<p style="margin:0cm 0cm 0.0001pt"><span style="font-size:12pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif""></span></span><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><b>TEMA Vakfı Edirne İl Temsilcisi Şirin Çoğal doğa için çalışmalarına ara vermeden devam eden TEMA Vakfı’nın 2021’in öne çıkan iyi ve kötü çevre olaylarını değerlendirdiğini belirtti. Çoğal; “2021 yılında devam eden küresel salgın ve orman yangınları başta olmak üzere çok sayıda çevre felaketleri, insanların doğa ile uyumlu yaşamaları gerektiği konusundaki bilinç ve farkındalıklarını artırdı. Yıl boyunca çevre gündeminde olumsuz gelişmeler kadar güzel gelişmeler de yaşandı” dedi.</b></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 0.0001pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 0.0001pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><b>TÜRKİYE’DEN YENİ İKLİM TAAHHÜTLERİ</b></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 0.0001pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 0.0001pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;">Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 26. Taraflar Toplantısı 2020 yılında küresel salgın sebebiyle yapılmamış ve 2021 yılına ertelenmişti. Toplantı öncesi Eylül ayında gerçekleşen 76. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Türkiye Paris Anlaşması’nı onaylayacağını bildirmiş ve 2053 yılında karbon nötr olma taahhüdü vermişti. İklim değişikliğinden en fazla etkilenecek coğrafyalardan biri olan Türkiye, Ekim ayında Paris Anlaşması’nı onaylarak karbonsuzlaşma hedeflerinde önemli bir adım atmış oldu.Türkiye, 2030 yılına kadar ormansızlaşma ve arazi bozulumunu durdurmayı ve tersine çevirmeyi taahhüt ettiği “Orman ve Arazi Kullanımı Bildirgesi”ni ve kömürün kademeli azaltımını kabul eden “Glasgow İklim Paktı”nı COP26’da imzaladı. Tüm bu gelişmelerle Türkiye, gerçekçi bir hedefle sorumluluk alarak iklim değişikliğini durdurma çabalarına önemli bir katkıda bulunmuş oldu.</span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 0.0001pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 0.0001pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><b>TAŞ OCAĞI VE TERMİK SANTRALLERE KARŞI NÖBET</b></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 0.0001pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;">Muğla’nın Milas ilçesindeki İkizköy Mahallesi sınrları içindeki Akbelen Ormanı’nda, Yeniköy-Kemerköy Termik Santrali’nde kullanılmak üzere linyit madeni işletmesi için olur kararına karşı açılan davada hukuki süreçler devam ederken ağaç kesimleri gerçekleştirildi. Orman yangınlarıyla mücadele eden Muğla’da bir ağaç daha kaybetmek istemeyen yaşam savunucuları ise hukuki süreçler tamamlanmadan gerçekleştirilen kesimlere karşı bölgede nöbet tutmaya başladı. Muğla 1. ve 3. İdare Mahkemelerine açılan davalarda iki mahkeme de yürütmeyi durdurma kararı verdi. Devam eden yargı süreçlerine istinaden 7 Eylül’de gerçekleştirilen ve yöre halkının tepkisi nedeniyle iptal edilen bilirkişi keşfi, Muğla 1. İdare Mahkemesi’nin 7 Aralık 2021 tarihli kararıyla tekrarlandı. </span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 0.0001pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 0.0001pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;">Rize’nin İkizköy’e bağlı İşkencedere Vadisi’nde yapılması planlanan taş ocağı projesine karşı ise yaşam alanlarını savunan köylüler nöbet tutmaya başladı. Doğal varlıklar üzerinde büyük bir tahribata sebep olacak proje aynı zamanda bölge için ekonomik gelir kalemi olan organik çay ve bal üretimini de olumsuz etkileyecek. Rize İdare Mahkemesi’nin kararı sonucu gerçekleştirilen bilirkişi keşfi raporunda, projenin usulsüz olduğu ve taş ocağının yapılmasının uygun olmadığı belirtildi. </span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 0.0001pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 0.0001pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 