Yerel >> Gündem Otuzbeş


Erdoğan'dan CHP lideri Kılıçdaroğlu'na 10 soru


Link [2022-06-01 20:50:29]



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle: "Ülkemizin önünü açan, ufkunu aydınlatan yasama çalışmalarına verdiğiniz katkılardan dolayı teşekkür ediyorum. Samimi çalışmalarınızı takdirle takip ediyorum. TBMM ne kadar verimli ve etkin çalışırsa ülkemiz hedeflerine o derece hızlı yaklaşır. TUSAŞ tesisini hizmete açtık, Konya-Karaman YHT'yi hizmete sunduk, organize sanayi bölgeleri eğitim merkezlerini hizmete açtık, Söke'de en büyük kağıt fabrikasını açtık, Giresun'da afet konutlarını teslim ettik, 1915 Çanakkale Köprüsü'nü hizmete sunduk, Tokat Havaalanı'nı açtık, Faselis Tüneli'ni açtık, İdlib'de ve diğer bölgelerde 100 bin briket evden tamamlananlarını açtık, Rize-Artvin Havalimanı'nın açılış töreninin gururunu paylaştık. İstanbul'a talan edilecek bir nimet olarak bakanlar, sadece Fethi sadece Osmanlı'yı değil, Cumhuriyeti de bizim yaptıklarımızı da anlayamazlar. Asıl olan gönüllerin fethedilmesidir. Bugün ecdadımızdan aldığımız ilhamla her yeri eman ve esenlik yurdu haline getirmenin mücadelesini veriyoruz. 29 Mayıs 1453'ü maziden atiye kurduğumuz köprünün en önemli ayaklarından görüyoruz. Ayasofya'yı yeniden açarak, fethin bağrındaki yarayı kapattık. Yüreği yaslı, mahzun Ayasofya ezanıyla İstanbul'un kalbinde yükselen sancak olarak medeniyetimizde yerini almıştır. Fatih'ten itibaren harap vaziyetteki İstanbul'un büyüleyici güzelliğe sahip olması Avrupalıları cezbetmiştir. ÇAMLICA KULESİ Çamlıca Tepesi neydi, bir kirlilik abidesiyle o kulelerle. Çevrecilik adına konuşanlar, 'Burada bir çevre katliamı var' demediler. Biz geldik, oradaki demir yığınlarını kaldırdık ve muhteşem bir tasarım olan Çamlıca Kulesi'ni diktik. Ana muhalefet bunlar kaçkın diyor, bunları buraya alamayız diyor, bunları göndereceğiz diyor. Aramızdaki fark bu, bunlar medeni değil, gayri medeni. Medeniyetimizin başkenti İstanbul'a ne yapsak, hangi hizmeti getirsek borcumuzu ödeyemeyiz. ATATÜRK HAVALİMANI Adını Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi olarak tescillediğimiz eser şehrin vahası, güzellik anıtı olarak insanımıza hizmet verecektir. Şu anda biz de öyle yapıyoruz. Dünyanın en modern, en işlevsel havalimanlarının başında gelen İstanbul havalimanı ülkemizin yüz akı olarak faaliyetlerine devam ediyor. Atatürk Havalimanı ise askeri havalimanı, sivil pistiyle kısmen bu vasfını sürdürecek. Biz yurt içi ve yurt dışı seyahatlerimizde Atatürk Havalimanı'nı kullanıyoruz. Yabancı devlet insanları da burada karşılanıyor. Biz Atatürk Havalimanı'na 1006 odalı şehir hastanesi yaptık 3 ayda. Ana muhalefetin hal binasını hastane takdim etmesi gibi milleti aldatma çabasında değiliz. Onlara o yakışır. Sancaktepe'de benzer bir hastaneyi yaptık. Bu iki hastanede de havaalanı var. Yurtdışında ölüme terk edilen vatandaşlarımız vardı ya, bizler oradan ambulans uçağımızla aldık, getirdik burada tedavileri devam ediyor. Dün yeni bir haber geldi, Almanya'da yaşlı ama artık ölüm vaki dediği hastamız