Yerel >> Günaydın Gazetesi Adana


“MÜZİK HARAM DEĞİL RUHUN GIDASIDIR"


Link [2022-04-26 08:57:09]



HÜSEYİN SUNGUR    Adana Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı’na bağlı Konservatuvar Şube Müdürü Ali Dağıstanlı, Adana’nın farklı kültürlerin kesişme noktası olduğunu belirterek, “Nereye gidilecekse Adana’dan geçiliyor. Dolayısıyla Adana hem kesişme noktası, hem de bereketli topraklardır” dedi.   Kentimize gelenlerin Adanalı olduğunu ifade eden Dağıstanlı, “Şu anda düşünün Adana ile simgeleşmiş, Adana’yı anlatan, Adana deyince akla gelen sanatçılar, yazarlar aslen Adanalı değil. Yılmaz Güney’inden tutun Yaşar Kemal’ine, Adana’yı en çok işleyen Orhan Kemal, Müslüm Gürses, Adanalı değil. Ama Adanalı olmuşlar. Başka yere giden kendi kültürünü oraya yerleştiriyor. Buraya gelen Adana’ya yerleşiyor” diye konuştu.   Adana Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı’na bağlı Konservatuvar Şube Müdürlüğü olarak bir çok projeleri olduğunu anlatan Dağıstanlı, “Projelerimizle pandemi döneminde dahi hız kesmedik.  Yayladan denize diye bir proje koyduk. O projelerde ilçelerden deniz sahilindeki yerleşim yerlerine kadar konserler verdik. Tiyatro gösterileri, halk oyunları, sanat müziği, halk müziği gibi etkinlikler koyduk. Daha sonra Adana’nın mahallelerinde de bu projelerimizi uyguladık” şeklinde konuştu.   Tüm dünyayı ve ülkemiz ile kentimizi etkisi altına alan Covid-19 virüsünden insanların olumsuz şekilde etkilendiğinin altını çizen Konservatuvar Şube Müdürü Ali Dağıstanlı, “Pandemi döneminde karamsarlığı dağıtmak, insanlara moral vermek amacıyla birşeyler yapmaya çalıştık bunda da başarılı olduğumuza inanıyorum. 1987-90 yılları arasında Adana’daydım, sonra Gaziantep’e üniversiteye geçtim. 30 yıl sonra geri geldim. Buraya ben çağrılmadım, kendim geldim ve göreve talip olduğumu söyledim. Zeydan Karalar Başkan ile görüştüm ve olumlu karşılandı, sonrasında göreve başladım. Önce görevlendirme ile, sonra da kadro ile geldim. Yıllardır edindiğim birikimimi kendi memleketime aktarayım istedim” diye konuştu.   Gaziantep’de görev yaptığı yıllarda Adana’yı takip ettiğini belirten Dağıstanlı, “Süreç içerisinde uzakta da olsak izliyor, takip ediyordum. Burasını daha önce okul yapmıştık. Daha sonra burası üçüncü plana atılmış. Burası müzisyenlerin toplandığı, halk tabiriyle çalgıcılar dairesi gibi duruma getirilmiş. Burası son 4 yıldır okul gibi 2 yıla düşürmüşler. Zaten o eğitime verilen önemi gösteriyor. Ben geldim, yönerge hazırladım yönergemiz onaylandı ve tekrar 4 yıla çıkarıldı. Hem eğitim hem de bu tür etkinliklerle halkla bütünleşmek amacımızı ortaya koyduk” dedi   ‘Filozuflardan, Konfiçyuslardan tutun herkes kültür ve sanata önem verir” diye konuşan Dağıstanlı, “Bu kişiler sanata önem verir ve toplumlar için sanatın önemli olduğunu söyler. Toplumların dönüşü olumlu ya da olumsuz sanata verdiği değerle doğru orantılıdır. Eğer bir ülkenin sanatı, kültürü gerilemişse ekonomisi de bozulur. Mesela Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atütürk’ün bir sözü var ‘Herşey olabilirsiniz, sanatçı olamazsınız.’ Cumhurbaşkanı bile olabilirsiniz, ama sanatçı olamazsınız…”   Adana Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı’na bağlı Konservatuvar Şube Müdürlüğü olarak yaz dönemi çalışmalarının yoğun geçeceğini vurgulayan Dağıstanlı, “Yaz döneminde biz yine halkla bütünleşme etkinlikleri yapacağız. Mahalleler ve ilçelerde aynı zamanda yaz kursları açacağız. Yaz günlere çocuklarımız buraya gelerek kurs görebilecekler. Adana’da irili ufaklı bir sürü kurs veren yer var. Buradakiler ehliyetsiz, diplomasız. Oralara çocukların velileri para veriyor. Bizim burası ücretsiz olacak. Aynı zamanda ehliyetli işinde yetenekli hocalarımız tarafından kurslar verilecek” diye konuştu.   Yüreğir ilçesinin uzun yıllardan bu yana üvey evlat muamelesi gördüğü ve etkinliklerden  mahrum bırakıldığının hatırlatılması üzerine Dağıstanlı, şöyle konuştu: “Portakal Çiçeği Festivali başlamadan önce biz tüm ilçe belediyelerinin kültür müdürlerini davet ettik. Bu işi birlikte yapalım dedik. Yapacağımız etkinlik herhangi bir belediyenin değil Adana’nın diye anılsın istedik. Ancak, biz Büyükşehir belediyesi olarak tabi ki öncülük yapacağız. Ancak, ilçe belediyeleri de siyasi fark gözetmeksizin şunu yapabilirim desin dedik ve toplantı yaptık. Yine olmadı.”   Yüreğir’de yaşayan insanların çocuklarının kötü yola sapmaması, uyuşturucu batağına saplanmaması için bu ilçede etkinliklere hız verilmesi gerektiğinin söylenmesi üzerine de Dağıstanlı şunları söyledi, “Bu kaygılardan dolayı biz pandeminin hemen öncesinde bir proje geliştirdik. Tesadüfe bakın ki aynı projeyi Adana Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube de düşünmüş. Emniyet yetkilileri ile Yüreğir ilçesine tiyatro, müzik, spor götürelim biçiminde birkaç toplantı yaptık. Pandemi döneminde yasaklar olduğu için beklememiz söylendi. Pandemi dönemindeki yasaklar bizleri haliyle engelledi. Benim projem, okulları tarayıp yetenekli çocukları keşfedip onlara ücretsiz kurslar verip sanata kazandırmaktı. Buraya gelemeyecek çocuklara Yüreğir’de bir yer temin edelim ve biz buradan eleman gönderelim. Projemiz buydu. Sorunlar üst üste binince öncelik sırası değişti. Pandemi tüm enerjimizi  olumsuz etkiledi. Örneğin burada çalışanları seferber ettik ve maske üretmeye  başladık. Çünkü, maske sorun oldu. Burada konservatuvar elemanları, personel hep birlikte gündü 10 bin civarında maske üretip kendimiz dağıttık. Bu bizim işimiz değil demedik.”   Sanatçının özgür düşünceli olması gerektiğini ifade eden Dağıstanlı, sanatçının hayal kurduğunu belirtti. Dağıstanlı, “Sanatçı hür düşüncelidir. Özgür düşünceli olan sanatçı hiçbir kimseye biat etmez. Bu nedenle biz sanata ve sanatçıya çok önem veriyoruz. Toplumun olumlu yönde dönüşümü sanatla mümkündür. Sanatla yol açarsınız, bilimle de ispatlarsınız. Sanat her zaman için bilimin bir adım ilerisindedir. Neden, çünkü özgürdür, hayal kurar. Bunun örnekleri var. Daha denizaltı icat olmadan sanatçı romanını yazdı. Bir hayal kurdu, bilim bunu ispatladı. Bilim ispatlayınca denizaltılar çıktı ortaya. Yani bu nedenle sanat bazılarının dediği gibi günlük boş vakit geçirme aracı değildir. Sanat bir yaşam biçimidir. Hangi meslekten olursanız olun mutlaka bir sanatla ilgilenirsiniz. Yurt dışına gidip gördük, hangi meslek grubunda olursa olsun bir enstirüman çalıyor, mahalle koroları kurulmuş. Toplanıp uyum içerisinde şarkılar söylüyorlar.” diye konuştu.   