İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Akşener'in konuşmasından satır başları: *Ülkemizin uzun zamandır içinde bulunduğu kara komedi başroldeki bay krizin adeta oscarlık performansıyla geçtiğimiz haftada devam etti. ERDOĞAN’IN “AÇ KALAN YOK” AÇIKLAMASINA YANIT *Saraydan çıkamayan, marketi, çarşıyı, pazarı unutan, vatandaşlar iki kelam edemeyen sayın Erdoğan, ‘Birileri aç kaldık diyor. Vicdansızlık yapma ne aç kalması. Aç kalan falan yok’ dedi. *Bu sözler bu ülkenin cumhurbaşkanına ait. En son geçinemeyen insanlarımıza şükürsüz demişti şimdi de vicdansız olunmuştu. *Gerçekten ibretlik. Yoksulluğu bitirmek için gel, beş, on, on beş maaşlı danışmanlarla hayat sürdür. Allah aşkına biz başka ülkede mi yaşıyoruz? *Sarayda oturan milletin halinden anlamıyor. Artık ülkesinde yaşananları bile bilmiyor. Sayın Erdoğan ayıptır, günahtır. Böyle bir kibir olabilir mi? Reddettiğin açlığı ben sana anlatayım. *TÜİK’in verilerine göre bile Nisan ayında gıda fiyatları bir önceki yıla göre yüzde 89 artı. Sen ve maaş manyağı yaptığın tapınak şövalyelerin hep bir ağızdan bütün dünyada enflasyon var diyeceksiniz. *Matematik, aynı tarih ve ekonomi gibi, senin pek kuvvetli olduğun bir alan değil. O nedenle, bu sayıları daha rahat anlaman için başka şekilde anlatayım. *Geçen sene Nisan ayında, 1000 liraya aldığımız gıda ürünlerini bu yıl nisan ayında alabilmemiz için, 1890 lira gerekiyor. Enflasyon canavarına esir düşen Almanya'da ise, 1000 Avro olan alışveriş, 1080 Avro'ya çıkmış. “Aç kaldık” diyene, vicdansız diyorsun ya… *TÜRK-İŞ'e göre 4 kişilik bir hanenin sağlıklı beslenmesi için yapması gereken gıda harcaması, geçen seneye göre yüzde 108 artmış. Yani geçen sene, 2897 lira olan açlık sınırı, bu sene 6018 lira olmuş. *Yani açlık sınırı toplamda 3121 lira yükselmiş. Peki övünmeye doyamadığın, asgari ücret artışı ne kadar? 1427 lira… Yani açlık sınırındaki artışın, yarısı bile değil. Şimdi söyle bakalım, bu durumda, kim vicdansızmış Sayın Erdoğan? *Söyle bakalım Bay Kriz, vicdansız kimmiş görüyor musun? Eserinle gurur duyuyor musun? *Memleketi sürüklediğin uçuruma bakıp, övünüyor musun? Milletimizi düşürdüğün hâle bakıp, eğleniyor musun? *Gördüğün rüyadan, artık uyan! Gerçeklerle, artık yüzleş! O saraydan artık çık Sayın Erdoğan! Böyle devlet yönetilmez. Ayıptır, günahtır. SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİNE TEPKİ *AK Parti iktidarının beceriksiz ellerinde Türkiye artık bir sorunlar yumağı haline geldi. Barınma, hayat pahalılığı, sığınmacı, adalet sorun. *Bunların dışında onlarca farklı sorunumuz daha var. Nedense bu sorunların hiçbiri iktidarın gündemine giremiyor. *İktidara göre en önemli sorun internette yayın yapan haber siteleri. Hiç utanmadan, zerre sıkılmadan Meclis’e ‘sosyal medya kanun teklifi’ getirdiler. *Beğenmedikleri her şeyi suç haline getirmeye, ortadan kaldırmaya bayılan AK Parti iktidarı şimdiden sosyal medyanın ölüm fermanı sayılabilecek yeni bir kanun teklifiyle karşımıza çıktılar. Bu arkadaşlara artık yandaş medya kanalları yetmiyor. *İnternet sitelerine de sipariş haber yaptırmak istiyorlar. Endişe, korku ya da panik yaratanlar… Memlekette endişe, korku ya da paniği kim tetikliyor? *Camide içki içtiler diye yalan söyleyip milleti kışkırtan kimdi sayın Erdoğan? Bu yasaya göre önce kendini tutuklaman gerekiyor. Kabataş yalancılarını besleyip büyüten, onlara kol kanat geren kimdi? *Bu durumda en azında Kabataş