var. Televizyonda gördüm, biz yine elimizden geleni yapacağız. Biz batının veya batılının yaptığı gibi ölümü gözleyenlerden değiliz, her an ölecekmiş gibi hazırız ama kalkıp bir hasta için de 'Bu entübedir, her an gidebilir' diye ağıtlar yakmayız. Rabbim bize verdiği emaneti bizler kullanmaya mecburuz. İSTANBUL HAVALİMANI İstanbul Atatürk Havalimanı'nı eski fonksiyonuyla devam ettirmeye çalışmak İstanbullulara haksızlık olacaktı. Türkiye'nin ve İstanbul'un daha uygun bir yerde yeni bir havalimanına ihtiyacı vardı. Yap-işlet-devret yöntemiyle Hazine'ye yük getirmeden ülkemize kazandırdık. Bu havalimanımız dünyada ilklerden, modern, lüks. Bu havalimanımızı daha da geliştiriyoruz. Yolcuların otel ihtiyacı için de gerekli desteği vereceğiz. Pistlerdeki eksiği de giderecekler. İGA belki de dünyada bir numara olacak. Kargo kısmı Atatürk Havalimanı olan yeni havalimanımızı büyütmeye devam ediyoruz. Atatürk Havalimanı'nda 5 milyon metrekare üzerindeki alanı millet bahçesi yaparak İstanbul'un hizmetine sunuyoruz. Fethi çağrıştırması için 145 bin 300 ağaç dikiyoruz. Vatandaşımızın her türlü ihtiyacını karşılayacak altyapı kuruyoruz. 350 yaşında zeytin ağacının da dikimini yaptık. Kayıtlara göre resmi rakam 560 bin kişinin katılımıyla bu program Bay Kemal dikkat et, 'Zulüm 1453'te başladı' dediniz. Senin avanen İstanbulumuzun başta Kadıköy olmak üzere duvarlara bunları yazdı. Yalan ve ifitra ile millet bahçesi projesi üzerinden bize saldıranlara en güzel cevabı orada verdik. Dünyanın hiçbir yerinde bir şehre böylesi yeşil alan kazandırma projesine karşı çıkacak tek bir kişi bulamazsınız. GÜYA ÇEVRECİLER, 'DURUN' DEMEDİ Ülkemizde birileri böyle bir hizmeti dahi siyaset malzemesi haline getirecek kadar ahlaklarını kaybetmiştir. Güya işi ağaç dikmek olan, işi şehirlerimizi daha yaşanabilir yerler olan pek çok kuruluş var. Bunlar çevrecilik ve ağaç sevgisi adına bizim yaptığımız her adımda karşımıza dikilmişlerdir. Beklerdik ki aynı çevreler yanımızda olsun, karşı çıkanlara 'Durun' desinler. Biz bu süreci çalışarak, durmadan, yılmadan devam ettireceğiz. Bunların derdi çevre, ağaç değil. Kendi kısır ideolojik saplantılarına, kendi yaşam biçimi dayatmalarına maskeleri düştü bir kez daha düştü. Bu ülkede bizden daha samimi, gayertli çevreci de yoktu, ağaç sevgisi bizden daha fazla kimse de yoktur. KILIÇDAROĞLU'NUN VAN ZİYARETİ Bizim yaptığımız her eser gibi İstanbul'daki millet bahçesine çamur atan Kılıçdaroğlu, Van'da terör örgütü ağızıyla konuşarak aklınca Kandil'e selam çakıyor. Bu şehri depremin ardından adeta sıfırdan inşa ettiğimizden haberi yok. Acaba kaç kere Van'da, Erciş'e, Edremit'e gittin? Bugüne kadar biz Van'a takribi 35 milyar harcama yaptık. Edremit adeta denize nazır villa haline geldi. Oraya öyle bir estetik kazandırıyor, Erciş öyle. Ama Bay Kemal'a sorsanız, Kağıthane'ye Kağıttepe dediği gibi buraya da benzer bir şey der, haritada yerini gösteremez. Van'da eğer bu PKK örgütünün uzantısı olanlar görevde olmuş olsaydı suyu olan bir Van bulamazdınız. Biz onların döneminde bile oraya