, gerekse başka yörelerden olan onlarca kişiyi halife olarak tayin eden Şeyh Nûreddîn’in Brîfkanîlerden halife tayin ettiği önemli şahsiyetler şunlardır:  1) Şeyh Abdullah Brifkanî’nin oğlu Şeyh Muhammed Brifkanî, 2) Şeyh Abdulhamîd Han Ertûşî, 3) Şeyh Alî Gelîrimanî, 4) Şeyh Hasan Brifkanî’nin oğlu Şeyh Mustafa, 5) Seyyîd Mustafa Brîfkanî’nin oğlu Seyyîd Abdullah, 6) Şeyh Abdullatîf Brîfkanî, 7) Şeyh Abdulcelîl Brîfkanî’nin oğlu Şeyh Hammad. Şeyh Feyzî Gilîremanî’nin kızı Halîme Hatun ile evlenen Şeyh Nûreddîn’in bu evliliğinden Pîroz, Fatma ve Safiye adlarında üç kızı olmuştur. Pîroz, amcası Şeyh Muhammed’in oğlu ile, Fatma da babasının halifesi Şeyh Abdulhamîd Etrûşî ile evlenmiştir. Safiye ise hiç evlenmeyip kendini babasının hizmetine adamıştır. 1268/1851 yılında Brifkan köyünde vefat eden Şeyh Nûreddîn’in mezarı bu köyde olup sevenleri tarafından ziyaret edilmektedir. Bir seyahati sırasında Şehrezûr’dan gelip Brifkan’dan geçen Şeyh Rıza Talabanî, bu sırada Şeyh Nûreddîn’in türbesini de ziyaret etmiş ve içinde şu beyitlerin de geçtiği Farsça bir şiir söylemiştir:   ‘Ezmê diyar çû kerdem zi Şehrezûr Oftad der diyarê Brîfkan me ra ‘ubûr Diyara gitmek azmiyle Şehrezûr’dan çıktım Brîfkan diyarına yolum düştü, oradan geçtim   Goftend în derîh-i qutbî zi ewliya est În merqed-i hebîb-i Xwuda Şêx Nûrî est Dediler ki bu türbe velilerin kutbunun türbesidir Bu mezar Allah’ın sevgili kulu Şeyh Nûrî’nindir   Ya Reb bi cah û hurmet-i în kutb-i evliya Curmê Riza bibexş ke fermûd “ene’l-xefûr” Ya Rab, bu veliler kutbunun yüzü suyu hürmetine Rıza’nın günahını affet; “ben affediciyim” demişsin    Şeyh Nûreddîn, büyük bir âlim ve mürşid olmasının yanı sıra, kalemi güçlü bir şair ve edip olarak da bilinmektedir. Geride Kürtçe, Arapça ve Farsça olmak üzere üç dilden yazdığı 33 eser bırakmıştır. Bu eserlerin listesi şöyledir:   1)el-Budûru’l-Celiyye fî ma Messet ileyhi Hacatu’l-fukara’s-Sûfiyye   2) Meramu’l-İslam   3) Menakibu’l-Gawsi’l-A’zam  4) Tuhfetu’l-Murîd ile’l-Kurbi ve’t-Tevhîd  5) Miftahu’l-Ma’şerat  6) el-Fethu’l-Erham lî Şerhi’l-Hizbi’l-A’zem  7) Tenbihu’n-Niyam  8) Dîvanu’l-A’caz  9) Îbrazu Dakaiki’l-Hakaik  10) el-Behce  11) Nazmu’l-Fenniyye  12) Adabu’l-Halve  13) el-Cevheru’l-Meknûn  14) Zuhretu’s-Salikîn  15) el-Fethu’l-Erham  16)  Telhîsu’l-Hikem   17) Resail ile’l-Hulefai ve’l-Murîdin  18) Buğyetu’s-Sûfiyye  19) Huccetu’l-Lehce  20) Kasîdetu Kurreti’l-Ayn  21) Manzûme  22) el-Kasidetu’n-Nûniyye  23) el-Kasîdetu’l-Hemziyye  24) Risale fî Hukmi’d-Duhan  25) Şerh ala Kasideti Şeyh Es’ad el-Mavsilî fî Zikri’l-Hulefai’r-Raşidin   26) Şiir Divanı (Farsça) 27) Divan (Kürtçe) 28) Şiir Divanı (Arapç) 29) Şerhu Kasaidi’l-Cedd el-Kutb Şemsedin el-Ahlatî  30) Minhacu’s-Salikin fi’t-Tasavvuf  31) Ta’lîkat ve Şurûh ale’l- Kasîdeti’l-Baiyye  32) Şerh ale’l-Kasîdeti’l-Baiyye fî İlmi’t-Tevhîd  33) Ta’lîkat ve Şurûh ale’l-Kasîdeti el-Lamiyyeti’l-Elifiyye  Kürtçe Şiir Dîvanı: Şeyh Nûreddîn, “Zuhretu’s-Salikîn” adını verdiği Kürtçe şiir divanını kendisi