ATSO’yu kentin en büyük lobi kuruluşu haline getireceklerini ifade eden Ali Bahar’ın konuşmasında öne çıkanlar şöyle; “Antalya Ticaret ve Sanayi Odamızın organ seçimleri 01 Ekim’de gerçekleşmiş, 07 Ekim’de de Yönetim Kurulu ve Yönetim Kurulu Başkanı seçimi yapılmıştır. Bu ikinci aşama, odamız için hiç hoş olmayan bir olaylar silsilesini, beraberinde getirmiştir. Kepez 3’üncü İlçe Seçim Kurulu, kırmızı listelerde şifreli oy kullanımını tespit etmiş, Yüksek Seçim Kurulu da bu usulsüzlüğü onamıştır. Bu karar, Türkiye seçim tarihinde emsal olarak yerini alacak ve ümit ediyorum ki bundan sonra insanlar, hür ve özgür iradeleri dışında birilerinin şahsi çıkarı için oy vermeye zorlanamayacaklardır. RENKLERİN MÜCADELESİ ARTIK BİTMİŞTİR, BİTMELİDİR Seçim bittiğine göre, renklerin mücadelesi artık bitmiştir, bitmelidir. Az önce de ifade ettiğim üzere, sandıktan çıkan sonuca yapılan itirazlar yargıya intikal etmiş, titizlikle yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde sonuç, hukukun üstünlüğü ilkesi ışığında, tescil ve ilan edilmiştir. Özetle konu kapanmıştır, artık kapanmalıdır. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası an itibariyle, 53 bin üyesi, 283 meslek komitesi üyesi ve 117 meclis üyesi ile tek bir vücuttur, tek vücut olmalıdır. Bunu sağlamak da öncelikle şahsımın ve yönetim kurulumuzun sorumluluğu ve vazifesidir. Özellikle belirtmek isterim ki ‘Birlikte yöneteceğiz’ bir slogan değil, ATSO üyelerine ve Antalya halkına verdiğimiz bir sözdür. Sizlerden ricam ise verdiğimiz bu sözün takipçisi olmanız, mümkün değil ama eğer sözümüzden saparsak bize bunu hatırlatmanızdır. KAYBEDECEK BİR DAKİKAMIZ YOK ‘Küsleri barıştıracağız’ demiştik. Çalışmaya hemen şimdi, bu avludan başlıyoruz. Seçim süreci boyunca ve hatta öncesinde, istemeden de olsa kırdığımız, incittiğimiz kim varsa, şahsım ve yönetim kurulum adına herkesten tek tek özür diliyorum. Kırgınlığının, özür dilemek ile geçmeyeceğini düşünenler için, genel sekreterimize ilk talimatımı huzurlarınızda iletmek istiyorum. ‘Ben Ali Bahar’a kırgınım ve kendisiyle görüşmek istiyorum’ diyen herkes ile beni zaman kaybetmeden bir araya getirecek planlamayı yapınız. Bunun için kimseden onay almanıza gerek yoktur, bu konuda tam yetkilisiniz. Şunu da belirtmeden geçmek istemem; Kaybedecek bir dakikamız yok. Zamanımızı kişisel meseleler yerine Antalya’mızın, iş dünyamızın, esnafımızın sorunlarının çözümüne, yeni projelere, ortak aklı hakim kılacak aksiyonlara ayırmayı yeğlerim. ANTALYA’NIN PANDEMİDE ALDIĞI YARA HALA TAZELİĞİNİ KORUYOR Çünkü Antalya’nın pandemide aldığı yara hala tazeliğini koruyor. Bunu hepiniz görüyor ve yaşıyorsunuz. Başarılı bir turizm sezonunu geride bıraktık ama yetmez. ‘Bir turizm sezonunu daha geride bıraktık’ demekten dahi rahatsızım. Çünkü turizmi hala 12 aya yayamadık, turizmi çeşitlendiremedik, çarşıda kışın turist yok, esnafımız turizm gelirlerinden hak ettiği payı alamıyor. Bu yüzden çok çalışmalıyız. Çok çalışmaktan daha da önemlisi, birlikte çalışmalıyız. BAŞKANCILIK OYNAMAYA GELMEDİK ‘Değişim istiyoruz’ demiştik. Değişimden kastımız, kişilerin, unvanların değişimi değil, vizyonun değişmesiydi. Kişileri değil şehri parlatan, Tekil değil entegre projelerin hayata geçirildiği, İş dünyamızın çoğulcu bir yaklaşımla ve ortak aklı hedefleyen bir vizyon ile temsil edildiği, Antalya’ya dünya kenti vizyonunu kazandıracak, Kamu kurum ve kuruluşları arasında işbirliğini sağlayacak ve projeler üretecek bir vizyondu talebimiz. Yüksek sesle dillendirdiğimiz ve sizler tarafından kabul gören bu talep, özünde ATSO’nun yeni yol haritasıdır. Başkancılık oynamaya gelmedik. Bizler soruna çözüm sunmakla kalmayacak, çözüme giden en kestirme yol olacağız. Bakınız altını kalın kalın çiziyorum, biz yalnızca söylemekle mükellef değiliz, Söyledik diye görevimiz bitmedi, sırf söyledik diye sorumluluklarımızı yerine getirmiş sayamayız kendimizi. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası bir daha asla böyle bir rehavet içerisinde olmayacak. Biz çözmekle, biz mücadele etmekle, olmadı mı, bir daha, bir daha, bir daha; sonuç alıncaya kadar denemekle mükellefiz. Küsmeyeceğiz, kızmayacağız, kavga etmeyeceğiz ve ne olursa olsun asla pes edip vazgeçmeyeceğiz. KOLTUKTAN GÜÇ ALMAK İÇİN DEĞİL, KOLTUĞUN GÜCÜNÜ ARTIRMAK İÇİN BU GÖREVİ TALEP ETTİK ‘ATSO’yu kentin en büyük lobi kuruluşu haline getireceğiz’ demiştik. Başta meclis üyelerimiz ve siz değerli basın mensuplarından özel ricamdır. Bundan sonra anlatırken ya da yazarken, ATSO için ‘kentin en büyük sivil toplum kuruluşu’ tarifini kullanmayınız. Çünkü ATSO artık Antalya’nın en büyük lobi kuruluşu olmak için çalışacaktır. Farkındalığı artırmak ve değişimi hızlandırmak için, sizlerin ortaya koyacağı bu hassasiyet, bizler için çok önemli ve değerlidir. Yeri gelmişken gazeteci dostlarımızdan ve basın camiasından bir başka ricam olacak. ATSO başkanı için zaman zaman yapılan bir yakıştırma vardır, sizler de bilirsiniz; “Patronların Patronu.” Haşa, bizim böyle bir iddiamız yok. Kendimize hiçbir zaman böyle bir yakıştırmayı uygun bulmadık, bulmayacağız. Biz temsil etmek için geldik. Biz koltuktan güç almak için değil, koltuğun gücünü artırmak için bu görevi talep ettik. Biz kimsenin patronu falan değiliz. Bu nedenle de görev sürem boyunca, şahsımla ilgili yazacağınız bir haber ya da makale de bu sıfatı kullanmazsanız, beni çok mutlu edersiniz. EN KISA SÜREDE İŞ YERİNİZE BİR ACI KAHVENİZİ İÇMEYE GELECEĞİZ Kentin en büyük lobi kuruluşu olmak için en önemli gereksinim de budur zaten, çok çalışmak. Koltuktan kalkıp koşmalısınız, gecenizi gündüzünüze katmalısınız. Size bu görevi verenlerin yanında olmalısınız. Onların size gelmesini beklemeden, yaşadıkları çevrenin içine girmeli, sorunlarına bizzat şahit olmalı, aynı masa etrafında toplanıp, birlikte çözüm üretmelisiniz. Masadaki ortak aklı koltuğunuzun altına alıp, ilgili tüm kapıları tek tek dolaşıp, bizzat çalmalısınız. Sonuç alıncaya kadar da o kapıyı çalmaya devam etmelisiniz. ATSO’nun değerli üyeleri; Odamızın yeni çalışma şekli budur. En kısa sürede yanınıza, dükkanıza, iş yerinize bir acı kahvenizi içmeye geleceğiz. BİZ BİR AİLEYİZ Biz bir aileyiz artık, amirinden memuruna kadar bu ailenin her bir ferdi, bizler için çok değerlidir. Hiç kimse, bundan sonrası için bir endişeye kapılmasın. Göreceksiniz, geçmişten çok daha iyi şartlarda, çok daha başarılı bir yerde çalışıyor olacaksınız. Ben sizlere inanıyor ve güveniyorum, lütfen sizler de bize inanın ve güvenin. Bugüne kadar bu güzide kurumda görev yapmış, komitelerinde, kurullarında, meclisinde ve yönetimlerinde çalışmış tüm üyelerimize gönülden teşekkür ediyorum. Yeni dönemde tüm kurullarda, komitelerde, meclis ve yönetimde görev alacak üyelerimize de başarılar diliyorum. Çok uzun ve meşakkatli bir yoldan geldik. Fakat zerre yorgun değiliz. Aksine çok heyecanlı, çok istekli ve inanç doluyuz. Bir an önce çalışmaya başlamak, Antalya’ya hizmet etmek istiyoruz. O yüzden ‘az laf, çok iş’ diyerek müsaadenizi istiyorum. Zira yapacak çok işimiz var. Bugün başlayan yeni dönemin, kentimize, iş dünyamıza ve Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’na hayırlar getirmesi dileğiyle, saygı ve sevgilerimi sunuyorum.”
2024-11-10 02:35:26