DSİ'nin görevi olmadığı halde Van'a suyu götürdük. Büyükşehir belediye statüsünde olduğu için suyu kendisinin temin etme zorunluluğu vardı. İstanbul'u devraldığımızda İstanbul'un suyu yoktu. Kimden almıştık, CHP'den. Ama Bay Kemal bunları bilmez, o bilgi fukarasıdır, siyaset fukarasıdır. İstanbul'u, Ankara'yı yaşadınız. Van'da ilk gecede sizlerin yanınızda olan kimlerdi, Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarıydı. Devletin kaynaklarının terör örgütlerine aktarılmasının önüne geçmek için kullandığımız belediye başkan yönetimini öyle anlatıyor ki sanırsınız ses Kandil'den geliyor. Bay Kemal suyu akmayan musluğu açmak suretiyle çok büyük yatırım yaptığını söyleyecek kadar büyük zavallı. CHP'li belediyelerdeki yolsuzluk operasyonlarını destekleyeceği yerde, belediyeleri engelleme diye takdim ediyor. Hırsızın sırtını sıvazlayan daha büyük hırsızdır. Kılıçdaroğlu safını belli etmiştir. Bu zat inanın yalancı. Bu zat omurgasız, bu zat bir proje, bu zat bir aparat. Kaset komplosundan bugüne Türkiye'nin milli çıkarlarına karşı savaş vermekten başka bir şey yaptığını gördünüz mü? "ŞAKIR ŞAKIR ÖDEMEYE MECBURSUN" Ne diyorlar; biz gelirsek bu işleri alan müteahhitlere ödeme yapmayacağız. Siz ne cinssiniz? Devlette devamlılık esastır. Söke söke bu ülkede hukuk var. Şakır şakır ödemeye mecbursun. Bu CHP'li diye ödemeyin demedik, şakır şakır ödedik. Bizde böyle bir kin yok. Demirtaş'ından Kavalasına ülke ve millet düşmanı teröristleri savunmaktan, Ankara'dan İstanbul'a yürümekten başka çabası var mı? ABD'deki yurt binasını diline dolan kişinin FETÖ'nün, PKK'nın faaliyetlerinden şikayetçi olduğunu görmedik. Kılıçdaroğlu kime hizmet ediyor? Muhammed Ali'nin çiftçiliğine de öğrencilerimizin hizmetine sunarak bu zatı daha da çatlatacağız. Bu zatın yaptığı her iftirayı burnundan getrmek de öteki dünyada yakasına yapışmak da boynumuzun borcu. Bizim ailemizle uğraşanların cemazi evvelini ortaya dökmesini biliriz, bize yakışmaz. 'Kaçacak' iddiasından, yurt binasına kadar pek çok meselenin etrafında dönüp durması bir proje olmasındadır. Bu tipler omurgasız oldukları için önce senaryoya, sonra kitlenin rengine göre her şeyi söylerler sonra inkar ederler. Sefil halini, 'Korkudan içeri kaçtılar' diyecek kadar bu karikatür tip için harcadığımız her nefese acıyoruz. Biz doğruları yüzlerine çarpmayınca daha büyük yalanlara, daha iftiralara sarılan bu hadsizlere ağızlarının payını vermeye katlanıyoruz. 6'LI MASA TOPLANTISI 2023 yılı haziran ayında yapılacak seçimde rakip gördüğü herkesi ya kendine tabi kıldı ya da saf dışı bırakmaya başladı. Konu kendi siyasi ikbali olunca ya benimle olun ya da yolumdan çekilin diyerek nasıl şahinleştiğini ibretle takip ediyoruz. Cezaevinden biri kendisine ayar verdi ama hiçbirinin sesi çıkmadı. Herhalde soluk boruların tutan el ses çıkarmalarına izin vermedi. Buradan Kılıçdaroğlu'na sesleniyorum. Birkaç soru sormak istiyorum. Kesin, net cevap vermesini istiyorum. Kendisini muhatap almaya başlayabiliriz. - PKK'dan YPG'ye, tüm terör örgütlerini, en şiddetli