Geçtiğimiz hafta robotlar dünyasında iki büyük gelişme yaşandı. Gelişmeler büyük ama robotlardan biri büyük, diğeri küçük. Büyük olanı dünyanın en gerçekçi insansı robotu. Bir laboratuvarda cansız bir manken gibi gözleri kapalı duran bu robot önce omzunu hareket ettiriyor. Sonra kamera arkasından birinin parmağını şıklatmasıyla birdenbire uyanıyor. Kısa bir süre etrafına şaşkın gözlerle baktıktan sonra kendi bedenini incelemeye başlıyor. Yüzündeki ifadeler bugüne kadar gördüğümüz diğer insansı robotlardan çok daha gerçekçi. Bu şaşkınlık koreografisinin sonunda nihayet onu uyandıran bizleri fark ediyor... ve irkiliyor mu, ürküyor mu? Sanırım neler olduğunu anlamaya çalışıyor ve nihayet ellerini uzatıp bize gülümsüyor. Siz neler hissettiniz bu görüntüleri izleyince? Onun gibi şaşırdınız mı? Ürktünüz mü? İrkildiniz mi? Ya da korktunuz mu? Oysa size otomobil montajı yapan şöyle robotları gösterseydim yine aynı duyguları hisseder miydiniz? Temelde bu iki robot arasında neredeyse hiç fark yok. Biri endüstriyel robot, diğeri insansı robot. İkisinde de bir sürü kabloyla birbirine bağlanmış motorlar var ve bu motorların hareket ettirdiği parçalarla dış dünyada bir şeyleri değiştiriyorlar. Birinde otomobilleri, diğerinde bizim yüzümüzün şeklini. Doğal olarak biz insana benzer şeyleri görünce bundan çok daha fazla etkileniyoruz. O yüzden özellikle son yıllarda bu kategorideki robotların sayısında bir artış görüyoruz. Az önce sizlere gösterdiğim Ameca adlı bu robotu yapanlar da aynı gerekçeyle onu ürettiklerini söylüyor: “İnsana benzeyen bir robot yapmamızın nedeni insanlarla etkileşim kurmak” diyorlar. “İnsan yüzü, çok yüksek bant genişliğine sahip bir iletişim aracı.” Bugüne kadar yapılan diğer denemelerde ne kadar humanoid (insan benzeri) olunmaya çalışılsa da bir şekilde tam benzeyemediğinden onlara baktığımızda arada kalıyorduk. Buna “uncanny valley - tekinsiz vadi” etkisi dendiğini söylemiştim ve daha önceki videolarımda ayrıntılı olarak bu kavramı anlatmıştım. Ne demek istediğimi yeni örneklerle bir kez daha açıklamaya çalışayım. Hatta bunun için Ameca’yı yapan “Engineered Arts” mühendislerinin daha önceki denemelerini kullanalım, çünkü bu etkiyi o örneklerde çok rahat görebiliriz. Mesela Ocak ayında tanıttıkları Cleo’ya bir bakın. Bir maestro gibi giydirmişler. klasik müzik eşliğinde zarif hareketler yapıyor. İlk bakışta insan zannediyorsunuz ama daha bir kaç saniye geçmeden insan olmadığını fark edip irkiliyorsunuz. Çünkü bu görüntü sizde o “uncanny valley” etkisini uyandırıyor. Gerçek insanlara kusurlu bir şekilde benzeyen böyle insansı nesneleri görmek, bizlerde tekinsiz veya garip bir şekilde ürkütücülük ve sonrasında da tiksinti duygularına yol açıyor. Oysa aynı nesneyi kıyafetlerinden ve cildinden çıkarıp görsek bu etki azalacak. Tam olarak kaybolmayacak ama yine de azalacak. Bir de modern dünyanın farklı türdeki kaygılarını azaltmaya çalışmışlar. Mesela derisinin rengi gri. Kızılderili değil. “Ayrıcalıklarla doğan” beyaz ırktan ya da sarı, kahverengi, siyah ırklardan da değil. Onu yapanlar ırkının yanı sıra cinsiyetinin de belirsiz olmasına çalışmışlar. Bakınca ne erkek ne de kadın gibi gözükmesini istemişler. Sadece temel insani özelliklere, yüz ifadelerine odaklanmışlar. O yüzden de yüzünü griye boyamışlar. Yine de korkutuculuğunu azaltamamışlar diye düşünüyor olabilirsiniz. Her ne kadar dünyanın en gerçekçi görünen insansı robotu olarak lanse edilseler de teknolojik gelişmişlik açısından bu tür robotların karmaşık bir kukla ya da bir vitrin mankeni olduğunu söyleyebiliriz. Abartmaya gerek yok. Bu tür robotları genellikle gösteri ve eğlence amacıyla üretiyorlar. Henüz yürümek, koşmak gibi diğer vücut özelliklerine sahip değil. Onun bu eksikliklerini gidermiş bir başka popüler robot üreticisi var biliyorsunuz: Boston Dynamics. İnsansı vücut hareketleri deyince bunlardan daha gelişmişi yok. Her türlü atletik hareketi, kusursuza yakın bir dengeyle ve ustalıkla gerçekleştirmeyi öğrendiler. Tüm bu hareketleri yapan Atlas adlı bu robotun vücuduyla Ameca’nın yüzünü birleştirdiğinizi bir düşünsenize. Hem böyle hareket ediyor hem de yüzünü şekilden şekle sokuyor. Bu iki robotu evlendirsek... Çocukları neye benzerdi?