Yerel >> Edirne Gazetesi


YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE'Yİ KURMAK ZORUNDAYIZ, KURACAĞIZ


Link [2022-01-22 18:31:23]



Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcı Mustafa İriş, “Yeniden Büyük Türkiye’yi kurmak zorundayız. Ve Allah’ın izniyle de kuracağız.”dedi. Genel Başkan Yardımcısı İriş, partisinin il başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, acısıyla tatlısıyla bir yılında daha tamamlandığını söyledi. Dünyada hızlı bir teknolojik gelişim yaşandığını ifade eden İriş, buna hazırlık yapmayanların değer kaybedeceğini vurguladı. Gelişimleri iyi algılamanın geleceği yakalamanın anahtarı olduğuna işaret eden İriş, "Çevremizde, dünyamızda neler olduğunu algılamadan ülkemizdeki ve yakın çevremizdeki olayları kavramakta zorluk çekeriz. Doğru, isabetli kararlar veremeyiz." dedi. İktidarın politikalarını eleştiren İriş, Türkiye'nin yönetiminde son 20 yıldır aynı kadroların yer aldığını belirtti. Eleştirdikleri kadar iyi şeyler yapıldığında alkışlamayı bildiklerini "kuru kuruya" muhalefet anlayışında olmadıklarını vurgulayan İriş, şöyle devam etti: 2021 SONUNDA BORÇLARIMIZ 2 TRİLYON 400 MİLYAR TL’YE ULAŞMIŞKEN, 2021’DE 4,5 MİLYON KİŞİ İŞSİZ KALMIŞ Ekonomi, gündemin birinci sırasındaki yerini korumaya devam ediyor. Bu önemli konuda, ekonomide neler olup bittiğini birkaç önemli rakamla görebiliriz.   Mihenk Taşı; Bütçe: Nasıl ki her ailenin, kurumun, şirketin bütçesi var ise devletin de bütçesi vardır. Her yıl hazırlanır, onaylanır. Aynı zamanda bütçe, bir kanundur.  Bir ailenin geliri, giderini karşılayamıyorsa, aile bütçesi açık verecek demektir.  Bu açık devam edecek olursa ne yapmak gerekir? Önce tasarruf planı yapılır, tedbirleri alınır.  İmkân ölçüsünde gelirleri artırıcı çareler aranır. Aile bu iki maddeyi hayata geçiremezse ne olur? Ailede böyle iken, hepimizi ilgilendiren en büyük bütçe, devletimizin bütçesinde neler oluyor? Nasıl seyrediyor?  2006’dan 2021’e kadar yıllar içerisinde devletimizin gelir-gider ve meydana gelen bütçe açıklarını gösteren tabloyu incelediğimizde neler görüyoruz? Görüldüğü gibi tablo hiç de iç açıcı değil. Bütçe açığının en önemli sebebi faizdir. 2000 yılından bugüne faiz giderlerini gösteren tabloyu incelediğimizde çok ürkütücü rakamlar karşımıza çıkıyor. Ağır faiz yükü altında inleyen ekonomide, üretim ve ihracat sağlıklı yürüyemez. Bir yandan ihracat artarken diğer yandan ithalat daha fazla artıyor. Dolayısıyla yıllardır Dış Ticaret dengemiz sağlanamamıştır. Bütçede olduğu gibi dış ticarette de açık devam etmektedir. Özetle ihracatımız ithalatı karşılayamayınca cari açık meydana geliyor. Döviz ihtiyacımız hiç bitmiyor.  Genel olarak bu açıkların sonucu, borç demektir. Borçlanma demektir. Netice itibariyle 2021 sonunda borçlarımız 2 Trilyon 400 Milyar TL’ye ulaşmıştır.  Bu tablo işsizliği tetikliyor. 2000’lerde 1,5 milyon olan işsiz sayımız 2021’de 4,5 milyona ulaşıyor.  ON YIL ÖNCE ÜLKEMİZDE 12 MİLYON KUTU ANTİDEPRESAN TÜKETİLİRKEN BU RAKAM BUGÜN 60-70 MİLYON KUTULARA ULAŞTI Diğer taraftan suç ve suça eğilim de rahatsız edici boyutlarda artıyor. Görülüyor ki, ahlaki ve manevi yönden de büyük kayıplarımız var. Rakamlar tahribatı gözler önüne seriyor. Şu ana kadar konuştuklarımız, yaşadıklarımız sonuçlardır. Bu yaşadıklarımızın sebepleri nelerdir? Asıl mesele doğru teşhis koymak, sonra da doğru tedavi yöntemlerini uygulamaktır. Açıklıkla ifade ediyorum ki bu meseleler şahıslar, hatta parti meselesi değildir. Eğer bugünkü vahşi kapitalizmin çarpık çarklarından biri olmaya devam edilecekse, parti marti hiçbir şey ifade etmez. Bugüne kadar yaşananlar bunu teyit etmiyor mu? Millî Görüş düşüncesinin siyasal hayata kazandırdığı en önemli