şekilde lanetliyor mu, lanetlemiyor mu? - Türkiye'nin PKK ve YPG'ye karşı yürüttüğü sınırötesi harekatlarını destekliyor mu desteklemiyor mu? - İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyelği konsunda kendi devletinin izlediği politikaların yanında mı değl mi? - Türkiye'nin Akdeniz ve Ege'de verdiği milli mücadelede ülkesinin safında mı, karşımızdakilerin safında mı? - Dünyanın salgın ve savaş sebebiyle yaşadığı krizin ülkemize etkileri karşısında mücadelemize en azından ilkesel olarak destek veriyor mu, vermiyor mu? - Siyaseti ülkenin ve milletin ali çıkarları üzerinde yürütmeye var mı yok mu? - Siyasi stratejilerni yabancı ülke temsilcilerine onaylatmak yerine ülke kamuoyuyla belilrmeye yönelecek mi? - 1000 yıldır kanlarımızla sulayarak ebedi vatanımızda tüm değerleri, sembolleriyle asil bir devletin evladı gibi hareket etmeyi kabul ediyor mu? - Partisi içinde her türlü terör örgütü destekçisini, hırsızı, tacizciyi tasviye etmeyi düşünüyor mu? - 2023'te yüreği yetip cumhurbaşkanı adayı olacak mı olmayacak mı? Bu soruları uzatmak mümkün. Bunlara vereceği cevaplara razıyız. GEZİ PARKI EYLEMLERİ Bu teröristler, eşkıyalar bira şişeleriyle caminin içini pislemişti. Bunlar çürük, bunlar sürtük. Kamu binalarının, polis araçlarının, işyerlerinin, otobüslerin, sokakların yıkıldığı Gezi olaylarının arkasında hangi güçlerin olduğunu tarih de yazıyor. Bunlardan bu millete hayır gelmez. Bunlar ancak terör sevicilerle beraber. Dün 15 Temmuz Şehitleri Köprüsü'ne çıkıp hakaret edip pankart asmaya çalışan tipler bunların somut örnekleridir. Bu siyasetçi kılıklı provokatörler terbiyesizliklerinin hesabını verecektir. Bu ne densizlik, edepsizliktir. Sen milletvekili olsan ne yazar. Polise rağmen aşamazsın, asamayacaksınız. Hukuk önünde hesabını vereceksiniz. Kültür sanat etkinlikleri üzerinden milletimizi birbirine düşümeye çalışanları kendi silahlarıyla boğmaya mecburuz. Beyoğlu Kültür Festivali en güzel cevabımızdır. Gezi olaylarının planlı ve alçak kalkışma olduğunu boşuna söylemiyoruz. Yatırımcıların çıkışan, dövizin yükselmesine kadar halen boğuştuğumuz sorunun başlangıç noktası Gezi hadisesidir. Maddi tahribatın bedeli 1,5 milyar dolar. Bu hadise arkasından gelen tüm oyunların, tuzakların işaret fişeğidir. Gezi olaylarıyla yapamadıklarını FETÖ'nün emniyet-yargı darbe girişimiyle ülkenin meşru hükümeti devirmeye kalkarak tekrar denediler. PKK'yı ve siyasi uzantılarını harekete geçirip çukurlar açarak o bölgenin güzelliklerini rezil ettiler. Sinsi senaryolar paramparça olunca, 15 Temmuz'da askeri darbe yapma cüretinde bulundular. Sınırlarımız boyunca terör koridoru oluşturma gayretlerini sınırötesi harekatlarımızla akamete uğrattık. Ekonomimizi kur-faiz-enflasyon şer üçgeni üzerinden hedef alan saldırılara karşı kararlılıkla mücadele ettik, ediyoruz. EKONOMİDE YAŞANANLAR Ekonomide büyük bedeller ödedik, ödüyoruz. Kendimize yeni yollar, araçlar bularak yatırım-istihdam-üretim-cari fazla yoluyla büyümeyi sürdürecek TEM'i hayata geçirmeyi başardık. Geçtiğimiz yılı yüzde 11 büyüme ile kapatmıştık. İlk çeyrek yüzde 7,3 olarak açıklandı. İstihdamda tarihimizin rekorunu kırdık. Vatandaşlarımızın sıkıntılarını biliyoruz ancak küresel dalgalanmaların etkisiyle benzer sıkıntıların tüm dünyada yaşandığını unutmamalıyız. Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sarılarak çalışmaya devam edersek bu süreci de en hasarla atlayacağız. Hiçbir insanımızı yokluğun, yoksulluğun pençesine terk etmeyeceğiz. Tarım Kredi Kooperatifimizin açtığı mağaza sayısı 1300'e ulaştı. Bunu da 3 bine çıkarmak. Tedbirleri adım adım hayata geçireceğiz. İşçisiyle, işvereniyle, esnafıyla, emeklisiyle herkesimin sıkıntılarına çare olcak paketler hazırlıyoruz. Gençlerimize, kadınlarımıza, esnafımıza devlet bankaları başta olmak üzere her türlü desteği vereceğiz. NATO ÜYELİKLERİNE KARŞI OLDUĞMUZU İLAN ETTİK Güvenlik sorunlara kayıtsız kalan batı dünyası Karadeniz'in kuzeyinde çıkan çatışmada kendini benzer durumda buldu. İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyelik başvurusu böyle bir süren ürünüdür. Biz terör örgütüne verdikleri destek nedeniyle üyeliklerine karşı olduğumuzu ilan ettik. NATO terör örgütlerine destek kuruluşu değildir. YUNANİSTAN İLE ANLAŞMAYI BOZDUK AİHM'in önünde çadırlar kurmak suretiyle para topluyorlar. Bunlar göz önündeyken biz bunlara gelin diyebilir? Bunu bizden önceki yönetimler Yunanistan'a yaptı. Yunanistan 5+4, ABD'nin 9 üstünün Yunanistan'da kurulmasına imkan hazırladı. Bizim Yunanistan ile Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey anlaşmamız vardı, bozduk. Biz şahsiyetli dış politikadan yanayız. İkide bir uçaklarınla bize gösteri yap. Kendine gel, tarihten hiç ders almıyor musun? Türkiye ile dans etmeye kalkma. Şu anda bunlarla ikili görüşmeleri de yapmıyoruz. Bu Yunanistan yola gelmeyecek. Ne zaman bu yanlışlarından döner... Biz bunlardan bıktık, dürüst olacaksan karşımızda koltuğun hazır. PKK ve uzantısı kuruşları temsilcilerini üst düzeyde ağırlayanların bizim terörle mücadelemize saygı duydukları sözleri inandırıcı değildir. Bizle görüşmeye geldiklerinde akşam devlet televizyonunda Salih Müslim'le görüşme yapıyor. Bizi değil, kendilerini kandırıyorlar. OLASI SURİYE HAREKATI PKK yandaşlarının faliyetlerini sivil toplum görünümüne sokarak desteklerken bizim vatandaşlarımızın faaliyetine karşı çıkanlar faşisttir. Türkiye'ye parasıyla vermedikleri silahları, teçhizatları terör örgütüne bilabedel aktaranlar hukuk devleti değil, terör devleti sıfatını hak eder. Teröriste böylesine pervasızca yol veren ülke mi tehdit karşısında bizimle mücadele edecek? Bizim güney sınırlarımızı teröristlere karşı yürüttüğümüz harekatlara işgal diyenler mi yanımızda olacak? Bu sorulara kesin, net cevaplar bulmadan tavrımızı değiştirmeyeceğiz. Güney sınırlarımız boyunca 30 km derinliğinde güvenli bölge oluşturma çabamızın yeni safhasına geçiyoruz. Tel Rifat ve Münbiç'i teröristlerden temizliyoruz. Ardından da aşama aşama diğer bölgelerde aynısını yapacağız. Buna kimler destek verecek, kimler köstek olacak göreceğiz."



Çok Okunanlar

2024-11-05 12:22:14