<p style="margin:0cm 0cm 8pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="line-height:107%"><b>Edirne Sultan 1.Murat Devlet Hastanesi’nde görev yapan Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Tolga Ceylan, hastanede düzenlenen basın toplantısında halk arasında göz tansiyonu olarak da bilinen glokom rahatsızlığı hakkında bilgi verdi. Ceylan, şeker hastaları, kortizon ilacı kullananlar, ailesinde göz tansiyonu öyküsü olanların kontrol altında olmalarını söylerken ayrıca, sıkı boyun bağı yani kravatı çok sıkmak, fuları çok sıkmak veya üflemeli enstrümanların da hastalığa yol açabildiğini ifade etti. </b></span></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 8pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="line-height:107%">Nüfusun yüzde iki oranında görülen hastalıklardan biri olan glokom yani göz tansiyonu hastalığının sinsi bir hastalık olduğunu söyleyen Edirne Sultan 1.Murat Devlet Hastanesi’nde görev yapan Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Tolga Ceylan; “Toplumda yüzde 2 oranında görülen 'Glokom' rahatsızlığından bahsedeceğim. Bunu seçmemin sebebi sinsi bir hastalık olması. Yaklaşık görmemizin yüzde 70 - 80'ini kaybettiğimizde ancak bu hastalık bize belirti veriyor. Sinir hasarı yüzde 80 olduğunda hasta bize geliyor, tedavisine başlasanız bile o yüzde 80 hasarı geri döndüremiyorsunuz çünkü sinirleri ölmüş oluyor” dedi. </span></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 8pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="line-height:107%"><b>“35 YAŞ ÜSTÜ YILDA 1 KEZ GÖZ TANSİYONLARINI ÖLÇTÜRMELİLER”</b></span></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 8pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="line-height:107%">Glokom hastalığının kontrol altına alınması gereken önemli bir hastalık olduğunu vurgulayan Ceylan, gerekli müdahaleler yapılmazsa görmede yüzde 80 kayıp oluşabildiğini vurguladı. Ceylan; “Göz tansiyonu kendi tonusunu koruması için gözün içinde bir sıvı dinamiği var. Bu sıvı dinamiği üretiliyor ve dışarı atılıyor. Bu iki dinamikten birisi bozulursa, yani ya üretim fazlalaşır ya da dışa atımda bir sıkıntı olursa gözün içindeki basınç artıyor. Bu basınç artmasından dolayı göz sinirlerimiz harap oluyor. Biz de buna göz tansiyonu yani 'glokom' hastalığı diyoruz. Hasta bize 'görmem kayboldu' şikâyetiyle geliyor ve bu noktada maalesef görmesinin yüzde 80'i kaybolmuş oluyor. Biz bu hastalığı erken yakalamak istiyoruz. Erken yakalamak için de yapmamız gereken, hastalarımızın 35 yaşından sonra yılda 1 kez göz tansiyonlarını ölçtürmeleri gerekiyor. Bunun için de hastaların polikliniğe başvurmaları gerekiyor” diye konuştu.</span></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 8pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="line-height:107%">İlaç tedavisi yetersiz kalırsa cerrahi müdahale ile hastalığın tedavi edilebileceğini de söyleyen Ceylan; “Tedavisi olan bir hastalık. İlaçlar kullanıyoruz, damlalar kullanıyoruz. Eğer bu damlalarla sonuç elde edemezsek cerrahi yöntemlere başvuruyoruz. Ama tedavisinden önce tanısını koyma şeklimizden bahsetmek gerekiyor. Öncelikle göz tansiyonu olan hastamızın poliklinikte göz kornea kalınlığını ölçen cihazımızda, tonografi denilen cihazımızda göz tansiyonunu ölçüyoruz. Ölçümde sonra sinir kalınlıklarını ölçüyoruz ve görme alanıyla da ne kadar kaybı olduğunu saptıyoruz. Bunların hepsi devlet hastanemizde mevcut. Bu noktadan sonra tedavi aşamasında elimizde 5-6 grup ilacımız var. Bu ilaçlarımızı kullanıyoruz. Bu ilaçlarla da hastalarımızın tansiyonları halen yüksek devam ederse, o zaman da bu hastalarımıza cerrahi müdahale yapılıyor” açıklamasını yaptı.</span></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 8pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="line-height:107%"><b>“ÇOCUKLARDA GÖRÜLME ORANI BİNDE 1”</b></span></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 8pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="line-height:107%">Çocuk yaş gruplarında hastalığın görülme oranının binde bir olduğunu söyleyen Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Tolga Ceylan; “Çocuklarda görülme oranı binde 1 şekilde. Çocuklarda erken bulgu veriyor ve çocuklar erişkinlere oranla daha şanslılar. Onlarda medikal tedaviden daha çok cerrahi tedavi ön planda. Çünkü çocuklar tanıyı erken alıyorlar. Göz hemen büyümeye başlıyor ve aile bunu fark edip bize başvuruyor ama erişkinlerde kesinlikle bir belirti vermiyor göz tansiyonu, o nedenle 35 yaşından sonra bütün bireylerin göz tansiyonunu ölçtürmesi gerekiyor” ifadelerine yer verdi. </span></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 8pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="line-height:107%"><b>SIKI KRAVATA, ÜFLEMELİ ÇALGILARA DİKKAT</b></span></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 8pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="line-height:107%">Kravatı sıkı bir şekilde bağlamak veya üflemeli enstrüman çalarken sinirleri zorlamanın glokom hastalığına yol açacağını belirten Ceylan; “Özellikle risk grubu olanlar şeker hastaları, kortizon ilacı kullananlar, ailesinde göz tansiyonu öyküsü olanlar muhakkak daha sıkı kontrol altında olmalılar. Göz tansiyonu yediğimizle ya da diyetimizle ilgili bir hastalık değil. Bilinen iki sebep var, bunlardan ilki sıkı boyun bağı yani kravatı çok sıkmak, fuları çok sıkmak. İkincisi üflemeli çalgılar. Bunların riski arttırdığı söyleniyor. Bunların da yüzde 100 etkisi yok tabii ki” ifadelerini kullandı.</span></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 8pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="line-height:107%"><b>“MONİTÖR PERHİZİ YAPILMALI”</b></span></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 8pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="line-height:107%">Göz sağlığı için tavsiyelerle de bulunan Ceylan; “Şu anda dünyadaki en büyük göz kusur miyopi, yani uzak görme kusuru. Miyopinin en büyük artmasının sebebi de teknoloji. Özellikle biz monitör başında olan hastalarda miyopinin çok fazla olduğunu görüyoruz, göz kuruluğunun çok fazla olduğunu görüyoruz. Göz de bir organ, ne kadar kullanılırsa o kadar şikâyetler ortaya çıkıyor. O nedenle biz hastalara monitör perhizi öneriyoruz. Günde 8 - 10 saat kalan hastalarımız var, bunların yarım saat aralıklarla dinlene dinlene biraz ekrandan uzak durmalarını öneriyoruz” şeklinde konuştu. <b>Damla GÖÇ</b></span></span></span></span></p>