siyasi katkı, gerçek sorunu gerçek bir yöntemle doğru tanımlamasıdır. Millî Görüş olarak, Türkiye’de siyasal gelişmelerin, siyasi partiler üzerinden, “kayıkçı kavgasıyla” ya da “horoz dövüşüyle” geçiştirilmek istenmesine, itirazımız vardır. Millî Görüş düşüncesi, kitleleri uyaran ve gerçek aktörleri görmeye yönlendiren bir niteliğe sahiptir. Yaşadığımız dünyada olaylar kendiliğinden meydana gelmiyor. Her şey ciddi planlamalar ve takip ile meydana geliyor. Günümüzde siyasi, ekonomik ve hatta askeri yollarla dünyanın içine sokulduğu zorluklar, salgın nedeniyle biraz daha ağırlaştırıldı. Dünya, insanların büyük bir kısmı için çilehane haline geldi. Yollar, gemiler, uçaklar arttı. Ama insanlığın sosyal, psikolojik problemleri çığ gibi büyüdü. On yıl önce ülkemizde 12 milyon kutu antidepresan tüketilirken bu rakam bugün 60-70 Milyon kutulara ulaştı. ABD’de psikolojik problemler için 1990’da 40 milyar dolar harcanırken, 2020’de 250 milyar dolar harcanmıştır. Bu rakamlar bize çok şey ifade ediyor. “KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ” İNSANLIĞIN SORUNU HALİNE GELİYOR Bu sistem mutluluk üretmiyor. Bu sistem dert üretiyor. İsraf boyutlarını da aşan aşırı tüketim, atık üretiyor. Çevre, hava, su kirleniyor. Hatta mevsimler etkileniyor. “Küresel İklim Değişikliği” insanlığın sorunu haline geliyor. Bu durum sürdürülebilir değildir.   Diğer taraftan tüketimden bahsediyoruz ama bu herkes için değil.Düşünebiliyor musunuz? İngiliz yardım kuruluşu OXFOM raporunda, dünyanın %1’lik nüfusunun geliri, kalan %99’un servetine denk. Dünya bu eşitsizliği üreten ekonomik ve siyasi düzeni sorgulamadan, bu cendereden kurtulamaz. Asla huzura kavuşamaz. YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE’Yİ KURMAK ZORUNDAYIZ Adil temeller üzerinde yeni bir dünyayı biz kurmalıyız. Ve kurarız. Bunun için Yeniden Büyük Türkiye’yi kurmak zorundayız. Ve Allah’ın izniyle de kuracağız. Bunun için de Yaşanabilir Bir Türkiye oluşturmak zorundayız. Bunun da şartı elli yıldır dile getirdiğimiz iki adımı atmaktır; Önce Ahlak ve Maneviyat Eğer ahlak, siyasetin özü ve ruhu değilse, amacı değilse, yozlaşmak kaderimizdir. Şu dünyada ahlakı kılıf olarak kullanmaktan daha tehlikeli bir şey yoktur. “Önce Ahlak” demek zordur. Çünkü ahlak, hesabı kendimize sorarak başlar ve öyle devam eder. Kısacası Önce Ahlak olmadan olmaz. MİLLİ GÜÇLÜ SÜRATLİ YAYGIN KALKINMA Tarımdan sanayiye, ticaretten teknolojiye, halkımızın ihtiyaçlarını karşılayacak ciddi planlamalar yapılmalıdır. Üretimde gelişmeler sağlanırken bozulan gelir dağılımı dengesini kuracak adımlar atılmalıdır. Netice olarak “insanı yaşat ki devlet yaşasın” ilkesini hayata geçirmek, hedefimiz olmalıdır. Toplantımızın başından beri ifade etmeye çalıştığım gibi, dünya hızla değişiyor. Gücü elinde bulunduranlar, sürekli gücüne güç katıyor. Bu durum karşısında günübirlik kısır çekişmelerden uzaklaşmalıyız. Her konuda adaleti tesis ederek, ülkemizi lider ülke haline getirmenin çalışmalarını yapmalıyız. Bu konuda muhalefeti ile iktidarı ile hepimize büyük görevler düşmektedir. Millî Görüş hareketinin tek temsilcisi Saadet Partisi olarak, 85 milyon memleket evladının hepsinin huzurunu, refahını istiyoruz. Ve bu yolda canla başla çalışmaya devam ediyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz” dedi. Genel Başkan Yardımcımız Mustafa İriş’in düzenlemiş olduğu basın toplantısına: Saadet Partisi Edirne İl Başkanı Av. Sinan Tekin, Saadet Partisi Edirne İl Gençlik Kolları Başkanı İnş. Müh. Talha Çelebi, Saadet Partisi Edirne Merkez İlçe Teşkilat Başkanı Mansur İriş, Saadet Partisi Havsa İlçe Teşkilatı 7. Olağan Kongresi İlçe Başkan Adayı Murat Aladağ katıldı.  



Çok Okunanlar

2024-09-27 01:50:48