İçtihat Bülteni'nden edinilen bilgiye göre, vefad eden Z.G. isimli vatandaşın emekli ikramiyesi yasal mirasçılarına devredildi. Z.G.'den alacaklı olan kamu kurumu, emekli ikramiyesinin iadesi için icra takibi başlattı. Mirasçıların itirazı üzerine takip durduruldu. Kamu kurumu bu kez 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'ne müracaat etti. Davacı kurumun avukatı, borçlu olan Z.G.'in mirasının en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararıyla reddedildiğini hatırlattı. Mirasçıların avukatı, davacının alacağını takip ettiği icra dosyasında haciz konulan murisin (miras bırakan) emekli ikramiyesi ve maaşının terekeye (ölen ya da gaipliğine karar verilen kişilerin mal varlığı, hak ve borçlarının tümüne verilen ad) dahil olmadığını belirterek, mirasçılara ait olduğunun tespitini ve terekenin bu şekilde tasfiyesini savundu. Mahkeme, iflasın kapanmasına hükmetti. Karar, mirasçıların avukatı tarafından emekli ikramiyesi ve maaşının terekeye dahil olmadığı gerekçesiyle temyiz edildi. ‘KANUN GEREĞİ’ Emsal nitelikte bir karara imza atan Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, emekli ikramiyesinin mirasçılar tarafından alınmasını yerinde buldu. Kararda, ölenin en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından reddolunan mirasın sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edildiği hatırlatıldı. Tasfiye sonunda arta kalan değerlerin, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceğinin vurgulandığı kararda, “Z.G.'ye kamu emeklisi olması nedeniyle 40 bin lira emekli ikramiyesi tahakkuk ettirilmiştir. Mahkemece, emekli ikramiyesinin Kanun gereği hak sahibi mirasçılara ait olmasına karşın tereke çerçevesine dahil edilerek tasfiyeye tabi tutulmuş olması doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir” denildi.