0.0001pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 0.0001pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 0.0001pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;">Ağı Dağı Altın ve Gümüş Madeni Kapasite Artışı ve Zenginleştirme Projesi ÇED olumlu kararı geçerliliğini yitirdi. Çanakkale’nin ve Kaz Dağları’nın önemli tarım alanlarını, su varlıklarını ve canlı tür çeşitliliğini tehdit eden “Ağı Dağı Altın ve Gümüş Madeni Kapasite Artışı ve Zenginleştirme Projesi”ne karşı TEMA Vakfı’nın, ÇED Yönetmeliği’nin 14-(4) “ÇED Olumlu kararı verilen proje için yedi (7) yıl içinde mücbir sebep bulunmaksızın yatırıma başlanmaması durumunda ÇED Olumlu kararı geçersiz sayılır” maddesine istinaden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na yaptığı ÇED iptal başvurusu kabul edildi. Kaz Dağları başta olmak üzere Çanakkale’de yaşam zaman kazandı. </span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 0.0001pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 0.0001pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><b>ORMAN YANGINLARI ŞİDDETİNİ ARTIRDI</b></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 0.0001pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;">2021 yılı yaz aylarında yaşanan ve afet boyutuna dönüşen orman yangınları Türkiye gündeminin temel konularından birini oluşturdu. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre son 50 yılın en sıcak ikinci ayı olan Temmuz 2021’de Antalya Manavgat’ta 4 ayrı yerde başlayan yangın, Ağustos ayının ilk yarısına kadar devam ederek, 54 ilde 299 noktaya yayıldı. Türkiye tarihinin en büyük orman yangını felaketlerini oluşturan yangınlarda resmi verilere göre 133 bin hektar orman, 26 bin hektar tarım alanı yandı. 9 kişi ve milyonlarca canlı hayatını kaybetti. Türkiye doğası ve yangın bölgelerindeki yaşam ağır yara aldı.</span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 0.0001pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;">İklim krizinin sonucu olarak yaşanan aşırı kuraklık ve sel felaketleri ekosistemi olumsuz etkiledi. 2021 yılında iklim krizi kendini şiddetli kuraklık, ani ve şiddetli hava olaylarıyla gösterdi. Türkiye de bu yılı sel ve kuraklığın tehdidi altında geçirdi. Aşırı kuraklıklar birçok gölü ve çevresindeki ekosistemi olumsuz etkiledi. Kuraklık ve vahşi sulama nedeniyle kuruyan Tuz Gölü’nde binlerce flamingo yavrusu hayatını kaybetti. Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü’nün bazı bölgelerinde 1.5-2 kilometrelik çekilmeler meydana geldi. Sodyum kaynağı olarak büyük bir potansiyele sahip olan Acıgöl’de ortalama su seviyesi 1 metrenin altına düştü. Dünyanın nazar boncuğu olarak bilinen Meke Gölü ise tamamen kurudu.</span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 0.0001pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 0.0001pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><b>TÜRKİYE’DE 15 KENTİN YÜZÖLÇÜMÜNÜN %62’Sİ MADENLERE RUHSATLI </b></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 0.0001pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;">TEMA Vakfı 15 ilde (Çanakkale, Balıkesir, Tekirdağ, Kırklareli, Karaman, Muğla, Afyonkarahisar, Eskişehir, Zonguldak, Bartın, Kahramanmaraş, Tunceli, Erzincan, Ordu ve Tokat) IV. Grup maden ruhsatlarının dağılışlarını ve arazi nitelikleri ile ilişkisini ortaya koyan haritalama çalışmaları gerçekleştirdi. Çalışmanın sonuçlarına göre 15 kentte ortalama ruhsatlık alan oranı %62 olarak tespit edildi. Ruhsatların en yoğun olduğu bölgelerin başında %79 ile Kaz Dağları geliyor. Çanakkale ve Balıkesir’in sınırları içinde yer alan bölgede toplam 1.634 maden ruhsatı düzenlenmiş durumda. Artvin, Eskişehir, Zonguldak-Bartın ve Ordu ise ruhsatlılık oranının %70’in üstünde olduğu kentler olarak dikkat çekiyor. Ormanların ortalama %58’i, tarım alanlarının %60’ı madenlere ruhsatlanmış durumda. <b>Haber Merkezi</b></span></span></span></p>