<p style="margin:0cm 0cm 10pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="line-height:115%">Hayatın içinde mücadele etmek zor ama ileriyi görmeden de kahraman olunmuyor tabi. Bu yazımda bazı alıntılara da yer vermek istiyorum.</span></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 10pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="line-height:115%">Bir mealden aklımda kalanlar var “İnsanın zaman akışı karşısında hareketsiz durması, trende giden yolcunun dışarıdaki eşyaları beraberinde gidiyor görmesi gibi bir aldatmacadır. Şu gerçeği unutmamalıyız ki; vakit kılıç gibidir. Onu yerinde kullanmazsak bizleri yaralar.” Bu cümlelerin bir başı var ama inanın hatırlamıyorum. Ne kadar doğru değil mi? “Vakit kılıç gibidir”</span></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 10pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="line-height:115%">Yapmak istediklerimizi yapamamak ya da kendimizi istediğimiz gibi anlatamamak bazen bizleri çılgına çevirir. Bazı fırsatları değerlendirmezsiniz ise ömrümüzden çalmış olursunuz aslında. Çünkü vakit, ömürdür…</span></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 10pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="line-height:115%">Tevekkül ve sabır yaşam tarzımızı ve bakış açımızı belirliyor bana göre. Sabır, ise yüzünü ekşitmeden acıyı yudumlamak gibi.</span></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 10pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="line-height:115%">Yaşam mücadelesi içinde insan her şeye katlanmayı öğreniyor. Önemli olan çok geç kalmadan ve ömrünü tüketmeden farkına varabilmekte belki de.</span></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 10pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="line-height:115%">Bunları yazarken aklıma bir hikâye geldi ve yazının altına iliştirmek istedim. Bu hikâye aslında birçok konuyu özetliyor…</span></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 10pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="line-height:115%">Hintli bir yaşlı usta, çırağının sürekli her şeyden şikâyet etmesinden bıkmıştı. Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Hayatındaki her şeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyledi. Çırak, yaşlı adamın söylediğini yaptı ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı.</span></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 10pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="line-height:115%">"Tadı nasıl?" diye soran yaşlı adama öfkeyle "acı" diye cevap verdi.</span></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 10pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="line-height:115%">Usta kıkırdayarak çırağını kolundan tuttu ve dışarı çıkardı. Sessizce az ilerdeki gölün kıyısına götürdü ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyledi. Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken aynı soruyu sordu:</span></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 10pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="line-height:115%">-"Tadı nasıl?"</span></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 10pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="line-height:115%">"Ferahlatıcı" diye cevap verdi genç çırak.</span></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 10pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="line-height:115%">"Tuzun tadını aldın mı?" diye sordu yaşlı adam, "hayır" diye cevapladı çırağı.</span></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 10pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="line-height:115%">Bunun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi:</span></span></span></span></p><p style="margin:0cm 0cm 10pt"><span style="color:#000000;"><span style="font-size:14px;"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="line-height:115%">-"Yaşamdaki ıstıraplar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Istırabın miktarı hep aynıdır. Ancak bu ıstırabın acılığı, neyin içine konulduğuna bağlıdır. Istırabın olduğunda yapman gereken tek şey, ıstırap veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış."</span></span></span></span></p>