Eğitim ve din anlayışının da çok önemli olduğuna değinen Dağıstanlı, konuşmasını şeyle sürdürdü: “Sanatın ve müziğin din anlayışındaki yorumu da çok önemlidir.  İslam dinini yorumlayanlar müziğe günah ve haram demiş. Camilerimizde haram olduğu için yapılmaz ama kilisede koro okunur. Bunun anlamı şudur. Koro dediğimiz çoğunluk ortak duygular paylaşıyor. Ortak duyguları paylaşan kişiler ortak eylem yapar. Duygular toplumu kaynaştıran bir olgudur. Bizlere yüzyıllardır günah çalgıcımı olacaksın diye aşılanmış Burada din olgusunun yanlış anlatılmasıdır”   İki tane hoca ile tartıştığını hatırlatan Konservatuvar Şube Müdürü Ali Dağıstanlı, “Bu tartıştığım hocalar belli bir hoca değil, Belli bir cemaatte yetişmiş doktor falan bunlar. Çok iddialı konuşuyorlar. Birkaç kişi bana hocam hocam dedi. Bana ne hocası diye sordular müzik hocasıyım dedim. Müzik haram dediler. Bir dakika dedim neye göre haram. Ben araştırmacıyım. Siz bana neye dayandırdığınızı söylerseniz yazacağım dedim. O zaman da doktora tezi veriyorum. Hangi ayette yazıyor, hangi surede yazıyor. Bu Allah’ın kelamı Kuranda böyle yazıyor dediler. Bana ayeti söyleyin hangisi diye sordum. İkisi birbirine hangisi falan diye sormaya başladı. Söyleyemediler. Sonra ben araştırdım, buldum. Dayandırdıkları noktaya bakın. Anlamadan, dinlemeden birilerinden duyarsa böyle olur. Lokman Suresi 6. Ayette deniyor ki özet olarak, ‘Allah adını unutturmak için bazı insanlar boş sözler söylerler. Siz onlardan olmayınız. Bu o günün yorumcuları bu boş sözün içini doldurmuşlar. Zevki sefa unutturur, müzik haram, resim haram demiş yorum yapmışlar. Şimdi toplum bunu bilseydi böyle bir şey yok derdi. Buna haram diyenler şunu düşünemiyorlar. Ezan okunuyor, makamla okunuyor. Mevlit okunuyor, makamla okunuyor. Biz buna müzik haram değil. Ruhun gıdasıdır diyebiliriz. Sanatı, kültürü, müziği geriye götüren dayatmalardır. Sanatımız geliştikçe, özgür düşüncemiz daha gelişecektir.”     Adana Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı’na bağlı Konservatuvar Şube Müdürlüğü olarak güçleri oranında çeşitli etkinlikler yaptıklarını belirten Dağıstanlı, “Çocuk şenlikleri yapıyoruz. Mahallelere gidiliyor, çocuklara yönelik hediyeler veriliyor. Mesela bağlama günleri yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Bağlamanın bir çalgıdan ibaret olmadığını anlattık. Bağlama Anadolu tarihidir, Türk tarihidir. Bağlama Anadolu’nun parmak izidir. Tarihsel süreci anlattık. Bizim çalışmalarımızı diğer illerin ve ilçelerin belediyeleri görüp örnek alabilir, almalılar da” şeklinde konuştu.  



Çok Okunanlar

2024-10-04 04:29:12