yalancılarını da tutuklaması gerekiyor. Hazır eli değmişken mesela terörist başının mektubunu çarşaf çarşaf yayınlayanlarını, kardeşiyle Kandil’de röportaj yaptıran TRT yöneticilerini de tutuklaması gerekiyor. *Mesela İstanbul seçimlerinde hile var diyenleri de tutuklaması gerekiyor. Dizinin dibinde örgütçülük oynayan SADAT’çıları da tutuklaması gerekiyor. *Saray’ın yandaş medyasında bir tane doğru haber yok. Sayın Erdoğan, eğer yalan haber yasaksa sabahtan akşama yalan söyleyen, iftira atan yandaş kanalları kapatacaksın. *Eğer yalan haber yasaksa, enflasyon tahminlerinin tamamı yanlış çıkan emir erin Merkez Bankası Başkanı'nı görevden alacaksın. *Açıkladığı yalan yanlış enflasyon rakamlarıyla, milleti kandıran TÜİK Başkanı'nı hemen kapının önüne koyacaksın. Eğer yalan haber yasaksa, emeklilere ve asgari ücretlilere, 1 Mayıs'ı işaret ederek zam umudu dağıtan, Çalışma Bakanı'nın affını isteyeceksin. *Bak Sayın Erdoğan bu aziz millet, senin demokrasiye ayar verme sevdandan da özgürlükleri her fırsatta çiğnemenden de bıktı, usandı. *Sen önce, kendi diline hakim ol. Sen önce, kendi nefretini, kendi öfkeni dizginle. Sen önce, kendi kapının önünü temizle. İllaki bir ayar vermek istiyorsan, önce kendi çevreni hizaya getir. *Yıllardır milletimizi birbirine düşürerek, ‘Sen ocusun, sen bucusun' diyerek kutuplaşmadan beslenen sen değil misin? Bu kanunu, geriye doğru işletsen, senin müebbet alman gerekiyor. *Çünkü bu ülkede vatandaşı birbirine düşürme konusunda hiç kimse, senin eline su dökemez Sayın Erdoğan. Bu kadar basit. “EYVAH EYVAH UZAY YANDI” *Bir de başımıza uzay macerası çıktı. Yeryüzündeki her şeyi hallettiler, bir de uzaya gideceklermiş. Eyvah. Uzayda maden ararlar mı? Acaba orman var mı? Ormanı yakarlar mı? Beşli çeteye arsa yaparlar mı? Eyvah, eyvah uzay yandı. *Aslında bu ülkemiz için hayırlı bir gelişme. AK Parti iktidarı gibi beceriksizliği adeta kurumsallaştırmış bir kadronun elinde uzay yolculuğunun nasıl olacağını varın siz düşünün. Mars’a gidelim derken Jüpiter’e inerlermiş. Ay’a gitmek yerine kara deliğe girerlermiş… Uzaya giden gitti zaten. *Mesela döviz kuru, mesela enflasyon uzaya çıktı. Mesela gıda fiyatları uzaya çıktı. Hatta Mars’ı geçti Jüpiter’e varmak üzere. “GETİRİN SANDIĞI…” *Siz onların peşinden astronot göndereceğinize seçim tarihini açıklayın da millet sizi uzaya mı, evinize mi nereye gönderiyor tüm gerçekliğiyle bir görün. *Türkiye elbette uzaya gidecektir ama bugün milletimiz ihtiyacı seçimdir. İYİ Parti’nin beklediği şey seçimdir. Getirin sandığı bu ucube sistem gitsin. Getirin sandığı İYİ’lerin şafağı artık söksün. DİJİTAL DÖNÜŞÜM VE YÖNETİM SİSTEMİ Ekonomide 4’üncü sanayi devrimiyle birlikte, sanayi ve toplumdaki değişimi anlatan Akşener, şu ifadeleri kullandı: *4’üncü sanayi devriminin, Teslism tartışıldığı dönüşüm dönemindeyiz. Eskiden üretimin odağı üründü, sonra tüketicinin ihtiyaçları görünür oldu. *Sonra markaların tüketicilerle konuşması geldi, marka aidiyeti geldi. Artık bu saydıklarımın yanında insan merkezli yeni bir anlayış iş dünyasına girdi. Markalar sürdürülebilirlik, karbon ayak izi, cinsiyet eşitliğini de benimseyerek müşterilerle insani alanda iletişime geçiyor” dedi. *Bu gelişmeler doğrultusunda hayatımızda dijitalleşmenin tetiklediği yönetim anlayışı var. Bir anlamda dijital meşveret. Biz bunu başaracağız. İYİ Parti dünyanın gerisinde kalan, 1920’lerin dünyasına giden bu anlayıştan Türkiye’yi kurtaracak.