Muristek
MHP 25. Dönem İzmir Milletvekili Murat Koç, 2015 yılında gündeme getirdiği "Tarım Koordine Merkezleri" projesinin hayata geçmesi için çağrıda bulundu. Koç, bu yöntemle tarım ve gıda alanında hem stokçuluğun hem de gıda enflasyonun önüne geçileceğini dile getirdi. MHP 25'inci dönem İzmir Milletvekili ve İş İnsanı Murat Koç, 2015 yılında dile getirdiği Tarım Koordine Merkezleri çağrısını yineledi. Koç, Tarım Koordine Merkezleri ile planlı tarım yapılarak hem gıda enflasyonun hem de stokçuluğun önüne geçileceğine kaydetti. Koç, "Tüm dünyada ulusların 2 önemli temel ihtiyacı vardır. Bunlar da savunması ve gıda yani karnını doyurmasıdır. Bir ülkede yaşayan vatandaşların bu 2 ana temel ihtiyacı karşılanıyorsa o ülkede huzur var demektir. Dünyamız iklim krizinin pençesinde, her geçen gün iklim krizinin etkilerini daha çok hissediyoruz. Sularımız tükeniyor, her mevsimi normallerinin çok üstünde yaşıyoruz. Bunlarla birlikte dünya genelinde tarım alanında üretim problemleri yaşanmaya başladı. Türkiye'de 60'lı yıllardan başlayan yanlış kentleşme sonucunda, refah planlı bir şekilde ülkenin çeşitli bölgelerine dağıtılmadı. Bu hata bugün de devam ediyor. Sanayi bazı kentlerde toplandı ve toplanmaya devam ediyor. Buna örnek verecek olursak Sakarya'yı gösterebiliriz. Bir ülkede refahı yaymak istiyorsanız, üretimi, fabrikaları kentlere dağıtmanız gerekiyor. Refah 1-2 bölgeden ülke geneline yayılmalı" dedi.
"HER ADIM PLANLANMALI"
İş İnsanı Murat Koç, Tarım Koordine Merkezleri tarafından tarımın her adımının planlanması gerektiğini belirterek, "Bir pandemi süreci yaşandı. İnsanlar evlerine kapandı. Bizler bu süreçte bir ülkenin başta tarım alanında olmak üzere kendi kendine yetebilmesinin ne kadar önemli olduğunu anladık. Üretimin ne kadar önemli olduğunu, toprağın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladık. Biz 2015 seçimlerine giderken, 'Tarımı ülkenin geneline yaymak gerekiyor. Ülkede ne kadar tarım ve hayvancılığa elverişli yer varsa buralar atıl kalmamalı, kullanılmalı" çağrısında bulunduk. "Tarım Koordine Merkezleri" projemizi dile getirdik. Bu projemizde toprağın analizinden, verimliliğinden tutun o toprakta hangi ürün yetiştirilirse daha çok fayda ve verim sağlanır, hava şartları nedir, o yörenin hava ve toprağında hangi ürün yetişmelidir, ürünün tarlaya ekilip, toplanmasına, paketlenmesi ve pazarlara ulaşmasına, nihai tüketiciye ulaşana kadar planlaması yapılmalı" dedik" açıklamasında bulundu.
"TARIM MİLLİLEŞTİRİLMELİ" Hayata geçirilecek yöntemle stokçuluk ve spekülasyonların da önüne geçileceğini anlatan Koç, "Buradaki ana gayemiz tarım politikasının millileştirilmesi, devlet kurum ve kuruluşları tarafından gözetim altında tutulması, gıda ürünleri üzerinde art düşünceli insanların çeşitli projeler yapmasını engellemekti. Tarladan nihai tüketiciye kadar kontrollü vaziyette, stokçuluğun da önüne geçilmeli. O günlerden, tarım ürünleri üzerinde çeşitli kötü niyetli yapıların çalışma içinde olduğunu görmüş, bunları dile getirmiştik. Gıda ve tarım çok spekülasyon üretilen bir yapıya sahip, bunların da tarım kentleri ve tarım koordine merkezleriyle önüne geçilmeli" diye konuştu.
"EKİLMEYEN TARIM ARAZİSİ KALMAMALI"
Ekilmeyen tarım arazilerinin mutlak süretle ekilmesi gerektiğini aktaran Koç, "Geç kalınmış değil, devletimiz bu işe el atarsa 1 seneye kalmadan tüm sistemi kurabilir. Türkiye'nin dağlarındaki tüm meraları, yaylaları hayvancılığa açılmalı. Hayvancılık yapmak isteyen herkese belli kriterler çerçevesinde kullanım, bakın tahsis değik kullanım hakkı tanınmalı. Ekilip, biçilecek alanlarının tamamına yakınını çeşitli teşviklerle desteklenmeli. Tarım Koordine Merkezleri Planlamasıyla yapılan üretime alım garantisi sağlanmalı" ifadelerini kullandı.
"TEŞVİK ÜRÜNE VERİLMELİ" Koç, tarım teşviklerinin ürüne verilmesi gerektiğine vurgu yaparak, "Biz ne teşvik vereceksek ürüne verelim. Üründeki kaliteyi yakalama adına, insanların refahını sağlama adına devletin verebileceği bütün teşvikler üretilen ürün karşılığında verilmeli. Önden teşvik verilebilir ama nihai teşviklerin tamamı ürüne verilmeli. Tarım insanlara sevidirilmeli. Tarımda bütünlük adına çiftlikler oluşturulmalı. Tarım toprağı, tarıma elcerişli toprak insan eliyle yapılan bir yapıt değil. Tarım arazilerimiz çok değerli, biz onları korumalı ve atıl kalmasını engellemeliyiz. Tarım arazilerinin tapuları başkasının üstüne olabilir ama ekilmeyen alanlar devlet eliyle ekmek isteyene ektirilmeli. Toprak sahibine de bir pay verilmeli. Adam gidip ekmediği alanın ekilmesinden ve kendisine de buradan küçük de olsa bir pay verilmesinden memnuniyet duyacaktır. Gıda enflasyonunun önüne ancak böyle geçebiliriz. Bizim topraklarımız 2 Türkiye nüfusuna yetecek kadar verimli ve büyük. İnsanlarımızı 'Köylü milletin efendisidir' anlayışına yeniden getirmeliyiz" dedi.