yazıp tamamlamış, ancak zamanla dağınık bir hal alıp yeniden toparlanmaya ihtiyaç duyulmuştur. Bu bakımdan Şeyh Memdûh Brîfkanî 1944 yılında bu şiirleri yeniden bir araya getirmeye başlamış ve 1966 yılında harflerin kafiye sırasına göre bunları yeniden divanlaştırmıştır. Zahid Birîfkanî de elyazması olan bu divanı 2002 yılında Erbîl’de yayımlamıştır. Zahid Brifkanî’nin yayımladığı divanın bu nüshasından başka halen elyazması olan bazı nüshaları daha vardır. Şeyh Muhammed Tahir Brifkanî ile Muhammed Selîm Çelkî’nin nüshaları bunlardan iki tanesidir. Şiirlerinin muhtevası adap, felsefe, aşk, tasavvuf ve toplumdur. Şeyh Nûreddîn, dinî ve tasavvufî şiirlerin yanında, toplumsal şiirlere de imza atmıştır. Örneğin aşağıdaki şiirinde Musul Araplarının ticaret ve alış veriş için bu şehre gelen Kürtleri ne tür hilelerle kandıklarını fark etmiş ve bundan duyduğu rahatsızlığı dile getirmiştir: Herçî ku ehlê Mosil in Musul’da bulunan bütün ahali Er ‘alim in er cahil in İster âlimi olsun, isterse cahili Bi hîlew hewalan kamil in Hile ve dolapçının mükemmeli Mîzan û bey’ û keylî ye Terazi, alış-veriş ve tartı işinde    Keyla Xwedê bi şer’ê şerîf Allah’ın soylu şeriatındaki tartıları Wan kêm kirin bêhed xefîf Eksik ayarladılar tanımadan sınırları Firyad ji Kurmancê ze’îf Güçsüz Kurmanc basıyor feryatları Ya Reb çi şehrê bi zulmê ye Allahım, ne zulüm var bu şehirde!   Miskîn rezê xo çê diket Zavallı (Kurmanc) bağına bakıyor Qûtê ‘eyalê pê diket Ailesinin geçimini onunla sağlıyor Barê kerê xo bar diket Satacağını eşeğinin sırtına yüklüyor Hajote rê pir tehlî ye Yola düşüyor çok yorgunluk içinde   Er fêkî ye er tûtin e Bazen meyve, bazen tütün oluyor Hindî bi destî keftine Neleri elde etmişse onları alıyor Kurmanc dibêt besî min e Kurmanc der ki: “Bu bana yetiyor Qûtê biçûkan kafî ye Çocukların azığına da yetmekte”   Zadê ‘eyalê kar diket Ailesinin azığını temin eder Barê kerê xo bar diket Yükünü eşeğin sırtına yükler Qesda cihê bazar diket Pazarın olduğu yere niyet eder Mosil ku meqsûda wî ye Musul’a gitmek var hedefinde   Hîna ke hat şehrê mezin Bu büyük şehre geldiği anda Beqal ewêt şaşik mezin Büyük sarıklı bakkallar orada Qewmê dirox tev hîlezin Bir kavim ki hepsi yalan dolanda  Şola ewan telbîsî ye Hep aldatmaktır onların işi de   Weqtê seharê roj ke hat Güneş’in doğduğu sabahki anlar  Nazil kirin sûq û cemat Cemaat olarak inip pazar kurdular Peyda kirin tê da xebat Pazar kurmak için çalışma yaptılar Gotin werin Kurmancî ye “Gelin, Kurmanc geliyor” dediler Çengal ku havêtne çuhal Hemen çuvallara çengel taktılar Kêşa bi sed hîlew hewal Yüz hile ve dolapla onları tartılar Talan kirin sahib ‘eyal Aile sahiplerini talan edip soydular Kurmanc nizanit ew çî ye Kurmanc bilmiyor neler dönmekte. Nîvek dizî barê feqîr Fakirin yükünün yarısını çaldılar Xewfa Xwudê nedhate bîr Allah korkusu nedir hatırlamadılar Çûbû ji bîrê zemherîr Cehennem zemheririni unutmuştular Ew cehnema pir pêtî ye O cehennem ki gür alevler var içinde



Çok Okunanlar

2024-10-22 17:54:57